1 Haziran 1933 Tarihli Kadro Dergisi Sayfa 81

1 Haziran 1933 tarihli Kadro Dergisi Sayfa 81
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

p:ılı'l.'r ve onun bülün mareralarını bunların bhaşından geçirebilirsiniz umn, hu mmaceralar, bu Hans Müller veya Stiller daimâ yabancı kalır. Çünkü hbun- lar hiç bir saman bir Pavel Vlasof gibi düşünemez ve hareket edemer- ler. Çünkü Pavel Vlasof'da dile ve harekete gelen karakter, ancak Btus geciyesinin Ve ihtilâlden evvelki Rusyanın İçtimal örgüsüdür. Hulâsa hir milli roman, bir içtinini örgüsü olan ve bu içtimal örgüsü milli olan romandır. Bir ımilli romun ise, bir içlimuat örgüyü, bir sun'at wbjek- tifi ultında tetkik eütnesini bilen adamdır, () Türk edebiyatının romancı nezli içinde, Türkiyenin içtimal — örgüsünü, aslını bozmudun ve ibtizale uğratmadan hir san'at objektifi altında tet- kik etmesini bilen nadir san'atkürlar vardır. Yakup Kadri ve Reşat Nu- ri hımların başında gelir. Reşat Nurinin romanlarını ben kendimden geçerek okurum. Fakat Ya- kup Kadrinin eserlerini okurken bültün mülekkirem zindedir. Reşat Nuri benim hislerime hilap eder, Yakup Kadride ise işlenen his- ler debil, fikirlerdir. Meselüâ Yakup Kadri bize bir (Hüküm gecesi) verdi k, bu klitapta akseden, bir bülün Meşrutiyet münevverliğinin tercümel halidir, Henüzx kemale gelmiven, henüz ideolojisinde insieam olmıyan, henüz an- eak bir rüşeym, bir humur, bir intikal nesli olan bu münevyerlik, bütün ha- yatı müddetince, gözübağlılığın, hâdisata tÂAbi oluşu hulâsn ruh Türa- nunun ve hareket teşevvüşünün iİçinde savruldu gilli Meselâ (Hüküm geceği)ndeki Ahmet Kerim, bu neslin usli bir mümessili- dir. Kuhen halim ve vatanperver bir adam olan Ahmet Kerim, dalgalara kapılmış bir gop gibi hâdisatın içinde yuvarlanıp gidiyor. Mürtecilere âlet oluyor, kudetalara karışıyor. Vatan düşmanlarınm meclislerine gidiyar. Sulkastçı katillerin sofralarına oturuyor. Halbuki ruhen her zumun halim olan ve hiç bir zaman mürai olmıyan bu () Millit edhiyatımız nâasıl olmalıdır? Babksi Tansimatl hareketlerinin ük günlerindenheri bizde de münakaşa mevzuu olmaktadır.Bu münakaşa bil- hassa sbn günlerde periyodik hararetlenme sal/halarından birini daha ya- şamaktadır. Fakat bu minakasalar, dün olduğu gibi vurün de, ya bir fa- ziyoloji (Jât bolluğu) yahnat bir fert - cemiyet bubsi üstünde dâimi bir- sathiliğe mahküm kalmakta ve hiç bir zaman derinleşememektedir. Ilal- buki sar'at meselesi har şeyden evvel derin bir kültiür mes&lasidir, Derin bir kültürle izdivaç eden asil bir san'atkür runudur ki san'at eserini yart- tabllir. Binaenaleyh bize kalırsa bugün Türk san'atkârma, yanıi gönlün- da san'atkürlığın öz rvüh derinliğini duyan h se düşen Rey, evvelâ bu ruhu hakiki bir kültür malzemesile insa etmek ve ayni zamanda ken- dini milletin içtimal zamininin örgüsüne beğlamaktır. Asil bir ruh Hassı- siyezi, hakiki hir kültür ve bir içtimsei bağlılık... İşte san'atkârı yapan bu- dur. Va bu san'atkârın yaratacağı her şey raten mülli olur! SI

Bu sayıdan diğer sayfalar: