28 Mayıs 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 25

Tü Akdeniz kıyılarında İstanbul sosyetesi pili mevsimini açtı. Ama Adada, a, Po yada değil, Akdeniz kayık Mayıs, 27 Mayıs tatillerinden İni dalanarak herkes Akdenize yöneldi. Alanyada Alantur ve Ahmet To- kuşun motelleri, Sidede Cevat Şa- kirin moteli ağzına kadar dolu, Sos- yete edebiyatında Yeniköy Grupu diye tanman grup, yani Özbek, Behlil, Çizmeci aileleri, İnci Keçeci- deniz hasretini Yeniköy kıyıların: dan önce Alanyada gideriyorlar. Devlet Tiyatrosu sanatçıları da ta- rihi Aspendos tiyatrosunda Oidipus dramını oynamadan önce tiradları- nı deniz kıyılarında balıklara söy- lüyorlar, İstanbullu ve ankaralı sa- natçılar arasında zaman zaman en» teresan tartışmalar da yapılıyor. Tartışmaların hararetli o sözcüsü, hiç şüphesiz, Şirin Devrim. TRT'ciler de Antalyada toplan- dılar. Acaba, seçim sathı mailine girildiği şu günlerde, Ankara ve İstanbulun politika havasından u- zak kararlar almak için mi dersi» niz? Kararlarının mahiyeti biline- mez; lâkin, toplantıdan bütün üye ler çok memnun kaldılar. Hariciye Köşkünde çaylı defile evin Bursalı ve arkadaşları, An- karadaki dernekler arasında kı- sa zamanda büyük başarı sağladı- lar. Yeni kurulan Sakatlar Derneği çak iyi çalışıyor. Hariciye Köşkün- de bir defile tertiplemeyi bile ba- şardılar. Bu başarı öteki dernekler arasında biraz tepki yarattı, fakat yüzlerce kadının defile vesilesiyle Sakatlar Mar mma a duyması- nı da sağlad Hariciye iii defileyi, Butik İstanbulun sahibesi Kâmran Cemal yaptı. Defilede öyle Faizenin, hattâ Sabiha a id dialı elbiseler yoktu, fakat her ka- dının, hele Ankaranın çalışan, dar- gelirli kadıplarının zevkine uygun, küçük ve “güzel, gizli kellapisi: elbiseler vardı. Cemal, kadının az parayla da şık olabile litden haberler Uğurcan Örberki Başkent sosyetesinin gözdesi ceğini göstermek istemiş. Modelleri Ayten Gökçer, Tülin Okan, Deniz Adanalı ve Bn. Çağlayangilin bir akrabası gösterdiler. Kızlarımız &- rasında mankenliğe rağbet çok, a- ma birkaç profesyonel manken di- şında bu meslek amatörlükten kur- tulmuş değil. Deniz Adanalı ve Tü- lin Okan bir mankenlik okulu aç. mak istiyorlarmış, Herhalde, İs. tanbuldan da çok öğrenci bulacak lar, Butik İstanbulun modellerini soprano Sevda Aydan takdim etti, Geçende Butik Sevimin defilesinde de o konuştu. Meşhür sopranoyu” dinleyenler, “operacılarımız ne ma rifetli” diye düşündüler. Çayın kala- balığına gelince; bütün Ankara. Hariciye Köşkündeydi. o Kalabalık arasında göze çarpanlar Güneş Te- rem, Elçin Gümrükçü, Günseli Ba- rutçu, Nur Söylemez, Yıldız Küçük, Mukadder iyatro mevsimi kapanınca müt- hiş bir trafik başlar: İstanbulun özel tiyatroları Rk gelir, An- kara Devlet Tiyatrosu İstanbula gi- der, sanatseverler de Devlet sektö- rüyle özel sektör arasında sanat â- çısından bir karşılaştırma yapmak imkânını bulurlar. Bu sefer karşı- laştırma imkânı yok gibi. Çünkü Devlet Tiyatrosu, Totsis kavgaları, Personel Kanunu, “memur muyuz, işçi mi?” tartışmaları arasında e. li yorgun bir mevsim geçirdi. Meş- hur Kültür Müsteşarı Adnan Ötü- gen ve ideal arkadaşlarının gayret- leri de hesaba yn tiyatro > lu çok pera kolu da Aydın Günün tek yö. rak işe arm günler- , değildi. Böv- lece Genel Müdürlük, çok isabetli bir kararla, İstanbula yalnız Baleyi götürdü. Şan Sinemasında “Kuğu Gölü, “Rex Progres”, * Ha- “Sinfonietta” ini dan, tabii, İstanbul turnesine katı- lamadı. “Kuğu Gölü"nde Gülcan ve Jale Akyüz dansetti- kisi de çok beğenildi, Uzun zamandır sahnede en Sait Sökmen de İstanbula “gitti, hattâ sahneye de çıktı, fakat dans ler, şıklarından hiç biri yok- u. Demek ki onlar, gece klüplerin- si dansetmekten, boygöstermekten daha çok hoşlanıyorlar. “Geçmiş zaman olur ki..” Geçtiğimiz hafta İstanbul ve An- karanın rinde, yen Bayarın Çiftehavuzlardaki köşkün- de verilen âkşam yemeği iniz İmğer> hayel yordu. Söylenilenlere çok kalabalık ve poktkmiş. Kala: İkala; 28 Mayıs 1966 ' m”