DIŞ GEZİLER Dışişleri Bakanlığında tamirat Köklü tamirat tınnda oturandır. Buna mukabil öyle basın ataşeleri veya askeri ataşeler var dır iki -pek azı öyledir- kendilerine mükemmel muhit yapmışlardır. Bu bakımdan, Türkiyenin dışarda temsili konusu ele alındığında bunu hariciyecilere hasretmek, sansasyonel de olsa durumu değiştirecek nitelik ta- şımayacaklar. O bakımdan işe başka cepheden bakmak lazımdır. Adam, adam, adam.. Bir defa devletin her yıl milyonlarca dolarlık dövizi boş yere heba olmak- tadır. Yüze yakın Tanıtma ve Turizm memuruna, hele bir o kadar askeri ata- şeye ne lüzum vardır, lütfen söyler mi- -iniz? Bunlar gittikleri yerlerde sade- ce şahsen para biriktirebilme bakımın- dan bir fayda sağlamaktadırlar, ama memlekete verdikleri | istifade sıfırdır. Ticaret ataşeleri bunların bir başka sınıfıdır. Bunların bağlı bulundukları Bakanlıklar efendilerin neyle meşgul olduklarını şöyle bir araştırsa en a- zından kadroların üçte ikisi derhal kaldırılır. Zira askeri ataşelik, ticaret ataşeliği, basın ataşeliği, turizm ataşe- liği büroları pek çok yerde kahve, çay içilen, gazete okuyup yurt dışı dedikodu yapılan ve hangi malın orada en ucu- za alınıp Türkiyede en pahalıya satı- lacağının konuşulduğu yerlerdir. Bu- raların memurları, çok zaman bir ha- riciyeciye bile taş çıkartan -düşününüz artık!- birer sultani tembeldir. Bunlar o kıymetli dövizlerin yiyicisidirler. 18 bekliyor Ticaret ataşesi, onun muavini, tica- ret müşaviri, onun muavini, kâtibi.. Bunların yaptıkları iş ticaret odalarına mektup yazmaktan başka bir şey de- ğildir. O da, elleri değerse! Dışişleri Bakanlığının dışındaki ba- kanlıklar birer seyahat acentesi olmak- tan mutlaka çıkarılmalıdır. ..ana, kalitesiz adam Hariciyeciler dahil, bizi dışarda tem- sil edenlerin kaliteleri çok yerde son derece düşüktür. Hariciyecilerin içinde öyleleri vardır ki bulundukları memle- ket hakkındaki bilgileri bir gazete o- kuyucusunun bilgisinden azdır. Zira bunlar bulundukları memleketin gaze- telerini bile okumamaktadırlar. Bir başka seyahatte bunlardan bir tanesi bu satırların yazarına, yazarın talebi üzerine bir "breafing" yapmıştır. A- man Allah! Bu satırların yazarı, duy- dukları karşısında gülmemek için ken- disini güç tutmuştur. Türkiyede de da- ire idare eden öyle kahramanlar var- dır ki bölgelerindeki memleketleri ha- ritada gösterebilmenin dışında bir bil- gileri yoktur. Bunlar, bilhassa Feridun Cemal Erkin tipi, "ahbaplıklar, akra- balıklar ve şahsi sempatiler, antipati- lerle tayin yapan" Bakanların eseri- dirler. İlerlemişlerdir, iyi yerlere git- mişlerdir, iyi mevkilere gelmişlerdir. Tembellik ve "bugünün işini yarına bırakmak" bütün devlet- dairelerinin müşterek vasfıdır. . Ama bu aksaklık yurdun dışında kendini daha iyi his- settirmekte, buna mukabil daha fazla zarar vermektedir. Bunun sebebi yur dun dışında memurların her türlü kontrolden uzak olmalarıdır. Ekseriya Büyük Elçinin kendisi tembellikte üs- tad olduğu için derece derece bütün temsilciler okendilerini bir rehavetin içine bırakıvermektedirler. Buna mukabil, türk vatandaşı çok şehirlerde ironsolosluk memurları, me- sela Hamburgta, mesela Münihte gece yanlarına kadar, kanlarına da bera- ber çalıştırarak Odidinip durmakta- dırlar. Bir taraftan boş çok adam, di- ğer taraftan bir türlü takviye edilme- yen fazla dolu az adam- Bu, bilhassa Dışişleri Bakanlığının dışardaki teşki- latının bir acaipliğidir. Mesleki deformasyon Hariciyecilerin, diğer bakanlıklar me- murlarından çok fazla "mesleki de- formasyon"a maruz kaldıkları doğru- dur. Bunun sebebi şudur: Hariciyecile- rin yurt dışı görevleri, ötekilerinki gi- bi arızi değildir. Tabir caizse bünyevi- dir. Dışişleri ailesinde oskandallerin toplumun öteki çevrelerinde olduğun- dan fazla bulunduğunu söylemek "sosyete"yi hiç bilmemek (demektir. Ama hariciyeciler yurdun içinde ve dışında hep burun buruna oturdukları, dışarda yabancılarla, içerde başka çev- relerle temasları az olduğu için daima göze batmaktadırlar. Yoksa deformasyon" başkasının okarısını a- yartmak. sonra gene, hiç bir şey olma- mış gibi, trampa edilen eşlerle gezip eğlenmek değildir. Hariciyecilerin ger- çek mesleki deformasyonlan memleke- ti, şartlarını, realitelerini, hatta hü- kümetin takip ettiği politikayı bilme- mek, öğrenmeye merak etmemek, birer monbey kayıtsızlığıyla bunları ciddiye almamaktır. Bundan dolayıdır ki Bü- yük Elçiler dahil, hariciyecilerin belir- li süreler merkezde kalıp memleketin havasını koklamaları gerçek bir lü- zumdur, ihtiyaçtır. Hariciyecilerin, seçilme tarzları iti- BEKLENEN KİTAP Dr. Hüseyin ATAY, İbrahim ATAY ve Mustafa ATAY'in ha- zırladıkları ARAPÇA-TÜRKÇE BÜYÜK LÜGAT çıktı. Fiyat : /7.3 Liradır. Adres: ilahiyat Kitabevi Hacı Bayram Cad. No: 13 ANKARA P.K. 7 Anafartalar (AKİS—13) AKİS, 1 OCAK 1965