1 Haziran 1933 Tarihli Kadro Dergisi Sayfa 33

1 Haziran 1933 tarihli Kadro Dergisi Sayfa 33
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

lüzumun nazari asaslarmı kuran ideologlar, yetiştirmekte gecik- medi. Yeni menfaatlara tercüman olan mütefekkirler, yeni dev- rin felsefe, ahlâk iktisat, hukuk sahasmda fikri esaslarını atarak eskiyi şiddetle tenkit ettiler. «tabii haklar nazariyesi» devrin ide- olojisi oldu. Bu ideolojinin hareket noktası fertti: Fert bir takım haklara malik olarak doğar. Bunlar ferdin tabit haklarıdır. Hü- riyet bu haklar cümlesindendir. Bu tabii hakka cemiyetin riayet etmesi lâzımdır. Bu bir içtimai borçtur. İnsanlar arasında mut- lak bir müsavat vardır. İnsanlar aynı haklara malik olarak doğ- dukları için birbirlerinden farklı muamelelere, imtiyazlara sahip olamazlar. Camiyet üzerinde tatbik edilen tahdidat, umum için bir olmadığı binaenaleyh fertler hakkında ayrı ayrı tatbik edil- diği takdirde aynı cemiyete mensup insanların aynmı hakka ma- lik olmamaları neticesine varılır. Bu ideoloji 1789 hukuk beyan- namesinde şöyle ifade edilmişti: aİrsanlar hukuk müvacehasın- da hür ve müsavi doğarlar ve hür ve müsavi halırlar. Her siyasi cemiyetin gayesi, insanın tabii te mürüru zamanla sakit olmaz hukukunun siyanetidir. Her insanın hukuku tabiiyasının icrası ancak cemiyelin diğer azasının haiz olrukları aynı hukuku icra et- melerini temin eden hauhuh ile mukayyettir.» (Madde: 1,2,4). Tabil haklar nazariyesinden hareket eden iktisatçılar da «Liberal iltisat» nazariyesini kurdular. Fiziyokratlar, İngiliz klâsikleri- nin bir kısmı bilhassa «Adam Smit», liberal ve ferdiyetçi iktisat telâkkisinin en büyük müdafileri oldular. Fiziyokrat mektebin mümessilelerinden «Kenev, «ticaret tamamean serbesi olmalıdır ki, gayri mahdut serbestii rekabete imkân hasıl olsunn diyordu. Fiziyakratlar yalnız xtufeyli tüccarların kazandıran inhisarların, imtiyazların lâğvını istiyorlardı. Yine «Kene», uimtiyazlar veinhi- sarlarla hürriyetin tahdidi, rakiplerin adedini azaltır. Bu ise, gayri âdilânedir.» diyordu. İktisatta Hiberalism ve ferdiyetçilik şekillerini alan tabii haklar nazariyesi Devlet telâkkisinde de te- sirlerin gösterdi. Yeni telâkkiye göre Devletin iktisat işlerine mü- dahale etmemesi, yalnız harice, düşmanlara karşı memleketi ko- ruması, dahilde de hayatın ve mülkiyetin muhafazasına dikkat etmesi, kısaca Devletin bir «Gecce bekçisi olması» isteniyordu. Bu yeni fikir hareketinin tesirile Devlet tamamen neutralize edi- lerek hakikaten bir «Gece bekçisi», «mütekabil emniyet ve ga - B3

Bu sayıdan diğer sayfalar: