5 Kasım 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 29

5 Kasım 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 29
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS verdiler. Tabii, herkes son derece şıktı. Nuşin Sadıkoğlu da, pantalon üzerine işlemeli blüzuyla, teşrifatçı grupunun çok göz kamaştırıcı bir genç kadınıydı. Fitaş sinemasında müthiş ciddi, daha doğrusu asık suratlı olan jü- rinin, Taksim gazinosunda em çizgileri yumuşamıştı. Günseli Ba- şar biraz fazla heyecanlı ve sinirliy- di. Samra Kızıltanı bu seçimde tel- liçe yapmak için çok çabalamış ol- duğunu bilenler, sinirliliğe hak ve- riyorlardı. Arkasında gece mavisi brokardan bir tuvalet, kulaklarında uzun küpeler vardı. Sinirlenmek, kraliçelere de ya- kışmıyor. Günseli Başar, yakın ar- kadaşı Hârika Yardımcının yeğeni üçüncü olunca, protokol görevlerini bile unuttu, taç giydirdiği kraliçeyi soğuk bir tebrikle yetindi. Bu hare- keti bazı masalar tarafından protes- to edilince, neyse ki, hata yaptığını kabullendi. Jürinin, Günseli Başardan daha çok dikkati çeken kadını, daha doğ rusu gençkızı, Hülya Koçyiğitti. Bir Jüri üyesi için oldukça açık sayıla- bilen pembe bir tuvalet giymişti. Tuvaletin önünden Hülya Koçyi- gitin güzel göğsü görünüyor, bu yüz- den, bazı gözler, güzelleri inceleme- ge fırsat bulamıyorlardı! Bu seçimlerde adı çok duyulan, âdeta bir kâmpanya konusu olan Ulviye Bengisu, siyah krep bir elbi- se giymiş, yerinde sakin oturuyor, kampanyayı açan grupa sakin sakin gülümsüyordu. Seyirciler ise, Uben müessesesinin müdiresini, herkesi tesiri altına alan kuvvetli birkaçın olarak, alkışladılar. Nerde o günler! İstanbuldaki wi arasında özel bir yeri olan AS Klüp de, Gülay- sız. Erdem Burisiz ve Ruhi Susuz, kış mevsimini açtı. As Klübün bu seferki kadrosu hiç mi hiç parlak değil. Gönül Yazarın tatlılığı olma- sa, insanın içine fenalık gelebilir. Gülsüm Kamu, Maksimdeki progra- mını bitirince oraya gidiyor ve şar- kı söylüyor. Fakat, söylemese daha iyi olacak. Bu mevsim İstanbul klüpleri ve eğlence yerleri güzel yıl- dızlan sahneye çıkarmayı bir mari- fet sanmışlar. Nilüfer Aydanlar, Af- da Pekkanlar da sahnedeler. Danse- diyor, şarkı söylüyorlar. Fakat pek parlak değil. Asıl işleri, parlak elbi- selerle güzelliklerini göstermek. Gü- 5 Kasım 1966 zele bakmak sevap, derler ama, in- san şarkı dinlemek, dans seyretmek isteyince, sevap günah oluyor. Rubinstein İstanbulda Çek Filarmoni orkestrasından son- ra İstanbula gelen Arthur Ru- binstein, müzikseverleri Şan sine- masında topladı. Ayşegül Sarıca, Ayla Erduran, Bülent Tarcan, Fa- ruk Yener grupları, Haldun ve Ley- lâ Taner grupundan başka, sosyete- den de çok şık bir grup Rubinstein'i alkışladı. Ayla Erduran, yakında, Sovyetler Birliğinde konserler ver- meğe gidiyormuş. Müzikseverler kendisine başarılar diliyorlardı. Musevi kadınlar konser salonu- nun şıklığında ağır basıyorlardı. Yalnız bir okusurları var: galiba, hepsi aynı terziden giyiniyor. Aynı elden çıkan elbiseler nekadar şık ve pahalı olursa olsun, göze güzel gö- rünmüyor. Nitekim konserdeki de- dikodu yazarları, Leylâ Tanerin, Aysel Madranın, Perizat Perinin şık- lığım tercih ettiler. Meslek mi değiştirdi? Calim Şengili, bir süredenberi, An- karalılara müzik ziyafeti çekme hazırlığı içinde görenler, "Ne o, Sa- lim Şengil yoksa meslek mi değiş- tirdi?" diye soruyorlar. Haklan da yok değil. Bolşoy balesini, ardından Beybitof konserlerini organize eden Şengil, bir süredenberi de, dünyaca tanınmış soyyet halk sanatçısı mez- zosoprano Zara Doluhanovayı, Bü- yük Sinemada, Ankaralılara dinleti. me çabasında. “Nezihe Meriç ise ha- ni harıl tiyatro çalışıyor. Konser, aslında, 26 Ekim için hazırlanmıştı, fakat sanatçının ra- hatsızlığı sebebiyle 2 Kasıma erte- lendi. Program çok zengin: Stra- vinskiler, Prokofievler, Rahmaninof- TÜLİDEN HABERLER lar, De Falla'lar... Ankaralı sanatse- verler merak içinde bekliyorlar. "Ailevi sebepler"in azizliği Ressam Gencay, şu günlerde, garip heyecanlar içinde. Bir yandan, Doğuş Galerisinde açılacak sergisi- nin hazırlığı, öbür yandan "ailevi sebepler"in azizliği, Gencaya heye- canlı anlar yaşatıyor. "Ailevi sebep- ler" yüzünden, 14 Ekimde Naviglio Galerisinde açılması gereken sergi- si 1967 Nisanına kalmış ve 17-20 Ey- lül günleri arasında Rimini'deki "Mil letlerarası Sanatçılar. Tartışması" toplantısına, türk delegesi olarak seçildiği halde, gidememiştir. Bu arada, yurt dışında, sanatçı lehine bir takım olaylar geçmekte- dir. Meselâ, The Washington ELM gazetesinin "bildirdiğine göre, Ame- rikanın tanınmış koleksiyoncuların- dan Prof. Gibson'un, otuz kadar çağdaş italyan sanatçısından seçe- rek düzenlediği koleksiyonda, Tür- kiyeden de Gencay bulunmaktadır. "Tonton"u terletiyorlar Orhan Seyfi ln ile Nimet Azık arasında, ın "Menderesi İ- pe Götürenleri adlı kitabı dolayı- siyle başlıyan yazışma, nihayet, şu şekilde bağlandı: Orhan Seyfi, A- tay Ömer Egeseli töhmetten kurtar- dı. Son yazısında, Nimet Arzığı, sek- sen yıllık ömrünün tepesinde, itham etti: "Menderesi siz astınız!" İkincisi, Nimet Arzık, Orhan Sey- fi aleyhine mânevi tazminat dâvası açtı. Ayrıca, tekzibinin, Orhan Sey- -inin gönlüne göre, kırpılarak ya- yınlandığını iddia eden Arzık, kır- pılmamışını koydurtmak için, yeni- den Savcılığa başvurdu. İktidarın "tonton" savunucusu aleyhine açılan dâva, hoş geçeceğe benzemektedir. (AKİS: 388) 29

Bu sayıdan diğer sayfalar: