29 Ocak 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 25

29 Ocak 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 25
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ları açılmakta ve yerli sanatçılar ko- runurken, eski sanatların da yenilene- rek canlanması sağlanmaktadır. Özel- likle turizm, mahalli eli işlerine büyük önem vermekte ve bunlar birçok mem- leketlerde âdeta yeni bir endüstri şek- linde gelişmekte, o memleketlerin pro- pagandası yönünden de önemli olmak- tadır Mes. Ruth studarus'ün evinde, bun- dan yüz yıl önce yapılmış ev işi bir çevre, Maraş İşi, Gaziantep işi örtü- ler, Sivas işi ağır gümüş kemerler, eski zaman cepkenleri, eski zaman bluzları, çarşı işi örtüler elden ele dolaştı. Bun lar, eskiliklerine rağmen, renklerin en modem şekilde yanyana getirildiğini gösteriyordu. Aynı işlerin modem bir gece çantasında, bir gözlük kabının kı- lıfında, bir amerikan servis takımın- da, yeni şekilde kullanılacak bir eşarp- ta tekrar edildiğini gören üyeler takdir lerini yüksek sesle belirtmekten kendi- irini alamıyorlardı özellikle amerikan üyeler büyük bir hayranlık içinde kal- mışlardı ve eskinin ev işi ile saray işi- ni veya çarşı işini muhakkak süratte ayırdetmesini öğrenmek istiyorlardı. Dekorasyon Sanatın rolü İç dekorasyonda sanat büyük bir yer işgal eşyalı evlerin duvarları gündengüne etmekte ve az tarzında aile fotoğrafları ile süslü bir evin şık olması mümkün değildir. Sa- natın iç dekorasyonda, hattâ giyimde yeni bir yer alması seramiğe büyük bir önem kazandırmış ve dekoratif resim, son günlerde, Başkentte gördüğümüz sergilerde (olduğu gibi, renkli taşar, kumlar ve çeşitli malzemelerle yepyeni bir zenginlik kazanmıştır. 18 Ocakta İmar ve İskân Bakanlığı salonunda açılan seramik sergisinde Vejdi Keyn, sanatseverleri hayran bı- rakan seramik panoları ile bir yandan en düşündürücü tabloları sunarken, bir yandan da renk ve şekil bakımmdan modem dekorasyona yeni buluşlar ge- tirdiğini ispat etti. Tabii taşları hatırla tan yer saksısı, bir yeşillikle, şık bir mo dem evin en güzel bir köşesini teşkil edebilecek nitelikteydi, Keyn renkli ve AKİS, 29 OCAK 1965 30 Yıl Önce Elimde bir gazete var: birinci sayfasının bir köşesinde, kabul edi len Milli Bakiye Kanuna ile seçim sisteminde yapılan değişikliği aksettiriyor; diğer bir köşesinde b ei kurt köyünde ra kadınların, umacı gibi, le; Gazetede raçarşaflara bürünmüş resimlerinim. ibi, ka ileri, bir seçim sistemi ile ilkel bir ayla in insanlar aaa duruyor ve insanı kara kara düşündürüy Bundan otuz yıl önce de dâva ayni imiş: 5 Aralık 1934 fitntt Atanın bir ideali daha gerçekleşip, türk kadını, Teşkilât-ı Esasiye Kanununda yapılan bir değişiklikle seçme ve seçilme hakkına kavuşurken, Türkiye Bü- yük Millet Meclisi bu dâvaya bir çare aramış, ve aynı gün İntihab-ı Me- busan Kanununun 3. maddesine yapılan bir ekle, oy verenlerden, oy verir- ken hüviyetleri belli olmıyanların oylarının sayılmıyacağı hususu sağlan- mıştı. Birçok mebuslar bu değişikliğin sebebini o zaman anlıyamamışlar ve tekif sahiplerinden gerekçesini sormuşlardı. Kadınlar artık oylarını kulanabileceklerdi. Gerekçesi gayet basitti: Fakat bazı kadınlar, bütün telkin ve tedbirlere rağmen, hâlâ yüzleri gözleri kapalı geziyor, erkekten kaçıyorlardı. Bu durumda kimin deye yapılan ek, yalnızca "tesettür" bir eşitlik tanımak isteyen bir zihniyet, diye bir ayırım yapmak istememişti. oy kullandığını tespit zordu. İşte, 3. mad- e karşıydı, kadınlara erkeklerle tam "çarşaflı kadın oyunu kullanamaz" Her kim kapanır, dünyadan ve in- sanlardan saklanırsa o, oyunu kullanamıyacaktı. Otuz yıl sonra geriye dönmek ve Seçim Kanununda çarşaflı kadına alt bir madde bulundurmak elbette ki mümkün değildir. Ancak o günkü endişeyi bugün de duymamak elden gelmemektedir. Böylesine gerici bir ortam içinde erkeğin ve kadının isabetli oy kullanması ne derece mümr- kündür? Her siyasi sistemin kendisine has mahzurları olduğu gibi, de- mokratik sistemin de, ehven-i .çer olmakla beraber, bu mahzurunu gören toplamlar kendi bünyelerine göre bunun tedbirlerini almışlardır. Meselâ Amerikada, oy kullanabilmek için okur-yazar olmak şarttır. Ancak okur- yazar oranının düşük olduğu memleketlerde bu tedbirin kullanılamıyacağı da bir gerçektir. Aksi halde seçimi ratik sistem kökünden sarsılacaktır. ancak azınlık yapabilecek ve demok- Bizini için yapılacak şey. köyü bir an Önce aydınlığa kavuşturmak, banim için bir milli eğitim programı ha- zırlamak ve derhal harekete geçmektir. Karaçarşaf bir kötü semboldür. tarlalar sürülmüş, insanların karnı gerçekten boşunadır, hayaldir. çok dekoratif duvar panolarında mu- hayyilesini alabildiğine (o kullanmış ve seramiği gerçekten konuşturmuştu. anınmış bir avrupalı sanat eleşti- ricisi, "Eskiden sanatı yalnızca krallar ve varlıklılar anlar ve korurlarmış. Bu gün isa sanat, hemen her insanın kal- bine ve evine girmiştir" demektedir. Modem dekorasyonun başlıca vasfi, gerçekten de, sanatın her eve girişidir. Eve gerekli havayı veren şey daima bir sanat parçasıdır. Bu, kıymetli bir re- sim, kıymetli bir seramik pano, oyul- muş bir tahta parçası olabileceği gibi. daha az pahalı, fakat gine de değişik bir emek ve sanat değeri taşıyan bir küçük el sanatı parçası, kaba işlenmiş, bir toprak testi, değişik bir bakır, bir hasır sepet bir dokuma parçası da ola- bilir.. Pahalı yeya ucuz, el emeği ve Ona gördüğümüz yerde, evler çatılı, tok da olsa, kalkınmayı umut etmek Jale CANDAN muhayyile mahsulü bir eserin muhak- kak eve girmesi ve evi ısıtması, "ona bir hava ve özellik vermesi şarttır. Bunun içindir ki son yıllarda birçok büyük sa- natkârlar, sanat denemelerinde deği- şik malzemeler kullanmağa başlamış- lar ve yalnız duvar resimleri ve pano- larla yetinmeyip, kullanılmak üzere, ev eşyaları üzerinde de çalışmağa başla- mışlardır. Seramik bir masa bir duvar panosu kadar kıymetli olabilir Hattâ bir sanatkâr, sanatını bir tabla üzerin- de veya herhangi bir çanak üzerinde de kullanabilir. Deriyi işler, samanı, çöpü, taşı, kumu toplar, eve sokar. Res mi yalnızca kâğıda değil, bakır tabaka lara da yapabilir. Evlere yaratıcı ha- vayı veren şey, işte bu küçük veya bü- yük sanat eserleridir. 25

Bu sayıdan diğer sayfalar: