2 Mart 1986 Tarihli Nokta Dergisi Sayfa 51

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

şa yaşanacak, ve kız-şehzade peri- ler padişahının Mındıkoğluvari bir operasyonu sonucunda erkekleşe- rek, güzeller güzeli Allı Sultan adlı bir kızla muradına erecektir. Çiğdem, babasının okumaya başlamasını beklemekten sıkılıp uyuyakalmıştı. Babası ise, Çiğ- . dem'i falan unutmuş dehşete düş- müştü. Çiğdem masal kahramanı “kız-şehzade”'yi kendine örnek ala- cak olsa başına gelecekleri düşün- mek bile ürkütücüydü. Halk masallarında padişahın, tahtını devredeceği erkek çocukla- ra düşkünlüğü sıkça kullanılan bir motif olsa da bu motifin okul ön- cesi çocuklara yönelik resimli kitap- lara da konu edilmesi zorunlu sa- yılmazdı. Nitekim halk masalları- nın tümünün çocuklara yönelik ol- madığını belirten uzmanlar eğer ge- rekiyorsa bunların antolojilerde toplanabileceğini söylüyorlardı. Ancak kız çocuklarla erkek çocuk- ların toplumsal yaşamdaki farklı rollerini ele alan konular yalnızca halk masallarıyla sınırlı değildi. Yıl- lardır piyasada en çok satan çocuk kitaplarından olan ““Ayşegül” di- zileri bu konudaki en çarpıcı örnek- lerin başında geliyordu hiç kuşku- suz. Ayşegül, gerek dış görünü- müyle gerek davranışlarıyla anne- sinin küçük bir modelini oluşturur- ken, kardeşi Arda haşarı, afacan, güçlü, kısacası “erkek”''i temsil edi- Ayşegül toplumsal roller konulu dersin temel kitabı yordu. Ablası yemek yaparken, er- kek kardeşinin ayakkabıları boya- ması gibi zararsız rol dağılımları bir yana, “Ayşegül Bisiklete Biniyor'” kitabının finalinde yer alan ““Bu ya- rışı tabii ki Arda kazanacaktı. Çün- kü o bir erkekti'” gibi daha vahim değer yargıları da aynı bakış açısı- nı pekiştiriyordu. Ebru ve Burak adlı iki kardeşin öyküsünü anlatan başka bir çocuk kitabında da ben- zer bir ilişki gözleniyordu: ““...Bu- rak, Ebru'nun giyinmesine yardım <Cins-i latifin yaşama yarışındaki yeri daha çocuk kitaplarında saptanıyor. İ : ediyordu. Çünkü Ebru yalnız başı- na giyinmeye kalksa bahçeye ancak akşama çıkabilirlerdi. Neyse ki Bu- rak'ın yardımıyla iş kısa sürdü...”” Kendi kendine giyinmeyi bile ba- şaramayan Ebru'yla Burak bahçe- ye çıkıyorlar ama Ebru'nun bece- riksizliği bura- da da sürüyor- du: “...Burak ağaç dallarına asılmış, ya da dallar - arasına saklanmış yu- murtaları top- luyordu. Ebru ise ağaca çık- mayı becere- mediğinden yerde gizlenmiş yumurtaları bulup toplama- ya çalışıyor- dü...” Ne ilk ne de son! Özellikle okul öncesi çocuklara'ilişkin kitap- larda bu tür sağlıksız yaklaşımlar yalnızca bu bir iki kitapla sınırlı de- ğgildi hiç kuşkusuz. Kısacık yaşam- larında, kitapla ilk karşılaşmaları, 0-5 yaş grubu çocukları açısından san Kari Çağatay * oldukça büyük bir önem taşıyordu. Marmara Üniversitesi çocuk yuva- sı danışmanı Pedagog Kari Çağa- tay, bu yaşlardaki çocukların be- yinlerinin her gördüğünü emen bir sünger gibi olduğunu vurguluyor, : NOKTA 2 MART 1986 51

Bu sayıdan diğer sayfalar: