5 Kasım 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 31

5 Kasım 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 31
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

29 Ekimler Bir kez daha bir 29 Ekim bayramı geçirdik. 29 Ekim 1923'ten bu yana geçirdiğimiz Cumhuriyet bay- ramlarının bu, hiç şüphe yok ki, en sevinçlisi, en gurur vericisi değildi. e Cumhuriyetin ilk yıllarında uygarlık yolunda attığımız cesaretli adımların ve milletçe, şevk ve heyecan içinde aldığımız geniş me- safelerin, çok partili hayata geçiş denemeleriyle du- raklaması, oy avcılığı ,yüzünden zaman zaman, ge- riye gidişin endişe verici bir nitelik kazanması, türk milletinin siyasi bağımsızlık ve akılcılık yolundaki sağlam değer le ema taktiklerle uyuş- istenmesi, milli birliğin suni ve şekilci de- mm oyunlarla zedelenmesi, 2 Ekim 1966'yı o- lanca gücümüzle, huzur ve şevk içinde, onun getir- diği "şeyleri ciğerlerimize sindire sindire kucakla- mamıza engel olmuştur Bugün, memleketsever türk aydını, gidişatı be- genmiyen vatandaş, türk düşünürü, 29 Ekimin ger- çek anlamını yeni baştan gözden geçirmek ve 43 yıl önce memleketi saran inancı, aşkı ve heyecanı ye- tişmekte olan kuşaklara aktarmak, görev aşkı ile, yeniden bir büyük mücadeleye atılmak ve Atatür- kün başlattığı istiklâl savaşım, bütün yönleriyle, seç” tiği demokratik sistem içinde, bitirmek durum dadır. Balon, Atatürk, bu toprakları düşmandan temiz- 1 mz ne iş : "Gerçekte yurdumuza ve ba- Z dikenlere sadece askerlikçe galip eni Tan değildir. Memleketimiz hakkında istilâ emelleri besleyecek olanların her türlü emellerini şekilde siyasette, idarede, iktisatta kuvvetli olmak lâzımdır. Hiç ş şüphe yoktur ki ziraat ve tica- rette geri kalmış olmamız, memleketimizin büyük kısmının harap ve halkımızın fakir bulunması, milli eğitimimizin herkese ve her yere yetişmemesi, sos- yal hayatımızın en büyük düşmanı olan cehalet, mil- letimizi fakir ve zayıf düşürmüştür ve düşürecektir. Bunun içindir ki kurtuluş ve bağımsızlığımız için yaptığımız savaşı tamamlamak, milletimizin istidat ve kaabiliyetlerini sonuna kadar geliştirmek ve bü- tün Ri kaynaklarından büyük çapta faydalan- mak, zayıflığımızın sebeplerini ortadan dırmak için, vakit kaybetmemek mecburiyetindeyiz. o Ancak bu çalışma yıllarca takip ve tatbik edilediiğ bir prog- rama dayanmazsa, yazık olur, gider. Uzağı gören bir 'yetişkinler eğitim kursu' açmak kararındadır. Meselenin mali yönü halledilince, bu kurs, kapıcıların yo- gun halde yaşadıkları yerlerde, iş yerlerinde, hattâ Bakanlıklarda a- çılacak, Personel Kanununun ileri- ye sürdüğü ilkokul tahsili şartı için- de, yıllardır, okur-yazar olmadan Bakanlıklarda çalışanlara yardıma olunacaktır" dedi. 5 Kasım 1966 görüşe olduğu kadar milletimizin en acele ihtiyaçla- rını karşılayacak bir programa dayanmıyan reform- lar başarılı olamıyacağı gibi, büyük vatansever kitle- nin reform isteklerini taşımıyan bir programın ba- şardı ve verimli olması da ümit edilemez. Köylüleri- mizi ve hal üzen ve fi düşüren adaletsiz vergilerin ne suretle düzeltileceğine, ziraat ve sana- yimizi geliştirecek iktisadi tedbirlere, orman ve ma- denler gibi kaynakların, halkın yararına kullanılma- sına, velhasıl memleketimizi geri bıraktıran bütün sebeplerin (giderilmesine ait olarak yetkililerin ve uzmanların mütaleaları önemle ele alınmalıdır. Milli Kurtuluş Savaşında olduğu gibi, milli saadeti sağ- lıyacak bu çalışma devresinde de milletin yardımı, bütün aydınların ve vatanseverlerin işbirliği şarttır." 43 yıl önce söylenmiş olan bu sözler, 27 Mayıs 1960 Devriminden sonra bütün ayrıntıları ile suyüzü- ne çıkan ekonomik ve sosyal sorunların, daha Cum- huriyetin kuruluşunda Atatürk tarafından (İstiklal Savaşım tamamlayıcı unsurlar olarak ele alındığını ve 1961 Anayasasının getirdiği "Sosyal Devlet" anla- yışı ile, plân ve program fikri ile tam bir uyum ha- linde olduğunu göstermektedir. Memleketi iç ve dış düşmanlardan, cehaletten, gerilikten, fakirlikten kur- tarmak için girişilen İstiklâl Savaşı bitmemiştir. Ata- türk bu savaşı bitirmek, gereken reformları yapmak, bunları plân ve programa bağlamak, vergi adaletini sağlamak, tabii kaynaklardan halkın çıkarma fayda- lanmak, muhtelif şeklilerde milli istiklâlimize gözdi- kebilecek olan dış düşmanlara karşı ekonomik ve si- yasi yönden güçlü olabilmek için türk memleketse- verlerini, türk aydınlarını göreve çağırmıştı. 29 Ekim 1966yı huzur ve gerçek bir mutluluk içinde eskiya ya türk aydını aslında suçludur. o, Atatürkün çağrısına yeteri kadar cevap ve- meni. ekonomik, sosyal ve siyasal çalışma alanın- da gerekli katkıda ine el mütees- sir olmak ve acı duym.: raber, sahnedeki ro- lünü oynıyacak eri anl olarak, sahne dışındaki eleştirici rolünü benimsemiştir. Eğer türk memleketseverleri, türk aydınları, gi- dişatı be; eğenmiyen vatandaşlar elele verip, 1961 Ana- yasasının ışığı altında, kendilerinden beklenen müca- deleyi vermezlerse, nice 29 Ekimler, böyle, içimizi eze eze, gelip geçecektir. Jale CANDAN 31

Bu sayıdan diğer sayfalar: