1 Ocak 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 18

1 Ocak 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 18
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DIŞ GEZİLER Dışişleri Bakanlığında tamirat Köklü tamirat tınnda oturandır. Buna mukabil öyle basın ataşeleri veya askeri ataşeler var dır iki -pek azı öyledir- kendilerine mükemmel muhit yapmışlardır. Bu bakımdan, Türkiyenin dışarda temsili konusu ele alındığında bunu hariciyecilere hasretmek, sansasyonel de olsa durumu değiştirecek nitelik ta- şımayacaklar. O bakımdan işe başka cepheden bakmak lazımdır. Adam, adam, adam.. Bir defa devletin her yıl milyonlarca dolarlık dövizi boş yere heba olmak- tadır. Yüze yakın Tanıtma ve Turizm memuruna, hele bir o kadar askeri ata- şeye ne lüzum vardır, lütfen söyler mi- -iniz? Bunlar gittikleri yerlerde sade- ce şahsen para biriktirebilme bakımın- dan bir fayda sağlamaktadırlar, ama memlekete verdikleri | istifade sıfırdır. Ticaret ataşeleri bunların bir başka sınıfıdır. Bunların bağlı bulundukları Bakanlıklar efendilerin neyle meşgul olduklarını şöyle bir araştırsa en a- zından kadroların üçte ikisi derhal kaldırılır. Zira askeri ataşelik, ticaret ataşeliği, basın ataşeliği, turizm ataşe- liği büroları pek çok yerde kahve, çay içilen, gazete okuyup yurt dışı dedikodu yapılan ve hangi malın orada en ucu- za alınıp Türkiyede en pahalıya satı- lacağının konuşulduğu yerlerdir. Bu- raların memurları, çok zaman bir ha- riciyeciye bile taş çıkartan -düşününüz artık!- birer sultani tembeldir. Bunlar o kıymetli dövizlerin yiyicisidirler. 18 bekliyor Ticaret ataşesi, onun muavini, tica- ret müşaviri, onun muavini, kâtibi.. Bunların yaptıkları iş ticaret odalarına mektup yazmaktan başka bir şey de- ğildir. O da, elleri değerse! Dışişleri Bakanlığının dışındaki ba- kanlıklar birer seyahat acentesi olmak- tan mutlaka çıkarılmalıdır. ..ana, kalitesiz adam Hariciyeciler dahil, bizi dışarda tem- sil edenlerin kaliteleri çok yerde son derece düşüktür. Hariciyecilerin içinde öyleleri vardır ki bulundukları memle- ket hakkındaki bilgileri bir gazete o- kuyucusunun bilgisinden azdır. Zira bunlar bulundukları memleketin gaze- telerini bile okumamaktadırlar. Bir başka seyahatte bunlardan bir tanesi bu satırların yazarına, yazarın talebi üzerine bir "breafing" yapmıştır. A- man Allah! Bu satırların yazarı, duy- dukları karşısında gülmemek için ken- disini güç tutmuştur. Türkiyede de da- ire idare eden öyle kahramanlar var- dır ki bölgelerindeki memleketleri ha- ritada gösterebilmenin dışında bir bil- gileri yoktur. Bunlar, bilhassa Feridun Cemal Erkin tipi, "ahbaplıklar, akra- balıklar ve şahsi sempatiler, antipati- lerle tayin yapan" Bakanların eseri- dirler. İlerlemişlerdir, iyi yerlere git- mişlerdir, iyi mevkilere gelmişlerdir. Tembellik ve "bugünün işini yarına bırakmak" bütün devlet- dairelerinin müşterek vasfıdır. . Ama bu aksaklık yurdun dışında kendini daha iyi his- settirmekte, buna mukabil daha fazla zarar vermektedir. Bunun sebebi yur dun dışında memurların her türlü kontrolden uzak olmalarıdır. Ekseriya Büyük Elçinin kendisi tembellikte üs- tad olduğu için derece derece bütün temsilciler okendilerini bir rehavetin içine bırakıvermektedirler. Buna mukabil, türk vatandaşı çok şehirlerde ironsolosluk memurları, me- sela Hamburgta, mesela Münihte gece yanlarına kadar, kanlarına da bera- ber çalıştırarak Odidinip durmakta- dırlar. Bir taraftan boş çok adam, di- ğer taraftan bir türlü takviye edilme- yen fazla dolu az adam- Bu, bilhassa Dışişleri Bakanlığının dışardaki teşki- latının bir acaipliğidir. Mesleki deformasyon Hariciyecilerin, diğer bakanlıklar me- murlarından çok fazla "mesleki de- formasyon"a maruz kaldıkları doğru- dur. Bunun sebebi şudur: Hariciyecile- rin yurt dışı görevleri, ötekilerinki gi- bi arızi değildir. Tabir caizse bünyevi- dir. Dışişleri ailesinde oskandallerin toplumun öteki çevrelerinde olduğun- dan fazla bulunduğunu söylemek "sosyete"yi hiç bilmemek (demektir. Ama hariciyeciler yurdun içinde ve dışında hep burun buruna oturdukları, dışarda yabancılarla, içerde başka çev- relerle temasları az olduğu için daima göze batmaktadırlar. Yoksa deformasyon" başkasının okarısını a- yartmak. sonra gene, hiç bir şey olma- mış gibi, trampa edilen eşlerle gezip eğlenmek değildir. Hariciyecilerin ger- çek mesleki deformasyonlan memleke- ti, şartlarını, realitelerini, hatta hü- kümetin takip ettiği politikayı bilme- mek, öğrenmeye merak etmemek, birer monbey kayıtsızlığıyla bunları ciddiye almamaktır. Bundan dolayıdır ki Bü- yük Elçiler dahil, hariciyecilerin belir- li süreler merkezde kalıp memleketin havasını koklamaları gerçek bir lü- zumdur, ihtiyaçtır. Hariciyecilerin, seçilme tarzları iti- BEKLENEN KİTAP Dr. Hüseyin ATAY, İbrahim ATAY ve Mustafa ATAY'in ha- zırladıkları ARAPÇA-TÜRKÇE BÜYÜK LÜGAT çıktı. Fiyat : /7.3 Liradır. Adres: ilahiyat Kitabevi Hacı Bayram Cad. No: 13 ANKARA P.K. 7 Anafartalar (AKİS—13) AKİS, 1 OCAK 1965

Bu sayıdan diğer sayfalar: