29 Ekim 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 17

29 Ekim 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

bırakmaması ve hacim azlığı...İlh. , Beynelmilel petrol mücadelele - rini ve bunun neticesi olarak mem- etimizde ecnebi sermayelerinin Maziye karışan acı derslerini na- zarı dikkate alan Cümhuriyet hü- rümeti bu madenlerimizin kıyme- ) | tini tespit etmek üzere kendi vesa- #imize müracaat mecburiyetinde bulunduğunu takdir etmiştir. Vakı 4 son senelerde Türkiye toprakla- rını ziyaret eden bazı ecnebi, hat- tâ oldukça tanınmış kumpanya ve #ermayelerin de alâkaları olmuş- tur. Fakat bugüne kadar alman | Metice eski “leyte ve lealle” siyase ) | tinin fevkinde değildir. İşte bu se- pten ilk sathi etüdünü yaptıktan sonra 300,000 lira bütçemiz den bir para tefrikile taharri saha- sına geçildi. Çok yakın bir en fazla ümitli bulunan cenup sa- ında delme makinelerimizin Motörleri çalışmağa başlıyacaktır. Bir Türk mütehassının idaresin- deki bir Amerikalının da bulundu- ğu heyetimiz o civarda istihzarat ile meşguldür. Bu araştırma ame- iyesinin hüsnü (netice vermesi, erhangi dünya petrol dalavere- sinden uzak kalması için hüküme- timizin en kıskanç itinayı göste- teceğinden şüphe edilemez. Esasen Petrol diğerlerine nazaran en az Uyut ve şuruta tabidir. Binaena- leyh: Cenup sahasında başlıyan ümitli taharrilerin, diğer ümitsiz sahalara da teşmil (edildiği gün kanaatler hilâfına © zenginlikler İoğurması hayreti icap ettirmez. Bunun böyle olduğuna dair fili- Yat sahasında © sayısız misallere rast gelinmiştir Şunu da ilâve e- elim iri, Türkiyede © petrol mev- Sukur, siz rengini, tah ş'*edici kokusunu duyan ecnebi © Kümpanyalarının o mütehassısları | da yazdıkları bitarafane olmıyan Yazılarda da inkâr edememişler- dir. İşte şu kısa mulcaddimeden sonra Türkiyede © petrol sızıntısı VE emareleri görülen mıntakaları Zezelim: unun sevi ! Ana yurdumuzun topraklarını — Petrol teşekkülâtı itibarile üç kıs- © ma ayırabiliyoruz. Cenup, şimal Yebirde (o müteferrik olanlar... e rol sızan ve emare olan mahal- rin mevkiini gösteren 11 numara U haritayı okuyucularımız biraz Aşağıda bulacaklardır. Evvelâ cenup kısmından başlı. Yalım, İrak hükümeti ile hududu- Muzun bir kısmını teşkil eden Dic- lenin bir ayağı olan (Harbur) su- Yunun şimalinde, (Hızıl) suyunun sağ sahilinde ve (Harbul) köyü- Dün üç, dört (o kilometre cenubu garbisinde Cezire ovalarma nisbe- ten yedi - sekiz yüz metre mürtefi bir mahalde (Harbul asfaltları) var. Artık İrak hududuna terketti- ğimiz “Zaho,, şehrinin beş kilomet *e şimalinde Zaho petrolları na- mile tanınan dört petrol kuyusu bu asfaltın bulunduğu o mahalle ön beş kilometre mesafededir. (Harbul) © asfaltları çok eski Zamandanberi malümdur. Cinsi itibarile de çok iyi ve ( temizdir. Takriben elli sene evvel (1295- 1300) Basra havalisinde işliyen vapurlarda kömür yerine | kulla- nılmıştır. Bu asfaltlar Harbuldan Dicleye ve oradan da Keleklerle ya — sevkolunurdu. Burada yalnız açıkta (20,000) tori asfalt tahmin edilmektedir. Bu mıntaka- da Umumi Harpten pek az evvel taharri ruhsatı talep etmiş idi. Fa- kat harp dolayısile araştırma a- meliyesine başlayamamıştır. Harburdan kumlu ve çakıllı a- raziyi aşarak garbişimaliye doğru çıkalım. (Şırmah) kasabasının se- kiz yüz kilometre cenubugarbisi de Cezirei - ibni - Ömer yolu üz: de sigrik asfaltlarına rast geli Burada açıkta görünen asfalt tarı 40,000 ton kadar tahmin edil- mekte ve biraz kumla karışıktır. Milli harp esnasında memleketi miz petrolları hakkında mühim bir ecnebi grupu namına tetkikat ya- pan Fransız profesörü (Grand Je- an'ın hükümetimizden petrol ta- harri ruhsatını talep ettiği mınta- kaya burası dahildir. (Sigrikden) garbişimaliye doğ- ru yolumuza devam edersek Birke köyüne geliriz. (Hoşur) suyunun bir ayağı olan ve mezkür köyden geçen (Tora) deresinin sol sahi- linde ve (Zevingök) yolu yakımin- da beşer yüz metre araileiki petrol sızıntısına tesadüf ederiz. Bu mahal (Şirnaha) yirmi beş ki- lometre mesafededir. Sızan petrol oldukça seyyâl ve siyahımtrak nefti renktedir. e Birinci kuyunun kutru bir metre Oolup biriken petrol üç santimetre kalınlığında- dır Sızıntı miktarı saatte iki galon tahmin edilmektedir. İkinci kuyu toprak çöküntüleri ile kapanmıştır. Vadinin muhtelif mahallerinde asfaltlara rast geliriz. “Zivengök,, ten şarka doğru yolumuza devam edersek (Kerboran)ın “12,, kilo- metre © şimaligarbisinde ((Ker- benk) köyüne 230 metre mesafe- de (Dip) ırmağı civarında yüz el- li metrelik bir sahada üç muhtelif yerden petrol sızar, Alınan nümu- ne çabuk Kurumakta ve miktar iti- | barile de azdır. “Kerbenk., ten ( şimale doğru çıkalım, Siirdin takriben 10 kilo- metre cenubunda (Kıtmıs) köyü- nün garbinde Bühtan ırmağının sol sahilinde de bir petrol sızıntı. sı iddia olunmaktadır. Fakat mez- kür mahaldeki neft ağustos - eylül aylarında derenin suyu çekilmesi ile görülmektedir. Şimdiye kadar bu aylarda hiç bir (o fenni heyetin yolu buraya düşmemiştir. Bundan sorra Van gölünün şar. kında (Muradiye - Barkiri) kazası dahilinde (Kürzot) köyünün beş İometre cenubunda neftlik dere- sinin sağ sahilinde bir petrol sızın- tası vardır. Ruslar burada on ka- dar kuyu açmışlarsa da bunlardan yalnız bir tanesi son zamanlara kadar çökmemiştir. ne seyyâl bir halde olup rengi ko- yu neftidir. Sühuletle yanar, faz- la is bırakır. Burası müteaddit fen heyetlerinin etüdüne saha olmuş- tur. İntişar eden etütler hakkm- da bir fikir edinmek üzere şu nok- tayı zikredeceğiz: (Grandiçean) (Küzotun) denize nazaran irtifar nt 2100, Rus ve onlara atfen Al- manlar 1650, diğer bazı etüdler ise 1800 - 2000 © arasmda göster. mektedirler. Vakıa alar baro- metre ile tayin edilmiştir. Ne ka- dar hava tahalüfü de olsa arada ki fark biraz fazla (o gibi. Fransız lar petrol sızıntısını rüsubi. Ruslar ise indifai arazide O bulunduğunu işaret etmektedirler. Kürzotun cenubuşarkisinde çak- mak köyünün cenup nel kumlu bitum tabakasına rastge- linmektedir. (Standart övil) “Kumpanyası bir | Van gölünün şimalinde (Erciş) Mina olak e gine üm ne "zi çok dağlık ve (Çakırbey) arasında (Zeylan) deresinin cenup sahilinde sahile nazaran tahminen 2100 metre ir. tifada bir neft sızıntısı mevcuttur. Artık şimal cephesini dolaşma- ğa başlıyalım: Erzurumun 115 ki- lometre mesafede (Hanesin) 25 kilometre şimalinde Divanı - Hü- seyin köyü civarındaki kil ve kum- lar arasında petrol sızımtısı mevcut olup, bunun rengi kahve rengidir. Divanı - Hüseyinin 18 kilomet- relik cenubundaki Ruslar iki mev- cut kuyudan işgallerinden isti - fade ederek az mikdarda istihsa- lât yapmışlardı. Elyevm bu kuyu: larda tuzlu su çıkmakta o ve neft tabakası bunun üzerine terâküm etmektedir. Erzurum vilâyetinin cenubu şar- kisinde ve katranlınn kumluk a- razisinde de parafinli bir neft sızmaktadır. Burada Erzurumlu tüccar Abdürrahim isminde biri el ile işliyen delme makinesile 20 metre derinliğinde sz o miktarda petrol istihsal etmiştir. Ruslar U- mumi harpte bir çok kuyular aç- mışlarsada, hepsi kapanmış, yalnız. bir tanesinden sarı renkte petrol sızmaktadır, Erzurum vilâyetinin Bayburt kazasına havai hat ile 36 kilomet- re mesafede ve kara yolile 46 kilo- snetrede dört Şemagil köylerinden müteşekkil bir grup vardır. Burası denize nazaran 1850 metre irtifa- dır. Ruslar Umumi harpte b: rada da araştırma yapıp kuyu aç mışlarsa da bilâhare hepsi kapatıl mıştır. Hükümetimiz tarafından etüt için giden bir heyet kuyunun bir tanesini temizletmiş, kuyunun duvarlarını teşkil eden Marnda ha- kiki petrol kokusu hissedilmiştir. Hasankale şahrinin cenubuşar- kisinde kasabaya altı yüz metre mesafede sıcak ve bamızıkarbon- lu su çıkmakta ve buralarda bol miktarda neft te bulunmaktadır. Burada Ruslar mühim taharride bu lunmuşlar ise de ric'atleri esnasın- da tesisatlarmı tahrip etmişlerdir. Elyevm yalnız bir sondaj sehpası bulunmaktadır. Erzurum - Erzincan şosesi üs- tünde Mi Hatun kasabasının Pölk köyü civarında kül rengi Marnli gre tabakaları içinden çı- kan tuzlu suyun ü kapalı olduğu gö tabakalarında da kuvvetli petrol rayihası hissedilmektedir. Erzincanın on beş . kilometre garbinde Keller dağ denilen mev- kide bitümler arasında neft sızn- bısı bulunduğu Jeolog Abich tara- fından iddia edilmektedir. Bu ma- hal hakkında husui tetkikatım ne- ticesinde başka bir malümat elde edemedim. Keller dağ işmile hari- talarımızda bir isim bulamadım. Oradaki meşhur — dağlar (Sultan Seydi) ve (Sibikor) dur. Civar ara olduğundan belki bu isimde de bir (o dağ vardır. Ci- varda ilıcaların bulunması da ora- larının tetkika değer olduğuna de- lâlet eder. Müteferrik mmtakalarımızdan sayabileceğimiz de şunlardır: Si- nop limanının elli mil Boyabat'ın on kilometre şimalinde sahilibahre nazaran 600 metre irtifada Ekirive. ren köyü civarında bir petrol sızın tısı var ise şimdiye kadar yapılan etüdler neticesinde buradaki sızın- tunın mühim bir birikinti olmaktan ziyade şistlerden hasıl olma sızıntı olması daha kuvvetle muhtemel- dir. İstanbula beş yüz mil, Rize şeh- rine 20 kilometre mesafede kıble ırmağının denize aktığı mahallin üç buçuk kilometre karşısında(45) derecede denizin üstünde petrol tabakaları (görünmektedir. Bu mahallin derinliği (“63,, kulaç tır. Mezkür mahalle Mapavri is- mi verilmektedir. Bartın - Sancaklar mahallesin- de Murat Efendinin bahçesindeki su kuyusunda su ile beraber sarım- trak renkte bir gazyağı sızdığı gö- rülmüştür. Marmaranın şimalinde İstanbu- lan takriben 80 mik ( cenubugar- bisindeki Müreftenin şimalindeki Hora ırmağının Marmaraya aktı- ğı noktadan takriben 4 kilometre mesafede bir ve beş kilometre di- ğer bir tane olmak üzere iki kuyu ile taharri âsarı görülmektedir. Bu mımtakada 9 adet delik açılmış ise de hepsi yıkılmıştır. Maâma- fih: bu taharri neticesinde ilk zamanlar yevmiye 2-6ton kadar is- tihsal yapıldığı mervidir. Bilâha- re petrolu gaip etmişlerdir. Petrol madenlerimizden bahse- derken İzmit körfezinde Bahçecik mahallindeki “Bitümlü şist, ma- deninden bahsetmemek haksızlık olur. Bu geniş saha da istismar edil diği takdirde değerlidir. Antalyanın kırk mil cenubunda ve Fenikenin yirmi beş kilometr: 5 Sumer Bank Fabrikaları belerinde gaz fışkıran iki mahal vardır. Bu mahajlerden kırk san- timetre uzunluğunda alevler çıktı- ğı iddia olunur. Bakır madenleri Türkiye toprakları mebzul de- necek kadar da bakırı ihtiva et- mektedir. Bunların o meyanında en başlıcası O Erganidir. Ergani madeni çok eski zamanlardanberi malüm olup Milâdı İsadan iki bin sene evvel Asurilerin Dicle nehri ülyasmda çalıştığı tarihlerde tes- pit edilen bakır madeni Ergani, - den başkası olmadığı şüphesizdir. Binaenaleyh bu maden asırlarca çalışmıştır. Osmanlı saltanatının kayıtlarına nazaran ilk zamanlar. da bu madeni çıkan cevherin yüz- de yirmisi hükümete ait olmak üze- re madenciler tarafından işlettiril miş. Bu sây tarzile Erganide müteaddit mültezimler tarafi ımdan dokuz kuyu açiliniştır. Bilâhare bu şekil muvafık görü iş, mağa- ralar seneyi yen bir icar be- deli mükabilinde ve birkaç se - ne müddetle ihale edilirmiş. Fakat bu şekilde sây tarzının da muva- fık olmadığı görülmüş, madenden cevher ihracatı muayyen bir ücret mükabilinde müteahhitlere veril miştir. Bu da zengin o cevherleri almak, sağlam inşaat yı gibi yolsuzlukları istilzam ettiğin- den açılan dokuz mğara zamanla yıkılmış, o bunlardan © (Lam) (Sarhos) © ve (Sicak) (o namla- rndaki üç ihraç (o magarası kalmıştı. Bu © madenden çıkan cevher miktarı 1266 senesine ka- dar Omalim (değildir. 1266 senesinden 1323 senesine kadar 294932 ton bakırcev- heri ihraç edildiğini kayıtlarla an- liyoruz. Buradan ihraç olu- nan cevher ya mahallen ve- ya Tokat kalhanelerinde iza- be edilirdi. Ergani bilhassa içinde ba- kır cevherinin mispeti itibarile en zengin madendir. Umumi harp esnasmdaki o “36, sondaj ameli- yesi ile yapılan - tahliller neticesi vasati yüzde 10 bakırı ihtiva ettiği tahakkuk o 'etmiştir. Bu şera- it dahilinde lâakal bir milyon iki yüz bin ton cevher © mevcudiyeti ölçülmüştür. Maamafih: Bu ma- denin civarmda ayni teşekkülleri gösteren (jeolojik) vaziyetler tes- pit edilmiştir. Bu madeni işlemek üzere Cümhuriyet © hükümetinin teşekkülünden sonra teşkil edilen Ergani bakırı şirketinin sermayesi 3,000,000 Türk lirası olup yarısı tamamen Türklere aittir. Bundan başka Türkiyenin mühim miktarda kârdan hissesi vardır. Bakır fiyatları buhrandan aza- mi derce müteessir olmuştur. Umu mi harp esnasında 124 altın İngi - Jiz lirasına kadar borsalarda fiyat kaydettiren bu cevher bir aralık 27 buçuk kâğıt sterline kadar düşmüş tür, Maamafih bu fiyat son zaman- larda 38 - 40 İngiliz lirası arasın- da oynamaktadır. Ergani madeninden azami de - rece istifade edilmek üzere en son sistem usuller dairesinde çalışılaca ğına şüphe edilemez. Bilhassa tat- bik edilecek işletme ânile es kilerin köstebek yuvası intizamsız- lığı ile çalışmasından mütevellit zararların telâfisi düşünülmekte- şarkında sahile bir kilometre me- | dir. Bu suretle de toprak altında safede eskiden kalma saray hara: | bir ton bakır terkedilmiyeçtir. Şu- nu da ilâve edelim ki, Ergani cev- herinde bakır nisbetinin ol ması istihsal masrafını çok düşür - mektedir. Binaenaleyh: Bakır fiya- tı daha aşağıya düşse gene maden kârlı bir şekilde işleyebilir. Hükümetimizin bu meyanda bu- rada şimendifer inşası nakliye me- selesini çok kolaylaştırmakta ve u- cuzlatmaktadır. İki seneye kadar hat Erganiye vardığı zaman en as- ri tekâmülleri ihtiva eden maden tesisatı bitmiş ve cevher sevkine başlanmış olacaktır. Erganiden sonra zikredebilece- iz madenler Artvin vilâyeti da hilinde Kuvarsane, ve Morgul ve Hud madenleridir. Kuvarsane Ho- paya havai hat ile on beş ve dağ yolile 40 kilometre mesafededir. Mezkür madende tesisatı tam ise cevherinin yüzde 4,6 olması ve yo lunun bulunmaması yüzünden iş- leyememiştir. Çünkü “bu maden Ruslar idaresinde iken kurulmuş, nakliye vaziyeti Batum limanına göre tanzim edilmişti. Batuma nazaran Kuvarsaneye mütenazır vaziyette bulunan Mor- gul madeni de Ruslar zamanında imtiyazı alınmış ise.de cevherinin nisbeti yüzde 3.6 bulunması, ba - kır fiyatlarmın düşüklüğü bu ma - denin sahibi bulunan İngiliz şirke- #ne işletme imkânını vermemiş - $ir. Bugün her iki maden de Türk hükümetine intikal etmiştir. Ruslar zamanında Fransızların alâkadar oldukları Hut madeni için zengin denilmekte ise de kat'i ma- lümat mefkuttur, Gene Rus hudu- du civarında Arhavi nam maden Batumdan takriben kırk kilometre mesafede bulunmaktadır. Alman ve Rus mühendisleri tarafından ya pılan etütlerde cevherinin nisbeti çok zengin olarak gösterilmekte - ir, İneboluya 30 kilometre mesafe- de Kürreinühas (*) madeni mev- cuttur. Bu madende çok eski zaman larda çalışıldığı orada mevcut cü - ruftan o anlaşılmaktadır. Made- nin zenginliği de rivayet edilmek. te mevcut fenni raporlar taharri ameliyatını istilzam edecek mahi- yettedir. Tirebolu civarında da mütead- dit bakır madenleri mevcuttur. Bunlar meyanında Eselli, Yuruca, Akkem, Karaburk, Kırlak isimleri- hi zikredebiliriz ki oldukça büyük bir sahayı ihtiva etmektedir. Bura- larda eski zamanlarda çalışıldığı - na dair alâim mevcutur. Adapazarı - Hendek civarında çok ümitbahş bakır zuhuratı mev - cutur. Bundan başka daha on do - kuz yerde bakır zuhuratına dair resmi kayıtlara rastgelinmektedir. Krom maden'eri: “Çok eski bir maziye sahip bu - lunmayan krom cevheri bilhassa son senelrde büyük bir süratle e - hemmiyet kesbetmeğe başlamıştır, Dünya sanayiine boya kısmından giren ve bunun 1797 de kâşifi Fran sız profesörü Vaguelin tarafından | renk mânasına gelen (broma) ismi verilen bu maden | son zamanlarda demir sanayiinin | mühim rüknü olmuştur. İzabe sana yinde demirlerin salâbetini temin ve pas tutturmamakla kalmamış gümüşten daha iyi olarak rengini (9) Küre kelimesi eski kitaplar. ; da maden (küreci) de madenci mu- e UMER BANK | İtibari Sermayesi 20,000,000 Lira BAKIRKÖY Bez Fabrikası BEYKOZ Deri ve Kundura Fabrikası FESANE Yünlü Mensucat Fabrikası HEREKE Yünlü ve İpekli Mensucat Fabrikası UŞAK Şeker Fabrikası Bankanın sekiz muhtelif fabrikada daha iştirakleri vardır Sumer Bank fabrikaları, memleketin en modern müessesatı olup yünlü, ipekli ve pamuklu mamulâtı, deri ve saraciye malları gayet sağlâm ve güzeldir, Fabrikalar mamulâtının satış Yerleri Yerli Mallar Pazarları Ankara: Çocuk Sarayı caddesi | İstanbul: Bahçekapı | Beyoğlu İstiklâl caddesi | Samsum: Bankalar cadd si BE 5 muhafaza ettiği de tahakkuk et- miştir. Binaenaleyh: artık top yivleri, zırh, eğe, ile beraber nikelaj da, hattâ saat ve köstek imalinde, ağızlarda altın diş yerinede kullanılmağa başlanmıştır. Krom'un gün geçtik- çe istimal sahası artmaktadır. Türkiyede krom 1848 tarihinde Bursa şehrinin takriben on beş mil simalinde Harmancık mevkiinde keşfedilmiştir ve bu tarihten 12 se ne sonra kendini dünyaya tanıltır- mağa başlamış ve son asrm bidaye tinde piyasaya hâkim olmuştur. Maamafih: muayyen bir usul ve muntazam bir sây programı takip Ni geçtikçe mev- Bu suretle 1874 de istihsalât devrine giren Ye ni Kaledonya, 1903 te Hindistan, 1906 da Rodezya kromları kolay - lıkla dünya piyasasına hâkim olma ğa başlamıştır. Rakiplerimizin işi - ni kolaylaştıran başlıca âmil, te - sadüfün sevkile keşfolunan bu ma- denlerde ipti bir sây tarzı ile hiç bir müşkülât iktiham edilmeme sidir. Saltanat hükümetinin de bu hususta hiç bir himaye sistemi, ve bir takip programı mevcut değil idi. Türkiyede krom menatıkını şu esasat dairesinde taksim edebili - riz: 1 — Kütahya ve Bursa havalisi, 2 — Eskişehir ve civarı. 3 — Denizli ve Tefenni. 4 — Fethiye havalisi 5 — Mersin. 6 — Müteferrik. 1 — Kütahya havalisi: — Bu ha vali esas itibarile serpantin için - dedir. Civar Okromları 4555 derecede (bulunmaktadır. Masa mafih 48 dereceden aşağıbu lunan zayıf o cevherlerde yı- kanmağa ve bu suretle dercesi yük seltilmeğe salihtir, Buralarda el - yevm işlemekte gayet zengin krom madenleri mevcutur, 2 — Eskişehir havalisi. — Bu ci vardaki kromları son birkaç sene içinde keşif ve işletilmeğe başla mıştır. Başlıcaları Alprköy istasyo- nupnun 30 kilometre şimalinde Ba şören ve onun 15 kilometre garbin de Taştepe madenleri çalışmakta - dır. Son zamanlarda diğer bir İs - veç grupu da çalışmağa “başlamış 2000 ton sevketmiştir. Gerek Kütahya ve gerekse Es- kişehirdeki ktomların işlemesini teshilen hükümet şimendifer nak - liye ücretlerinden yüzde 20 tenzi lât yapmıştır. Fakat daha zi; tenzili bu civar kromlarını ciddi bir inkişafa götürür. 3 — Denizli - Tefenni. — Bu mın taka kromları harp esnasında pek az mikdarda işlemiştir. Bu saha bilhassa cevher nisbeti itibarile ga (Lütfen sayıfayı çeviriniz) Kapitülâsyonlu sal- tanat devrinde Tür- kiye bir açık pazar- dı. Yiyeceği buğdayı bile dışardan gelirdi. Cümhuriyet devrin- de beğ istiklâli- e kazandık. i

Bu sayıdan diğer sayfalar: