5 Kasım 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 7

5 Kasım 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS hiçbir görev kabul etmiyecek miy- di? Genel Merkezciler, meselenin bu yönü üzerinde durmuşlardır. As- lında Grup Başkan Vekilliği için Feyzioğlu dışında bir başka isim düşünülmemiştir. Ancak, haftanın başında Salı günü, hava hiç de tah- min edilen yönde gelişmemiştir. Kurultaydan hemen sonra yapıla- cak olan Grup yöneticileri seçimi oldukça Önemlidir. Genel Mer- kez - Grup sürtüşmesine meydan vermemek gerekmektedir. Kurul- tayda kaybeden ve Grupta sahip ol- dukları çoğunlukla bir karşı hare- ket yapabilecekleri havası içinde bulunan CHP'lilere karşı Genel Mer- kez mi güler Meselâ Feyzioğlun rup Başkan Vekili olmasını kendilerinin — istedikleri- ni, kırgınlıklar n partiye ya- rarlı olacak nitelikteki elemanların ikinci plâna itilmesini düşünmedik- lerini defalarca ifade etmişlerdir. Buna karşılık Feyzioğlunun yaptığı, Kurultaydaki hatasını da aşarak, tam bir hizipçiliğe yönelmek ol- muştur. 76larla birlikte gece top- lantıları düzenlemiş ve Salı sabahı, Grup çoğunluğunun, toplantıya, cep- lerinde, Kurultayda yenilmiş isim- lerden “düzenlenmiş listelerle katıl- malarını sağlamıştır. Buna karşılık Genel Merkez hiç bir çalışmaya gir- memiş ve hissi havanın yatışmasını temenni etmiştir. Ama bu hava, se- çimler sırasında da dağılmamış, Fey- zioğlu, başkanlık ettiği toplantıda, sanki karşısında kendisiyle mücade- le eden bir ekip varmış gibi davran- iii Seçimde tuhaf bir usul uy- gulanmış, karatahtaya önceden dü- zenlenmiş listedeki isimler yazılmış ve bu isimler dışında isme oy veri- lirse sayılmamasını sağlayan bir de karar alınmıştır. Bu arada Genel Merkez, düzenlenmiş harekete ka- tılanların sayısını ve kendi gücünü hes: mi amacıyla Orhan Erkan- lıyı Grup Başkan Vekilliğine aday göstermiştir. Neticede Erkanlı 44 oy almış, Feyzioğlu ile İncesulu Grup Başkan Vekilliğine seçilmişlerdir. Genel Merkezcilerin de oy verdik- YURTTA OLUP BİTENLER leri Feyzioğlu 110 oy almış, İncesulu ise 96 oy toplamıştır. Grupta azınlık- ta olduklarını bilen Genel Merkez- ciler, bu sonuç karşısında, durumun sandıklarından iyi olduğunu düşün- müşlerdir. Çünkü bir haftadır ha- zırlık yapan öfkeli bir hizip karşı- sında, son anda ileri sürülen ada- beklenenden iyi- ioğlunun yeni bir taktiği ile karşılaşan Genel Merkezci- ler, Meclis kulisinde sadece üzüntü- lerini ifade ile yetinmişlerdir. Par- lâmentonun Senato kısmının kuli- sinde CHP Genel Sekreter Yardım- cısı Dr. Lebit Yurdoğlu şöyle dedi: "— Bu, bir teselli mükâfatıdır. Hiç üzüntü duymuyoruz. Ancak, tat- bik edilen seçim usülüne ilk defa şahit olduk. Sayın Feyzioğlu, âdeta seçimi kilitledi." Bundan sonra, bir soru üzerine, Dr. Lebit Yurdoğlu, Genel Merkezin görüşünü Şu sözlerle açıkladı: — Bizim hiçbir suretle bir sür- tüşmeye itileceğimiz sanılmasın. He- Gruplar ve Genel Merkezler partileri Genel Merkezlerin yönetmesi, batılı siya- set hayatının bir icabıdır. Politikayı Genel Merkez tesbit eder, parlamentolardaki Gruplar onun parla- mento içindeki savaşını yürütür. Parlamento içinde- ki savaş, harbin El bir kısmıdır. Genel Merkez, seçim zaferini parti, dırmak için bütün vatan El kesif bir mücadele devam ettirir. Yani işi , parlamentodaki gruplara bırakmaz Bizde, bir kaç sebepten dolayı durum biraz baş- kadır. Bir defa, meşhur İttihat ve Terakki misali faz- la merkeziyetçiliğin aleyhinde daimi bir kozdur. İtti- hat ve Terakkideki Genel Merkez tahakkümüne Tür- kiyede en ziyade karşı olan kimse, belki de İsmet İnönüdür. C.H.P. Genel Başkanı, kendi partisi içinde, parlamento Grupu en zayıf halindeyken bile böyle bir istidadın gelişmesine müsaade etmemiştir. İkinci bir unsur, bizini politika hayatımızın daha fazla parlamento etrafında kristâlleşmesidir. Forum- lardan biri olan parlamento, Türkiyede zaman 7a- man tek forum olmuş, bu da parlamento Grupi rolünü ve önemini büyültmüştür Nihayet, milletvekili veya sena sıfatlarının par- laklığı bu sıfatları taşıyanların sözlerine daha büyük ehemmiyet verdirmiş, onlar daha itibarlı ee Ea sa- yılmıştır. Bütün bunlar -gene zaman zaman- tersine bir tahakküm doğurmuş, partileri e peri grup- larının idare etmesi gibi manzaralara yol açmıştır. Yeni C.H.P. içinde bir çatlaklık, kurulan mekaniz- manın çarkları arasına sokulacak sopa arayanlar göz- 5 Kasım 1966 lerini bu partinin Meclis ve Senato Gruplarına dikmiş- lerdir. Bunu yaparken güvendikleri silah da, eski tâ- birle, beşerdeki istirkap hissidir. Bunların nazarında “yeni gelen bir takım çocuklar"ı Meclis ve Senato Gruplarının kodamanları, kalantorları küçümseyecek- lerdir ve onların idaresinde çalışmayı reddedecekler- dir. En aklı başında bazı milletvekili v santörle- rin bile, Kurultay neticelerinin hemen sonunda, "Ben bunların emriyle Kızılaydan Ulusa gitmem" dediği duyulmuştur. Parlamento Gruplarının bir istiklâle sahip oldukla- rı muh; tr ve bu onların Ancak, bu- günkü şartlar içinde, Kurultayda zafer kazanmış bir fikrin temsilcisi olan ekiple hele istirkap hissine ka- pılarak çatışmak acaba milletvekili ve eyi Teşkilât önünde nasıl bir duruma sokar? Teşki milletvekili ve senatörlere karşı allerjisi, her ride bir tabii hadisedir. Buna Genel Merkezle soğuk hava eklenirse seçim günü, daha doğrusu yoklama günü ge- lip çattığında hesaplaşma mutlaka daha zor olur Zi- ra Teşkilât, Gruplar mensuplarından kimin ne kadar, hangi istikamette çalıştığını takdir edecek değerdedir. Üstelik, bugün C.H.P.'nin Genel Merkezini teşkil eden- lerin vl emme Gruplarının da üyesidirler. Onlar "ne oldum delisi" olmaz, ilk günlerin hissi burukluklaı eni ve haksız küçümseme duygularım bir tarafa atarlarsa Teşkilâtın gölgesi Genel Merkezle Gruplar arasında çatışma bekleyenlerin hayallerini çabuk suya düşürür.

Bu sayıdan diğer sayfalar: