29 Ocak 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 27

RADYO T.R.T. “Kim okur, kim dinler.." Geçen hafta içinde bir sabah, Ankara Radyosu Müdürlüğünün telefonu acı acı çaldı. Saatler 930u gösterdiği için, telefonun başındaki memur, biraz önce yayınlanan "Çocuk Bahçesi" isim li programla ilgili şikayetlere her za- man verilen cevabı hatırlamağa çalı- şarak, ahizeyi eline aldı. Gerçekten de, hattın öbür tarafındaki şahıs bir ml ve kendisini . kız- dırmış bulunan bir kon hakkında bilgi almak için Radyo Müdürlüğünü aramaktaydı. Heyecanlı El kiminle konuş tuğunu öğrenmeğe lüzum görmeden, "Çocuk Saati." simli çocuk o progra- mının niçin çocuklar okulda iken ya- yınlandığını sordu. yi elinde tu tan radyo görevlisi gerçi bu gibi ko- nulara cevap verecek yetki ve bilgiye sahip değildi ama, günlerdenberi, ay nı şekilde telefon eden dinleyicilerin şikâyetlerini dinlemekten (| bıkmıştı. Üstelik bu gibi şikâyetler sadece Mü- ürün telefonuna değil, Radyoevinin diğer telefonlarına da her gün gelmek te ve hemen hemen bütün ir kapsamaktaydı. Telefonlara çıkan revliler ise, sorumlu olmadıkları biri 5 nu hakkında dinleyiciye muhatap ol- manın azabı içindeydiler. "Bu sebepten aralarında sözbirliği etmişler, şikâyet- ler için verilecek bir tek tip cevap ha- zırlamışlardı. İşte o sabah, "Çocuk Bahçesi" İ- simli programla ilgili şikâyetini bildir- mek isteyen dinleyiciye de Radyo gö- revlisi, e cevabı verdi: — m, programlarla bir ilgimiz yok. hu bütün Türkiye Radyoları- nın programlarını hazırlayan Merkez Program Dairesi Müdürünü arayınız." Gaflet uykusu Bu küçük olay, Ankara Radyosunda olduğu kadar bütün Türkiye Rad- yolarında da rastlanan iki önemli hu dargındır. iz Mr üzerlerine almak istememekte ve sı- rası ekil -yukarda belirtilen olay dan da anlaşıldığı gibi- bunu belli et- mekten kaçınmamaktadırlar. Persone- lin diğer bir kısmı ise sesini çıkarma- AKİS, 29 OCAK 1965 makta ve olayların gelişimini bekle- mektedir. Fakat bazıları da haklarını aramak için hiç olmazsa şikâyetlerini açıkça söylemekte ve istediklerinin ye- -ine gelmesi için çalışmaktadırlar. Personel arasındaki (huzursuzluk sadece Ankara Radyosunun değil, bü- tün TRT Genel Müdürlüğünün işle- rini aksatmakta ve (sorumlular bu konu üzerinde durmak istememekte- dirler. " Fakat, işin kötüye gittiğini gören birçok kimse gibi, TRT Yönetim Ku- rulu Başkanı Sedat Tolga da hafta- nın başlarında istifasını (o vermekten başka çare bulamadı. Telefon kn ortaya çıkardığı ikinci Önemli husus ise, TRT'nin programlar ve yayınlarla ilgili olarak yaptığı ve yapmakta devam ettiği ha- talarla ilgilidir. Radyolara telefon edip, "Çocuk Bahçesi" isimli programın ço cukların okul saatinde yayınlanmasın dan yakınan dinleyiciler nekadar hak lıysalar, bunca ikaza rağmen, dinle- yiciyi hiçe sayarak hatasını odüzelt- me eğilimi göstermeyen TRT de o de- rece sorum duygusundan yoksun, la- ubali bir kuruluştur. Fakat TRT din- e senece hiçe saymakla kalma- ayni zamanda onu aldatmak- tl “ğa İşte örneği: binlerce liraya malolmuş bulunan birinci lüks ram Dergisinde F. Menemencioğlu il İn İz a ke tarafın. zırlanım: duğu ke va Tak “Bahçesi” ag “Dak u Ha- e Koğuşu" isimli AE ma- alesef bu şahıslar , il mamıştır! Her iki isim de, bu prog- ramları hazırlayan şahsın takma. isim leridir. TRT'nin, niçin böyle takma isimlere lüzum gördüğünü açıklaması herhalde meraka değer bir husus olsa gerektir. Hatalar zinciri Türkiye Radyolarının, nedenlerini "Bizi dinler misiniz?" isimli konuş- mada açıklamaktan o kaçındığı diğer hatâları sıralamakta da fayda vardır. Dışişleri Bakanı Feridun Cemal Er- kinin Birleşmiş Milletlerde yapmamış olduğu konuşmayı yapmış gibi göste- ren TRT, bu konuda hiçbir açıklama da bulunmamıştır! o Bu susuş acaba suçu kabullenmek anlamına mı gel- mektedir? Pazar, günleri bütün rad- yolardan yayınlanan "Bizi dinler mi- siniz?" isimli konuşma sağa sola ça- tacağına, bu hususu dinleyiciye AÇIK lasa belki daha olumlu bir iş yapmış olur. Büyük hatalardan biri de, piyes programlarına haddinden fazla zaman