5 Kasım 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 22

5 Kasım 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 22
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ancak panel, yazı yazmak için en müsait yer değildir. "—Sabrediniz, nezaret altına alındığınızda odanız, masanız, iskemleniz olacaktır. Orada yazarsınız. Ben size söz veriyorum, kendi çıka- racağım postacıyla bunu eşinize ulaştıracağım. Her türlü emniyetiniz teminat altındadır. Zer- rece merak buyurmayınız.." Kafile, ön kapıdan Harp Okuluna giriyor. Menderes, kapının dışında bekleyen tankları işaret ediyor : "—Nedir, bunlar?" Fikret Kuytak cevap veriyor / '—Sizin zamanınızdan kalma, efendim.." Araba, okul binasının önündeki meydana geliyor. Menderesin getirilmekte olduğu duyul- muştur. Sadece genç öğrenciler değil, subaylar da heyecan ve nefret içindedirler. Başbakanın, D.P. iktidarının bu | numaralı adamının o an linç edilmesi işten değildir. Panel Atatürkün heykelinin önündeyken bir albay, silahını çek- miş olarak marşpiyeye atlıyor. General Uluç önde oturan yarbaya : "—bDef et şunu, Taci!" diye bağırıyor. Yarbay Tezer elinin tersiyle albayı itiyor, albay arabadan düşüyor. Araba son sürat kıv- rılıyor ve okulun arka tarafına, mutfak kapısı- na yöneliyor. Okul Komutam Sıtkı Ulay Men- deresi muhafaza edebilmek için bu çareyi dü- şünmüştür. Fakat öğrenciler kafilenin arkasın- dan koşuyorlar. Menderesin muhafızları titre- yen Başbakanı süratle indiriyorlar, karanlık ko- ridorlardan geçiriyorlar, -mutfak (kapısından soktuktan sonra-, yukarıya çıkarıyorlar. "Emanet" Harp Okuluna da sağ salim gel- miştir. Okulda "emanet" leri teslim alan bir genç kadın teğmendir. Tevkif edilenlerin listesini kadın subaylar tutmaktadır. Bu görev de onla- ra verilmiştir. Menderesi getirenler, omukabi- linde bir makbuz alıyorlar. Bir olay daha. Yarbay Tezer, işini bitirdik- ten sonra Harp Okulunda oraya, buraya bakı- yor. Bir odada, masa başında, yüzünü elleri ara- sına almış, kaşları çatık,"masayı seyreden, ya- nında nöbetçi iki Harbiydi bulunan bir adam. Gözü ısırır gibidir. "—Kim?" diye soruyor. Namık Gediktir. O da bitiktir. e Yarbay Tezer "Bunlar bu adam yüzünden mi oldu?" di- ye kendi kendine soruyor. Bu sırada gözüne, 40 koridorda, bir sivil ilişiyor. Kısa boylu, beyazca saçlı biri.. "—Kimsin sen? Ne işin var burada?" di- yor. Adam, eski Kocaeli Valisi Cemal Babaç ol- duğunu söylüyor ve : "—Gözünü seveyim, Yarbayım!. Bana Na- mık Gediği bir göster. Onun için geldim" diye yalvarıyor. Bildirdiğine göre, eski İçişleri Ba- kanına bir çift sözü vardır. Yarbay Tezer, şaşırmış soruyor : "—Yahu, senin işin yok mu? Nereden gel- din sen?" Eski Vali, bugünün kendi günü olduğunu, gerekseydi Kâbeden yaya gelebileceğini anlatı- yor. Yarbay Tezer bakıyor, adam zararsız biri- dir, Harbiyelilere işaret ederek Gediğin odası- na sokulmasına müsaade veriyor. Adam kendi- sini, eski İçişleri Bakanının karşısında bulunca bir 'ağızını açıyor, söylemediği lafı bırakmıyor. Bunun üzerine, gene Taceddin Tezerin işaretiy- le eski Kocaeli Valisi adeta havaya kaldırılıp dı- şarı çıkarılıyor ve bir cipe bindirilip evine gön- deriliyor. Bütün bunlar, 27 Mayıs günü Türkiyede nasıl bir havanın estiğinin işaretleridir. Şimdi, İktidarın istisnasız bütün başları, hattâ ayakları Harp Okulundadırlar. Bundan sonra, İhtilâlin "Türkeşin ayak oyunları" dev- resi başlamaktadır. GelecekYazı Türkeş parti peşinde..

Bu sayıdan diğer sayfalar: