2 Mart 1986 Tarihli Nokta Dergisi Sayfa 42

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Zeki Bey'in kahkahası aftalık magazin gaze- tesi Ayna'nın seçmiş olduğu “1985'in Başarılı Sa- natçıları”, İstanbul Dede- man Oteli'nde düzenlenen bir törenle ödüllerini aldılar. Türk Hafif Müziğinde Erol Evgin ve Sezen Aksu, Türk Halk Müziğinde Belkıs Ak- kale ve İzzet Altınmeşe, Arabesk Müzikte Orhan Gencebay ve Ayşe Mine, Türk Sanat Müziğinde Emel Sayın ve Metin Milli, sine- ma dalında Hülya Avşar ve Tarık Akan 1985'in en ba- şarılı sanatçıarı seçilmişler- di. Yılların yıpratamadığı sa- natçı Zeki Müren ise “özel ödül”'ü alıyordu. Kokteyl bo- yunca çevresindekileri esp- rileri ile kahkahadan kıran Zeki Müren, en çok ikram edilen havuçlara takılmıştı. Bir ara Erol Evgin'in, Emel Sayın'a havuç ikram ettiği- ni gören sanat güneşi, müt- hiş bir kahkaha patlatmış ve yanındakilere — dönerek “Kahkahalar da müstehcen sayılacak mı?” sorusunu yöneltmişti. “Hayır” yanıtı- nı alınca da bütün gece bo- yunca ortalığı kahkahadan inletiyordu. Bedriler yaşlanmaz B arda, yeni bir barmaid vardı. Müdavimler alı- şık olmadıkları birisinin elin- Zeki Müren, Erol Evgin ve Emel Sayın, kokteylin en neşeli üçlüsünü oluşturmuştu den içkilerini alacaklardı. Ilk tepki tiyatro oyuncusu Sa- vaş Dinçel'den geliyordu. “O benim içkimi bilmez,” diyerek eski barmeni arıyor- du. Kadınca dergisi muha- biri Oya Halvaşi yaşayarak anlattığı “meslekler” dizisi için bu kez barmaid olmuş- tu. Halvaşi'nin işe alışık ol- madığı müşterilerin gözün- den. kaçmıyordu. Bir köşede Bedri Koraman ile Savaş Dinçel onu izleyerek arala- rında konuşuyorlardı: “Bir hafta sonra o da bardakları Bedri Koraman'ı amerikan barlarda görmek hayli zordur kafamıza atmaya başlar, sonra da birine âşık olur gi- der evlenir.”' O sırada Bed- ri Koraman bir rakı daha is- temişti. Yeni barmaid soru- yordu: “İçkinize buz ister misiniz?” Bedri'nin yanıtı hayli ilginçti: “Aman kızım ben ihtiyar adamım, buz ök- sürtür.” Çevredekiler ünlü karikatüristin bu cevabını hayli yadırgamışlardı. Bed- ri, kolay kolay yaşına değin- mezdi. Bu karamsarlığın ne- deni acaba nereye dayanı- yordu? TRT, polisleri de kızdırdı umhurbaşkanı Kenan Evren'in son Doğu Anadolu gezisi sırasında ga- zeteciler Sarıkamış'ta otel- lerine çekilecekleri sırada lobide görevlerini tamamla- mış kalabalık bir polis: gru- bu ile karşılaşmışlardı. Renkli televizyonun önün- deki “güvenlik izdihamı”'nın nedeni Ahu Tuğba ile Tarık Akan'ın “Beyaz Olüm” fil- mi idi. Ne var ki, film boyun- ca filmdeki telsiz konuşma- ları ile gerçek konuşmalar hayli karışmış ve seslerin ekrandan mı yoksa polisle- rin açık telsizlerinden mi geldiğini anlamak zorlaş- mıştı.Buarada Ahu Tuğba'- nın bazı sahnelerinin TRT tarafından makaslanması da homurtuların yükselme- sine neden oluyordu. Filmin sonunda ise genç komiser muavini dayanamayıp ya- nındaki memura dönüyor ve durumu protesto ediyordu: “Kesmişler ulan filmi...”” Umudumuz Mandrake B aşbakan Özal'ı Lond- ra'ya götüren uçakta DPT MüsteşarıYusuf Boz- kurt Özal başını kaldırma- dan bir kitaba dalmıştı. Çev- redekiler ise bu kitabın ne olduğunu çok merak etmiş- ler, fakat bir türlü anlayama- mışlardı. Uçak Londra'ya in- diği zamanYusuf Özalkita- bını bitiriyor ve kaldırıp bir kenara atıyordu. Öylece bir kenarda kalan kitabın yanın- dan geçenler çaktırmadan bir göz atmaktan kendileri- Yusuf Bozkurt Özal, şükür ki “Conan"” okumuyor ni alamayacaklardı. Kitap, “Mandrake” idi. Ağabey Turgut Özalda bir zaman- lar boş vakitlerinde “Ret Kit'”” okuduğunu söylemişti. Anlaşılan Özallar ailece çiz- gi romana meraklı idiler. Yu- suf Özal da ekonomi ve planlama konularında gali- ba ilhamını ünlü sihirbaz “Mandrake''den alıyordu.

Bu sayıdan diğer sayfalar: