temize çıkarıyor. Bir insanı öldür- mek için onun yanına yaklaşmak, örneğin bir bıçakla “eli kana bulamak'' gerekmiyor. Onun yeri- ne kurbana uzaktan ve gidişi gözle izlenemeyen küçücük bir kurşunla saldırılıyor. Ve bu karşıtlar ekliyor- lar: “Evet, normal koşullarda si- lahlı insanla silahsız insan arasın- da, öldürmeye yatkınlık açısından hiçbir fark olmayabilir. Ancak, bu iki insanın patlama noktalarında si- lahın olup olmaması “can alıcı' önemdedir.” Amerikalı psikiyatrist Robert Coles'“Her psikiyatrist”” di- yor “yaşamının bir döneminde ya- nında silah olmadığına şükreden birkaç hasta tedavi etmiştir.'' Tartışmanın en ilginç boyutunu ise Ulusal Silah Derneği'nin şu gö- rüşü oluşturuyor: “Silah yasadışı olursa yalnızca yasadışı kişiler silah kullanır. Yasalara saygılı vatandaş ise savunmasız kalır.”” Ametika, “evet” diyenleri ““ha- yır”” diye karşı çıkanlarıyla bir si- lah sorunü yaşıyor. Öteki Batı ül- Huğlu tabancaları genellikle ihraç ediliyor kelerinde ise durum tümüyle fark- lı. Örneğin silah yasalarının son de- rece sınırlı olduğu İngiltere'de, ka- yıtlı emniyet mensuplarının bile si- lah taşımaları yasak. Fransa'da, si- lah satın almak.isteyen kişi, ruhsat alabilmek için gerçekten silaha ih- ş tiyacı olduğunu kanıtlamak zo - runda. İtalya'da ise silah ruh - satı, genellikle yalnızca yüklü miktarda para taşıyan işadam - W larına ya da teröristlerin hedefi durumundaki kişilere veriliyor. Amerika ile bu ülkelerin yasala- Rambo (Sylvester Stallone), İ Ssilahı Başkan Reagan'a bile sevdirdi! Türkiye'de yasal olarak silah üretilen yerlerden biri de Konya'nın Huğlu ilçesi. rı arasındaki fark cinayet istatistik- lerine doğrudan yansıyor. Ameri- ka'da yılda her 100 bin kişiden 10'u silahla öldürülürken, bu oran İngil- tere, Fransa ve İtalya'da ortalama 1.3 dolayında. “Tabancamın sapını gülle dona- tacağım.”” Amerika'daki tartışma Türkiye'ye henüz yabancı. Ama si- lah değil... Uzmanların da belirtti- ği gibi, türkülerimize kadar giren tabanca yaşamımızda önemli bir yer tutuyor. Bu, Genelkurmay Baş- kanlığı'nın rakamları ile de doğru- lanıyor. Bu rakamlara göre, 12 Ey- lül sonrasında ““halkın teslim ettiği'” tabanca sayısı 132 bin 552, tüfek sayısı ise 24 bin 798. İşte ANAP, bu “kaçak”' silahla- rın gün ışığına çıkmasını, devletin kontrolü altına alınmasını hedefli- yor. ANAP'ın yasa taslağının bir başka hedefi ise, Özal'ın “girişim- ci” ruhuna uygun: “İthal silahla- rın gelmesiyle rekabet ortaya çıka- cak ve MKE yapımı silahların ka- litesi yükselecek. Yabancı sermaye ortaklığıyla silah yapımına gidilebi- lecek ve işsizlere yeni istihdam ola- nakları yaratılacak.”” © NOKTA 2 MART 1986 17