29 Ocak 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 6

YURTTA OLUP BİTENLER bir başka gerçektir. Halbuki bunlarm İkisi de tamamile yanlış bir hesaba dayanmaktadır. Ne aşırı sağ, ne aşırı sol, bir gün iktidara gelseler - Allah- tan ki gelemeyeceklerdir - bir kimse- nin gözünün yaşına bakacaklardır ve bugün çok taraflı oynamayı akıllılık sayanlar ilk bedel ödeyenler arasın- da olacaklardır. Şimdi, hem uyarması, hem de vaziyetini al- ması bu kimselere asıl tutmaları- ge- reken yolu göstermiştir. Çağrıya ka- tılanların gittikçe çoğalması, bilhas- sa aydınların aşırılıklar ile itidal a- rasındaki farkı daha iyi, anlayıp daha iyi anlatmaya çalışması, bilhassa genç üniversitelilerin ise önlerine açılan tu zakları daha kolay bertaraf etmeleri kimseyi şaşırtmamalıdır. Zira iki a- şırı uç da mantık ve gerçeklerden değil bir takım doğmalardan, dema- gojiden ve fikir cambazlıklarından faydalanıp o hisler üzerinde (o oyna- maktadırlar. Aydınlığa ve serbest tar tısmaya, kuvvetli (o mücadeleye da- yanamayacaklardır. Tabii, bazılarının -tıpkı Mecliste Ziya Termenin yaptığı gibi- İnönüyü -tıpkı Nadir Nadi gibi- İnönüyü sa- de aşırı solla mücadele edip aşırı göz yummakla suçlamasını da be mek lâzımdır. Ama bu memleketin iyiliğini orta yolda görenlerin (o karşılamaya hazır ve muktedir oldukları bir suçlamadır. Tesiri hiç büyük olmayacaktır. Seçimler Hamamda yankılar Haftanın başındaki Pazar günü AP Genel Merkezinden Ankaradaki ga zete idarehanelerine ve bürolarına bi- rer bildiri gönderildi. Bildiride, birkaç gün önce AP Millet Meclisi Grupunun- Meclisi toptan o terketmiş olmasının nedenleri anlatılıyor ve "Tüzük, Ana- yasa ve Meclis teamüllerinin ihlâline mâni olamadığımız için Millet Mecli- sini terketmek zorunda kaldık" deni- liyordu. Bildiride daha neler, neler yoktu ki!.. CHP'den, CKMP, YTP ve MP gi- bi küçük partilere kadar, Milli Ba- kiyeler Kanunu lehine oy kullanan bü- tün partiler demokrasiyi anarşiye gö- türmekle, CHP ise "ekstra" cinsinden "iktidar spazmına tutulmuş" olmak- la itham ediliyordu. Milli Bakiyeler Kanununun yangından mal kaçırır gibi geçirilmek istendiğinden bu u- gurda Tüzük, Anayasa, teamül.. bü- 6 tün mevzuatın çiğnenmiş olduğundan yakınılıyordu. Bildiri, hiç değilse sansasyon bakı mından hayli ilgi çekiciydi, üstelik, ü sayfalarına da tiraj bakımından fayda vardı. nin dehşetengiz bildirisi, o gece rota- tfe giren belirli gazetelerin birinci sayfalarına pabuç kadar harflerle yer Heyecanlı bildirinin en önemli ö- nemli özelliği, AP teşkilâtına hitaben kaleme alınmış olmasıdır. Gazetelerde de bu husus açıkça belirtilmiştir. İşin eğlenceli yönü de budur. Zira Teşkila ta hitaben kaleme alınmış ve bu arada da gazetelere duyurulmuş olan bildiri- den bir teki bile, aradan tam dört tan gaye, bol bol gürültü çıkarmak- tır." Debreli Hasan ve dağlar Milli Bakiyeler Kanunu Millet Mec- lisinde görüşülürken, AP nin tak- tiği salonu terketmek ve böylece ni- sap kalmayınca görüşmeleri sabote et- mek olmuştur. Ancak geçen yıl Siyasi Partiler Kanunu görüşmeleri sırasın- da haftalarca başarıyla uygulanan bu obstrüksiyon, CHP nin Milli Bakiyeler Kanunu ile küçük partileri de yanına alması üzerine bu defa iflâs AP selâmeti, "nasıl olsa Tasarının ka nunlaşmasına mâni olamıyoruz, o hal- de bol bol gürültü çıkaralım" ir na sarılmakta bulmuştur, İşte bir si redenberi CHP'ye ve CHP idamına yöneltilmekte olan şimşeklerin yegâne Mecliste A.P. lilerin boş sıraları Taktik sökmedi günn geçmiş olmasına rağmen, Teşki- lâta ne elden, ne de posta ile gönde- rilmiştir. Olayın gizli kalmış bu yönü, AP de bugün uygulanmakta olan po- litikanın gerçek çehresini gün ışığına çıkartmış olması önem- lidir. Bu politikayı mileliyecek bir tek kelime vardır: "Yaygara Nitekim haftanın başlarında Salı günü, bir AP kodamanı, bu politika- yı, son AP bildirisi ile ilgili olarak şu yorumla açıkça ifade etmiştir: "Milli Bakiyeler Kanununun Millet a deki müzakereleri sırasında, AP Gru- pü olarak, bütün e tek tek ifade etmiştik ve bunlar gazetelerde de yer almıştı. Kanunun Millet Mec lisinde kabulünden iki gün sonra bir bildiri ile aynı şeyleri tekrarlamak- değilse bile, bir sebebi de budur. ürk - sovyet münasebetlerindeki gelişmeleri yermek, Kıbrıs meselesin- de atılan, her adıma çelme takmak. Bütçeye, Plâna, Programa saldırmak, her konuda Hükümete ağır ithamlar- da bulunmak bu politikanın kalın çiz gilerini teşkil etmektedir. AP'nin artık, gittikçe taktik olmak tan çıkan olumsuz tutumunun belir- gin örneği, haftanın başlarında Salı günü yapılan Bütçe görüşmeleridir. O gün gündemde bulunan madde Başba- kanlık Bütçesi olduğu halde, AP Gru- pu adına konuşan Ziya Termen, âdeta ortada Hükümet için verilmiş bir gen soru ünergesi varmış gibi, tenkitlerini doğrudan doğruya Hükümetin ana po- litikasına yöneltti ve sembolik nitelik AKİS, 29 OCAK 1965