29 Ekim 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 39

29 Ekim 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 39
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

< A SAĞA G a On yıllık Cümhuriyet | Süyükleriniz size b l u mükemmel rejimi yarattılar, siz onu yaşatacaksınız Çocuklar.. Bugün siz de babala- | tinız, anneleriniz ağabey ve ablala- | Mmuzla beraber neşe ve sevinçle do- İu, koşuyor. Gülüyor. Oynuyor. ! Bayram ediyorsunuz. o Herhalde ocalarınız, büyükleriniz size bu ayramın bütün bayramlarımızın i €n büyüğü, en şanlısı olduğ” i atmışlardır. Ben de size bu ya-ım- la, coşkun bir heyecanla kutlul Ar. #mız bugünün, on sene evvel nasıl İ hazırlanıp, nasıl ilân edildiğini ve üyük milletimizin cümhuriyet sa- Yesinde 10 senede yüz yıllık bir me l deniyete nasıl eriştiğini anlataca- g£ım.. Bundan on dört sene evveldi.. laşta Yunanlılar olmak üzere bü- Yük harpteki bütün düşmanlarımız ört taraftan güzel vatanımıza sal- irmışlardı. O zaman tarihin belki e bugüne kadar bir eşini yazme- dığı büyük bir Türk, bir Gazi may- ana çıktı.. Türk milletinin önüne Beçti.. Arka arkaya bir sürü harp Yapmış ve milyonlarca insan kanı akıtmış yorgun ve bitkin Türk mil- eti, yeniden bir atılışla, her yön altm kalemle yazılmağa lâyık bi *stan olan kurtuluş ve uyanış sa- Yaşını başardı. Düşmanları pes de- iler ve bin bir umutla dolü olarak saldırdıkları yatanımızdan, peri- #an, başları öne iyik, çekildiler git- tiler. Vatan kurtulmuş, boynumuza geçirilmek iste-iilen esaret zinciri rılmış büyük Türk milleti asırlar ır zorla yatırıldığı o uykusundan a anmış, ayağa kalkmıştı.. Şimdi Merliyecek., Asırlardanberi kaybet- tiğini yıllarla tamamlamaya çalı- Şacaktı.. Büyük Türk ve arkasın- daki büyük Türk milleti buna and içtiler.. Fakat nasıl. Büyük ülkü- lerine varabilmek için yollarındaki ir çok manileri devirmek, yok et- inek lâzımdı.. Bu engellerin en be- İli Padişahtı.. Ve bu adam miem- 'eketinin namusunu © düşmanlara satmıştı... İ , Büyük Adam ve büyük Türk mil | etinin vekilleri karar i illeti, millet idare edecekti.. Ni- âyet'on yıl evvel bugün 29 Birin- | Si teğrin 923 te Ankarada Millet Vekilleri Cümhuriyeti ilân ve salta- ket dehen heyulâyı tarihe gömerek kaYük Türkü, Gaziyi, ilk reisicüm- ur olarak seçtiler. Artık yurt kurtulmuş. Millet ida- Gini eline almış ve başta Ulu | Gazi, arkasında bütün Türk rsi tİ, onun gösterdiği yolda yürümeğe başi lu on senede meler | kımı en eski Türk yadigârları, ya- hut Türk lügatleridir. , Divanı lügat - it - Türk tercüme- 8i, İbnü Muhenna lügatinin indeksi “ağatay lüyatinin yeni harflere çev Tilmişi, Elidrâk © haşiyesi; Türkçe âta sözleri kitabı, Kudatgubilik ter esi, bunlar arâsındadır. * , Bir takımı da lisaniyat eserleri- | e tercümeleridir. Bunlar içinde Ep odries'in Le Langage, Rodet'nin Elements de Phonâtigue ( gönöral “ryâtrasser'in (Türkçe fonetik), Tomboez'in (dil tarihi usuliyatı), “lni'nin (dil yenileşmesi), Trom yalti'nin (dil menşe birliği) ve (dil İçisi esasları) Carra de Vaux'nun (Etrüsk dili), Thurneyen'in (eti- Poloji), Râral'in (semantik) eser ri sayılabilir, Birinci dil kurultayı zapıtları da sal dır. Bundan başka cemiyet “Türk di- yapıldı?.. Bunları uzun uzun an- latmak için ciltlerle kitap yazmak | lâzım. Yalnız şunu söyliyeyim ki ühim ve değerli er milletler bun yapabilmek için yeller » hazırlan- mışlardır. Halbuki biz bu on sene de bu inkilâplarcan bir kaç tanesi- Bi yapmak euretile asırları on sene- ye sığdırmış ve sıkıştırmış olduk. | yalnız Türk milleti başarabilmiş- tir. Bu inkılâpların başında Harf inkılâbı gelir. Eskiden kargacık İ burgacık Arap harflerle okuyup | yazanlar yüz kişide ancak İ kişi idi.. Bunları öğrenme! neler lâzımdı.. e Büyük Gazi Tül harflerini millete kabul ettirdiği | gün Türkün fikir ve okuma haya- tında yeni bir varlık demektir. Diğer yapılan inkılâplar arasın- da peçelerin kalkması, tekkelerin ve medreselerin kapatılması, ka- nunlarımızm. yenileştirilmesi, şap- | kanım kabulü ve nihayet ticaret ve sanayi hayâtımızda vücuda gelen Ve bunu bütün bir yaradılış taris | / hinde yalnız Türk milleti yapmış, | MİLLİYET PAZAR 29 ve Avrupalıların parmaklarını a- ğızlarında bıraktıran yenilikler, kıllara durgunluk verecek kadar geniş mânâlı ve yüksek kıymetli birer zaferdir. Ve biz bu zaferleri *Cümhuriyete ve onun başında bu- lunan büyüklerimize © borçluyuz. yarattık.. Fakat siz yaşa- Sesli coğrafya Pariste şimdi bir ses müzesi açıl- dı. Burada millet milletlerin dille. ine, şivelerine, halk şarkılarına ve adamların seslerine ve söy- ledikleri sözlere sit plâklar muha- faza ediliyor, O halde neden sesli | coğrafya olmasın? Ses müzesi bu- nu da düşünmüş ve derhal faaliye- te geçmiştir. Evvelâ Fransızlar Af-| rikadaki müstemlekelerinde yaşa: | yan yerli kabilelerin £ şarkılarını, danslarını; oyunlarını ve müstem- | lekelerin coğrafi vaziyeti hakkın: daki intibaatını plâka geçirmiştir. Meselâ Madagaskara mi gitmek istiyorsunuz, iğneyi plâka koydu. nuz mu, Madagaskar hakkında . ki bütün malâmatı alıyorsunuz, 0- rada şöylenen halk şarkılarını din- liyorsunuz, yerli dansları âdeta sey * rediyorsunı ! Hi, adında bir de bülten çıkarmış. | i tr. Şimdiye kadar © bunun da üç | sayısı çıkmıştır. Yeni on yıla girerken Geçen on yılm kültür . ve bilgi yolunda yaptığı işler, bir milletin tarihinde bir kaç yüz yıllık tekâmü- lün ancak yapabileceği kadar ge- niş've büyüktür. Bunu ancak GAZİ gibi bir inkılâpçının asırları aşan büyük küdreti yapabilirdi. Önümüzdeki on senenin bu yol da geçenden daha çok ileri gide- ceğini de şüphesiz olarak kabul e- debiliriz. Çünkü - Türklüğü on yıl İ içinde uçuruniun kenarından çekip yeryüzünde saygı görür bir millet | yapan ayni deha; memleketi ve mil İeti en çok bilgi, kültür, medenilik | zevk bakımlarından ileri götürmek azmile yeni on yıla girmiş bulu nuyor, ç i *brahim NECMİ Küçük hikâye BIR TÜRK İstiklâl harbindeydi.. Yunanlı- lar. Aydını işgal etmişler.. Yakıp yıkmışlar ve ana vatanın içerlerine doğru saldırmağa başlamışlardı. Geçtikleri yerde taş taş (o üstünde bırakmıyorlardı.. Her köy bir ha- rabe her kasaba bir yangın yeri ha- Tini almıştı.. O yemyeşil ovalar bi- rer kül ve taş yığını haline gelmiş- lerdi.. (Yeşil yurt) köyü de Aydına bir günlük mesafede zümrüt gibi bağların ortasında mes'ut bir Türk köyü idi. Ahalisi üzümle bilhassa şarap ve pekmez yapmakla geçi- nirlerdi.. Yeşil yurt köyünün şara- bı dört tarafa nam salmıştı. Av- rüpaya bile gönderilirdi. İzmire Yunanlıların asker çıkar- diğr bu köyde duyulunca herkesin yüzüne bir hüzün çöktü.. Gençler derhal çeteler yaparak düşmana karşı çıktılar.. Köyde kadınlar ve çocuklar, ihtiyarlar kaldı.. Gelen haberler tüyler örpertici ve müthişti.. Dü ber yeri ya- kıyor yıkıyor, herkesi kesip biçi- yordu.. Beşikteki o çocukları bile öldürdükleri duyuluyordu.. Yüzle- re çöken hüzün yavaş yavaş gönül- lerde bir $ızı oluyordu... | Bir gün Aydının da düşman tarafından a- lındığı haberi gelince ihtiyarlara köyün meydanında ( toplandılar.. Düşman bütün insanlık kaideleri- nin dışına çıkıyor.. Aklın düşüne- miyeceği ve alamıyacağı derecede feci zulüm yapıyordu. Mukadder Akıbet kendileri de © bulacaktı. | Fakat onlar da mukabelesiz bırak- mamalı ve intikam almalı idiler, Toplantı gece geç vakte kadar sür- dü ve sonunda bütün köydeki şa- rapların zehirlenmesine karar ve- | rildi.. İki gün sonra düşman askerleri | “hunharcasına köyü işgal (ettiler. ŞRİNİEVVEL . 1933 ÇOCUĞU camie doldurdular. Ve köyü yağ- maya başladılar. Bu (köyde diğer köylerde bulamadıkları şeylere bil- İ hassa bolbol şaraba kavuşmuşlardı. | Bu kumandanın kafasında bir dü- | şünce uyandırdı in bunlarda diğer köylüler gi çırmamışlar da yerlerinde bırak- mışlardı.. Derhal © askerlerine hiç bir şeye el sürmemelerini, bilhassa şarap içmemelerini sıkı sıkı tenbih | ederek Türklerin kapalı bulunduğu camie gitti. Bir köşede korkudan biribirlerine sokularak büzülmüş | bir ana ile 10 yaşında bir çocuğun | önünde durdu.. Ve arkasından ge- len bir çavuşa emretti: — Bir bardak şarap (getirin. Bir dakika sonra yaraği hazırdı. Kumandan tekrar türkçe emretti: — Şu çocuğa verin de içsin.. Ve parmağile anasının göğsüne soku- lan Türk yavrüsunü gösteriyordü. Annenin derhal gözleri bulandı ve dehşetle oğluna sıkı sıkı sarilarak kumandana baktı. Bu ( bakış ku- mandanı büsbütün şüphelendirmiş ti. Gazeple çocuğa bir tekme ata- — İçi. diye haykırdı. Çocuk annesinin kucağından s1y rıldı.. Kumandana (hakaret dolu bir bakış fırlatarak ayağa kalktı. Mert bir sesle: — Verin dedi.. Ve çavuşun e- linden aldığı şarap dolu bardağı bir hamlede midesine boşalttı... Bu kahraman bir Türk çocuğu idi. Ve vatanı için ölmeyi bir şe- ref bilmişti, Çocuk mantığı Çocuk — Ben büyürsem, anne annemle evleneceğim. Annesi — Bakalım ben annem- le evlenmene razı olacak mıyım? Çocuk — Sen babamla evlendin erzaklarını ka- | ye Cümhuriyeti yaratan Gazi Çocuklar, biz bu büyük günü, ONA, Büyük GAZİ'ye medyunuz Yüce Gazimizin hayatı şanlı bir | tarihtir çocuklar... Bu tarihi bilmek, | okumak her Türk © yavrusuna bir boretur. O talii, o tesadüfleri bile kendi iradesine, kendi zekâsına bağlamış, her başladığı işi başar- mış, her istedi yapmış ve yap- masmı bilmiştir. Hayatı bir destan, | şan ve şeref dolu bir “destandır. Türk çocuğu.. Onu oku.. Onun ha- | yatmı kalana ve kaibine kaz.. 52 sene evvel Selanikte doğdu.. Babası tüccardı.. e Mert ve temiz bir insandı.. Oğluna verdiği ilk ter- biye bu meziyetleri ona aşılamak oldu.. Daha küçük yaşta zekâsı, o- nu, arkadaşları arasında belli e- diyordu.. Cevval.. Ateş gibi bir | çocuktu. İlkmektep tahsilini Şemsi mektebinde i.. Fakat un ölümü ve annesinin de - civarındaki - kardeşinin çiftliğine çekilmesi — onu kırlara, | dağla kavuşturdu.. Körpe vücudü çelikleşiyor, kuvvetleniyordu. Ve bunun neti. ir ki kalbinde as- ker olmak için derin bir heves u- yandı... Bu hevesle rüştiyeyi ve Harbiye mektebini bitirdi.. . Artık 'Türk ordusunun bir cüz'ü, bir zabi- i olmuştu.. Fakat bu onutatmin etmiyordu.. Kafası, zekâsı bir dina mo gibi çalışıyordu.. 1901 de Er- kânıharp yüzbaşısı olduğu zaman iradesi topladığı küdreti sarfede- cek bir hale gelmişti.. Memleketin hali berbattı. İstip- dat denen baykuş memleketin üze- rihe konmuş acı acı ütüyordu. Ga- Zi ilk hamlesini ona karşı yaptı. Hafiyeler jurnal ettiler.. Yıldızda muhakeme edildi. Suçunu ispat e- dörsediler.. Fakat ta. Arabistanda bir fırkaya gönderdiler.. Arabistan onun hürriyet için çır- pındığı benliğine uygun bir yer de- gildi.. İzinle Selâniğe döndü.. Ça İışmağa başladı.. Bunu duyan istip- dat hükümeti genç zabiti | tekrar Arabistana attı. ve Üç sene, kız- gın kum çöllerinde mefküresi için çırpındı durdu.. Üç sene sonra “a- teşini söndürdük,, zannederek onu Selânik kıt'asına memur ettiler. Halbuki ondaki © ateş için için | yanmış tam kor haline gelmişti. Sa- raya istipdada karşı açılan ilk is- yan ve nefret bayrağının altında Mustafa Kemal vardı.. Memleket zayıf düşmüştü.. Bunu ganimet bilen İtalyanlar Trablus- garba saldırdılar.. Mustafa Kemal derhal bir kaç arkadaşile bu çolle- re atıldı ve tam bir sene düşmanı bir adım bile ileri yürütmedi .. Fa- kat yapılan sulh onun bu emekleri- ni boşa çıkarmış ve Trablusgarp İtalyanlara verilmişti... İstanbula dönünce Bulgar hükümeti yanma Ataşemiliter olarak tayin edildi ve Büyük harbe kadar bu vazifesini muvaffakiyetle yaptı.. Harbin ilânı onu tekrar silâh ba- şıma koşturdu.. Fırkasile Çanak. kalede Cihan harbinin o enbüyük harikasını yarattı. Şarkta Rus or- ir çelik set oldu. Suri- yeti ve zaferi tattırdı.. Ve harp bit- ti... Fakat.. Sözde galipler bizi de ediyorlar ve idam seh- üyorlardı. Sevr Mua- idam hükmü idi. Bu hükme gene isyan eden Müs- tafa Kemal oldu.. O asla mağlübi- yeti ve zilleti kabul edemezdi.. Ka- nındaki' Türk asaleti buna elver- miyordü. Bir kaç arkadaşile der- hal Anadoluya geçti.. Samsun Er- zurum, Sivas ve nihayet Ankara.. Mustafa Kemal buralardan geçmiş ve bütün Türk milletini (o kendine bağlamıştı. Günlerce, haftalarca, aylarca geceli, gündüzlü çalı O her işin kuvvetle düzeleceğine i - — etmişti. Merhamet © istemek yaraşma: in vatan dört taraftan tutuş- muştu.: O biran bile yılmadı.. Ar- kasında bir avuç kahramanla bü- tün cihan devletlerine meydan oku du. Milli - Birlik kurulmuş, Mil let vekilleri Ankarada in Büyük Millet Meclisi hükümeti ilân edilmişti. Bu ilk muvaffakiyeti diğer mu- vaffakiyetler takip etmekte gecik- mediler.. Ermenistan zaferi, birin- ci ve ikinci İnönü zaferleri ve Sa- | man mület vardı. karya... Bu arka arkaya gelen ga- libiyetler cihan devletlerine ispat etti ki Türk ölmemiştir.. Fakat ya şadığını da ispat etmek lâzımgeli- yordu. 30 Ağustos o (Başkuman- dan muharebesi)de Yunan ordula. kdenize dökmek suretile Türkün yaşadığını ve ebediyen de yaşayacağını gösterdi. Bunu gören büyük devletler bizi sulha davet et tiler. Ve Lausanne'da Gazinin bü- tün cihana ispat ettiğini onlar da tasdik ettiler... Artık memleket — kurtulmuştu.. Fakat Gazi şuna okaniidi ki düş manı vatandan kovmakla mesele halledilmiş değildir.. Daha yapıla- cak bir çok şeyler vardır. Ve bun- ları da sırasile yapmak lâzımdır. İlk yaptığı saltanatı ve hilâfeti kaldırmak ve Cümhuriyeti ilân et- mek olduz. Millet te kendisine olar şükranını onu kendine . kaydiha- yat şartile başbuğ yapmak sure'i- le gösterdi... Diğerleri Türke medeniyet ve kurtuluş yolunu açan inkılâplar- Din ve dünva işlerini bir bin den ayırdı ük“ medrese- dınlara hürriyet verdi.. Fesi attırdı. Bunlar öyle inkılâplardır ki Türk milletini dini ve içtimai hastalıkla.” ra karşı ebediyen koruyacak ve Türk varlığını asırlardan asırlara ulaştıracaktır... Çocuklar biz bugünleri Gaziye borçluyuzu Yaşasın ULU GAZİMİZ.. Türk yavrusu Bir an bile unutma ki, ülkelere hükmetmiş vir mein Şocüyasit Türk adi üsırarca uünyuyı yası Miş. Turk oradüarı * Yücn Cumasia Koru salmış. Türk kut €n vü yur laci vüşlarâ due böyun ıyuir- Tnağtür, Ukuduğun tarih ve asırlardan bu gune nâlün her şey bunun en Güu sanıtıerıdir. Şunu da hatırla ki, bunu yapan sonsuz bır yuraduış tarınınde vr tek millet, bir tek 4 ürk müceti vat Halbuki karşısında bir suru auş- Hunlar etbri ğı ettiler, sözbirliği ettuer. Vaha doğrusu kahpel ettuer ve mert multetinin kanını atyoniaduar,, U- nu yüz yıllar süren bir uy«uya ya- tırdılar. . Bundan 15 sene evveldi.. Bir- leşen cihan devletleri onun bu uy- an umutlanarak büsbütün vücudunu kaldırmak için uzerine saldırdılar ve ellerindeki hancer- leri miltetinin en nazik yerlerine sapladılar, Halbuki zavallı gaf 1 ler... Hesaplamamışlaraı ri bu yı ralardan akan afyonladıkları uyu şuk kandır ve onun kendi asil ka- nı kalbinin bir köşesinde temiz kalmıştır. İşte akan o uyuşuk ka- nın yerini bu safkan doldurdu ve Türk milleti kımıldadı.. gerindi... ve birden bire fırladı!... Ve sonra ne olduğunu sen de bi liyorsun asil Türk çocuğu.. Bu rir- layıştan birkaç yıl sonra yine bü- ün cihan devletleri galip milleti- nin önünde boyun iğdiler ve onun kahraman kılıcını öptüler, “... Şunu bir an bile unutma ki $e- nin kalbinde o uyuşuk kanın bir zerresi bile yoktur ve sen damar- larında asırlarca evvelki | ataları- nın saf ve tertemiz kanını taşıyor- sun... Büyüdüğün zaman yarata- cağın her eser atalarınınki kadar — ondan büyük ve şerefli olmalı- er, Bu bayram o günlerin bir müj- decisidir. Kutlu olsun asil Türk yavrusu. Tavan Hilmi dört buçuk yaşımda.. Son derece zeki ve mütece3sis, her şeyi öğrenmek istiyor. Bir gün babasi ile kırda dolaşırken sordu: — Beybaba, bu göz yüzü nedir? Hilminin babası düşündü, ne ce vap versin? Dedi ki: —Oğlum, gökyüzü yeryüzünün tavanıdır. Kırdan dönüyorlardı. Hee m rardı, hafiften yağmur sepel n babasma

Bu sayıdan diğer sayfalar: