29 Ekim 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 23

29 Ekim 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 23
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MİLLİYET PAZAR 79 TEŞRİNİEVVEL 1933 Bu bakış lâzım mıdır, ehemmiyeti nedir? Dünya kurulduğundan, Âdem oğlu dini bildiğindenberi hiç bir millet Yeni Türkiye kadar çabuk ve birden de- #işmemiştir. Bugün dünya üzerinde ya #yan hiç bir milletin adamı yeni Türk kadar şiddetli bir yaşama ( duygusuna Ye zengin bir yaratma kudretine 8a- Eski «hasta o adam» dan soyunu çıkaran sihirli vet nedir?Bu bir büyünün eseri but ta bir tesadüfün cilvesi midir?! Hiç iri O halde yaratan kuvvet edir? inkilâbı içtimaiyat ilmi- hin şimdiye kadar aydınlatamadığı, karanlıkta bıraktığı bir muammayı çö- Şaları kımıldatmıya üst Ondan manası ve vazifesi olan büyük #serler çıkarmıya o gücü yetinlerdir. Türkiyede bu ulu eseri yapan Mustafa Kemal'dir. Mustafa Kemal tecrübesi” enilmesi lâzmgelen bu tecrübe bir milletin kamularna © sığmıyan, laşıcı bir manadır, Bu cihan tutan iradenin bütün insanların kulağına haykırdığı ha- kikat şudur : Milliyet, medeniyet, in- saniyet duygusu gibi manevi kuvvetler fükenmeyicidir. İlim © fen ve akıl gibi kanunlar yanılmayıcıdır. ürk inler ını toplayıcı olan aşağı parça lardan her biri bu doğruların birer İz Patıdır. Yazık o tarih ve fikir adamına ii aklının çürük teknesiyle inkılâp de- milen bâdişe deryasının dalgalı yüzün de dolaşır.Bu ünv Ve havalandırıcı rüzgârları nereden 65- tiğini bilmez, Ve bu denizin altında çalı- Şan sa ve hayat akıntılarından da ga- fildir. Böyle bir kızıl cahil tabiati na- “it eder?! Ve g: ini nasl kur târabilir?! Tabiat üzerinde hâkim ol. mak onu tanıyanlara müyesser olur. Türk inkılâbinın siyaset âlemindeki €teri milli bir muvaffakiyetin dar kü ve #ınarlarını. aşmıştır. B. Yarınki milletler orada bir insanlık örneği bulacaklardır İçtimaiyatçılar siyaset milli iradenin Salışması derler. Sağ ve sağlam bir si Jpsetin ilk şartı dilek birliği ve müdür. Eski Türkiyeyi batıran ayrılığı ve işkargaşıklığı id. Türk lulâbınn on senelik ulu eseri benli tanımıyan bir ecmiyetten benliğine i- hanan bir millet çıkarmak oldu. Eski ce Miyetin din, anane, şark saltanat diye pa şimdi iyet her İ — şeyim üstünde ve insaniyet onun eserin diyen bir ve bütün bir Türklüğün Tür #yesi yaşamaktadır. İnkılâbı başımdan 2 Miyıtsız ve şartsızca istiklâl diyen ürkiye muradına ermiştir. on senelik tecrübede harbın ve silâh #aruretini anlamış olduğu gibi, sulhun ye salâhın kıymetin de ölçmüştür. Tür iye, siyasetinin cevherlerini parti zih- Biyetinden değil, hayat prensiplerinden almıştır, Onun için on seneliki içeri ve İkaşrı siyaset tecrübesi hayat ve onun bitmek, tükenmek © bilmiyen eserleri &ibi yenileştirici ve yaratıcı olmuştur. Türkiyenin politika dünyasında başar- dığı güç vazife şudur: yaşamak hakkı- Bi tanımak, yaşamak sevgisini taşımak Yaşamak iradesini kullanmak. Bugün bütün dünya biliyor ve inaniyor ki Türk için bu şuurlar en canlı şuurlardır. Ve endini duyan bir millet için saadet ya- illerinde değil, yine kendindedir. Türk inkılâbt ahlâk denilen, fakat Mmürteciler için bir silâh, münafıklar için bir siper, Zaviye olan mistikler * için bir bu karma karışık mefhuma açık bir mana vermiştir. Türkiyede saltanat ile saltanat ahlâ derebeylik ve tagallüp ile onların ahlâkı, kapalı ayile ile onun ahlâkı Yıkılmıştır. Taassup, medeniyet düş- manlığı, teşebbüs korkusu, hazeryiyici- lik, daha bir çok tarihi telekkiler çü- Tümü olmazsa çürümüye ( başla” Maştır. Eski ayileye mahsus olan ana, baba istipdadı, kadın hürmetsizli silinmiştir. Etki temeller yeni Ti Bin ahlâk temelini #ahrs hürmeti, mMelin taşlarıdı taşıyor. Eskiden ması, Anadolu harbi, içerideki düzeliş > lardaki anlaşmalar türk çocuklar n lâzem olan hal ve yaşama İlimini vakalarla bildirmiştir. Hayrı istiyen fa- kat günlerce aç durarak hareketten ve yazifeden kalan eski insan tipi kaybol Muştur. Türk inklâb ahlâk ölü nelere, çürük ü â ve ab İk millet kaygusuna, istiklâl düşünce sine, yenilik kamınına dayandığı zaman m hayr» r anlatacağını göster. iştir, Türk inkılâbı kadını evden çıkar. makla kalmamış, onu insanlığın tam bir yarısı haline getirmiştir. Türk inkilâbı insanlığın tarihinde kadınlara bulunan bütün kusurların, ka- Sanlarda görülen bütün eksikliklerin ya anını meydaan çıkarmıştır. Türk inki Mâbı kadını dişi diyerek alçaltan, ana diyerek hapseden ve nazik diyerek acı- Yan bülün cemiyet yalanlarına karşı ka dinim hakkını, şerefini, insanlık vazifesini *oyliyen en büyük şahittir, İnklâp kadı- çikarmakla kalmamış, ona ahlâklı bir cemiyetin her yerinde insanca rol vermiştir. - Türk ikılâbı dünya Tuhiyatçıları arasında sonsuz münakaşala 7 sebep olan bir meseleyi ha sin oluşunda hiç ar, hiç bir küle yoktur. Kadının sefa inden de saadetinden de mesul olan yal İLİ İİİ DİĞİ YİD İLİM İĞ MM e kiye bu Bu kıymetler mantığını inden ve tabiattan aldıklarından müspet nız cemiyetidir. Deha, cinsin değil, me- deniyetin eseridir. , Türkiyede yazı inkılâbı tarihin pek büyük ehemmiyetle kayde- deceği bir hâdise olmuştur. Medeniyet biri birine bağlı vazifele- rin vücude getirdiği bütün bir üzviyettir. iktisatta inkılâp harflerini, yazı da tıpkı mimari usulleri gibi o da bir tekniktir, başka bir şey değildir. Mahiyeti milli değil, beynelmilelidir. Yapılacak şey lâtın harflerini de kabul edip teknik inkılâ bını tamamlamaktı. Halbuki muhtelif sebepler buna engel olabilirdi; alışkan- lık, eski harflerle basılmış kitaplar, es- ki yazı üzerinde kurulmuş güzel bir san- natin hatirası. Herşeye, her güçlüğe rağmen bu inkılâp oldu. Bunun netice- sinde beklenen bütün kolaylıklar mey: na çikti: okunma yazma kolaylığı, vetme ve öğrenme kolaylığı, kitap basma ve okutma kolaylığı. Halbuki bu teknik inkılâbının mahiyeti ve neticesi sırf teknik olmakla kalmadı. Tarih ve manc- viyat sahasında de umulmadık netice. ler verdi. harflerinin kabukları Arap altında sıcaklığını hiç bir vakit kaybet- memiş olan bir dil ve millet dehası nal istihaleleriyle başlı başına bir dil İlimciler ve dilciler hemen orijinal kuvvetini ya çalıştılar, Ve gördüler ki Türkçe şöy- le böyle, oldukça zengin bir millet dili değil, cihanı tutan bir mantığı ve son- suz teşkilâtı ile tam bir insanlık dilidi. Türk inkılâbı yazı gibi en tarihi, anane ile en çok yoğurulmuş bir etmiyet mü- essesesi üzerinde milletlerinin yaratıcı i- radesini taşıyan büyük bir insanım nasıl muzaffer olduğunu gösteren büyük bir misali Türk inkilâbının rından biri de millici sanayi- leşmektir. Eski Türkiye sanayileşemezdi. Son günlerine kadar el ve tezgâh devrinde kalmıya mahkümdu. Şunun için ki eski henüz milli varlığını bulmuş de- i Türkiye türkçülü- | sadece bir dilek can ün en mühim şartı olan . İletiset in hem ii ri, bem dışa; bir siyaset ve devlet işi haline gelmesi yeni devrin en büyük hü- disesidir. Eski idare 1 bu işi ya- pamazlardı. Çünkü bir kere bilmezlerdi ve çünkü inanmazlardı ki bu lâzım ve mümkündür. Bir yandan dişarıda desilar ve sulh ılmak bir yandan içeride emniyet servet kanallarını genişletmek (sayesi dedir ki Türk ölkeşinin © sanayileşmesi hareketi başlamıştır. Banun Türkiyeye getirdiği" yalnız maddi bir refah değil, belki onunla boraber bütün bir hayırlı kafa ve ahlâktır. Eski Türkiyede imsa- nın şerefi paratıyle, zadeğ. vi i lürdü. Yeni Türkiyede bu ihtisas ve istihsal kudretine geçmiştir. Şimdi hiç bir şey bilmiyen, hiç bir şey çıkaramı- yan, yalnız anadan babadan kalma ser- veti yiyen bir adam velev münever ol- sun, bir marazi, bir cemiyet ( yalancısı | ibi gö inkılâbı büyük ve cihana ispata başlamıştır. Cümhuriyet devletinin takip ettiği demiryolları siyaseti maddi ve iktisadi bir teşebbüs ehemmi- y geçmektedir. İnkılâp kendi iredesini madde âlemi üzerine koyduğu günden beri Türkiye- de bir demiryolları siyaseti vardır. Bu teşebbüsün iktisadi ehemiyetlerini anla- mak için parlak bir zekâya ihtiyaç yok- tur. Bu bir bedahattir. Demiryolları ağı Tü rm en bü uk biri içtimai kesafettir. Bundan maksa! cemiyeti teşkil eden atomların biri biri- ne yakın, sık olmasından başka bir şey değildir. Az nüfus ve dağınık insan | kitleelriyle yapacak hiç bir büyük iş yoktur. Maddelerde olduğu gibi cemiyetlerde de atomlar biri birine me derece &:k olursa içtimai cisim de o nispette sert veda yanıklı, kendi tabiatini yöstermiye © kadar elverişli olur. Ancak hakiki kesa- fet atomların maddeten yakın olması de Ğil, bu parçalar arasında manevi biliş- me olmasıdır. Cemiyette bu bitişme milli hare sebebiyle oluyor. Dil birliği, dilek birliği gibi. Bu hesaba göre Türk ölkesinin gösterdiği manzara şu- dur : Manevi alâkası yüksek, fakat mad di bağları gevşek bir cemiyet | Bu va- ziyette ahlaki vazifeni kilan bir devlet için yapacak şey me olabilirdi ? Türkiye nin ber terafını dolduran Türkler arasın daki maddi boşlukları kaldırmak. Köy- leri, şehirleri hep biri birine bağlamak. İşte Cümburiyet devletinin kendisini iş edindiği akıllıca siyaset budur: Türkiye dha i kalmıyacaktır. i Türk inkılâbının insan ve insan- hk harsine verdiği kıymetin de- lili medeni bir konfor hür- ni medeniyet vustai | kıymetlerin ölü müyle doğuyor. Orta zaman insan, vü- cudünün, insan kıymetinin, yaşamanın kiymetini inkâr eden bir zamandır. Pis- Ek, miskinlik mikrop ve hastalık kay- gusüzluğu, bezginlik o devrin hassaları dır, Yeni zamanı ayıran sağlık ve sağlam. Hik hava, kara, deniz sevgisi, sağlam bir vücut, temiz ve tam yaşayış ve bütün bu şartlara lâyık olan. evler, yollar, yurtlardır. Hülâsa bütün mana- siyle fenni ve sıhhi bir konfor iradesi muası sanı ayıran en kuvvetli alâmet budur, Büyük ihtilâlimizle beraber bü- tün memlekette yeni bir konfor telekki- si de doğmuştur. Asri şehir, asri mesken, asri vasıtalar filri hep bu yenileşmenin eseridir. Konforla lüksü haksız olarak iri birine karıştıran eski kanaat bozul muş, konfor bilâkis hemen ahlâki Vee ayile, meslek ve toplanma ihtiyacını eyi anlıyan yaşama kapları yapıyorlar, As- ri kıyafet ile milli dehamin birlişmesin. den yep yeni bir Türk giyinişi ve türk yaşayışı doğuyor. Bu doğüş milletimizin medeniyetin her yüzünde kendini beğen direbileceğini gösteriyor. Dil inkılâbı dünyada hiç bir po- 'kanın ve h'ç bir kuvvetin bir cemiyete kazandıramıyacağı işti. mai tesanüdü, yani Türk birliğini yaratmıştır. Dil bazı ruhiyatçıların dediği gibi, yalnız düşünanin, yani mantık hayatımızm de gil, duygunun, yaşama iradesinin de bir hazinesidir. Eski devlet, eski münevver dilin bu canlı ve sırlı kudretinden gafil | ol için onu yalnız ölü vasıta yerinde| örmüş, öz dili unutmuş, ken benu. ğine, köndi din ve sefahet politikasına göre yabancı ve souk bir dil icaç stmış- ti. Eski cemiyette dil değil, dili dı. Dinler, mezhepler, | kollar diller de Türk birliği ve bütünl engeldi. İnkilâbin yaptığı şu düsturun yerleşmesi olmuştur. Bir ve bütün Türk- İük için bir ve bütün pi Her türlü cemiyetçe değişme ve ilerilemenin baş- langıcı kaynaşmadır. Dil bu kaynaşma nan ilk şartıdır. Türk inkılâbı zannedil- diği gibi Türkeeyi sadeleştirmekten i- baret mihaniki bir eser yapmış olmad ürkleştirdi. Böy! bir milletin dil hazinesi dil zenginliğine buldu. Garp Akademile rinde münakaşa mevzuu (olan en ufak dil düzeltme teşebbüslerine karşı ler ulu “bir â kati ne. tcesini gördüler. Türkiyede dil inkelâbı içtimaiyetçıların kader ve şedamet de- recesinde dik kafalı vand-kları dil mücs- sesesinin birleşmesini / bilen bir mil. letin elinde çesik gibi Gözülebaeceğuni gösteriyor. İ İnhılâkın zarari re'icelerinden biri de Türkiyede Beşeri s>ydan bir san'at idealinin çıkmasıdır. Bu doğuşun en mühim alâ milel'bir sanat tekniğinin natkir fırçasını, kalemini, ye etmesidir. Eskidenberi kasına gizlenen bir çok tarihi ve hasta zevk ucubeleri defolmakta, yerine sağ lam yemi bir ruhun seksnesi iz. a) ektedir. Şimdi, remam ak Meşrutiyet ve daha evvelki lerde olduğu gibi salim bir akış gi görülmüyor. Yeni türk aanatkârı as- teknik ile mücehhez olarak millet rulmnu arıyor. o Türkiyenin her torafında mimarlar büyük Avrupa ve Ar merika ustaları gibi beton işli samlar rormantiklerin gözü yaşlı tabin- tün unutmuşlar, beyer manalar arıyor. | lar. Demokrasiye yakışan bir tezyii nat barsi için çalışan kuvvetli gençleri- miz vardır. Mi ve si erinds olduğu gibi ü beynelmilel bir teknik dışımda aramak te şebbüsü iflâş etmiş görünüyor. Hulâsa Türk sanati büyük bir hürriyet ve zevk akıntısı gibi kendisine beşeri bir yatak açıyor. Türkiyede sanat il içtimai” yatçıların şu iddiasını kuvvetlendiriyor! Milli bir irkilâp ek ve yama kabul et- miyen bütü nbir zihniyet ialalâbıdır. Türkiyede kalıbı öz dilden, içi hakikatten yapılmış yeni bir ede- biyat doğuyor. Bunun anası inkdâptır. Eski edebiyat kadın, sevgili, tabiat, mazi, dargınlık, intikam gibi türlü şekil- lere girerek ve türlü kıyafetlere bürüne vek hep o ferdi | söyledi durdu, Bu fertlik gaye maşeri hağlarm “gevşediği devirlere, devir sonlarına mahsus — bir şeydir, düşme, ölüm edebiyatıdır, Yeni doğan cemiyetlerin bütün sanatleri gi- ki edebiyatlarda ancak cemiyetçi olabilir. Sanatin cemiyet haricinde hiç bir rolü © lamaz. Cemiyet kendini © unuttuğu za- mân edebiyatı o da kendini unutacaktır. Cemiyet kendine katlandığı ve iç kuv- | vetlerini aradığı zaman edebiyat ta serri | olacaktır. Fakat cemiyet yaratıcı tekâ- mül safhasma girdi edebiyat | il imtiyazlı senıf- lar, kibarlık, dar ayile ve fert harsi, ta- biat ve peysaj muhabbeti, sövalye aşkı- dır. Yeni Türklerin edebiyatı inkilâbın çocuğu yerinde zaruri olarak halkçı, ma savalçı ve sanayici bir seçiye kazanmı- Yeni Türkiyede uzun saç İk, ince sesli, soysuz edip, sanatkâr tipi nız siyaset ve harp sahasinde değil, mana ve kıymet dünyasında da yaratıcı bir kudret olduğunu gösteriyor. Türk neşriyatının kem maddiyat hem de maneviyatı itibarile yük- selmesi gene inkılâbın tabii neticelerinden bi Eski cemiyette neşriyatn inkışafına ih #imal yoktu. Çünkü neşriyat hayatına kuvvetlenmesi için her şeyden evel ser bes tefekkür ister, Halbuki dini kayıt- lar ve ahlâki hurafeler © buna engeldi. Haram, ayıp gibi hükümler bir çok tet- i Sonra muhafazakârlık dü- muhafazakârlık dir, Eski cemiyetteki veren bir şey gibi anlaşılmazsa cemiyet- te hiç kimse ona bir kıymet vermez. Es- ki cemiyette cahil sözü insanlık aygırısı bir tip değil, saf adam müraaiti olarak an laşılıyordu. İnkılâp cahil adamın cemi- görmüş adama ancak,mevki verdi.İnki- lâpla beraber Türklerin içine girdikleri ve yaşamıya başladıkları yeni hayat öy le ince ve karışık hesaplar istiyordu ki tahsil ve tenevvür milli bir ihtiyaç ol. du, Çürüyen akideler şuurlarda büyük boşluklar bırakıyordu. Vaktiyle dinin, a nanenin, göreneğin cevap verdiği süal- lere şimdi ancak ilim cevap verebilecek ti. Onun için yeni ilim, öğren me öğretme kitap ve neşriyat meselele- ri çıktı. Ve türk neşriyatı, durmak bik miyen bir hız aldı, Onun için inkilâp Türk neşriyatını yüleselmesinde başlı ba şma amil olmuştur. Bu on sene zarfında Türk matbua- tının inkişafı da dikkate değer bir mahiyet gösteriyor. Bir milletin gazeteleri, mecmuaları, neşriyatı kadar mageri zekâsını, fikri ve bedii temayüllerini gösteren ne olabi- dir? Orada milletin zekâsı, zevki, siyasi w- yanıklığı, her şeyi, ber şeyi görülebilir. Türk matbuntnım şu on sene içinde al- dağı haz ve yaptığı tekâmmül pek bi yüktür. Gazetecilik itibariyle istipdat her şeye manidi. Zaten o devirde Tür- kiye âdeta kapalı bir millet hayatı yaşı» yor, cemiyeti siyaseti de içinde olduğu halde her türlü mukadderatı Saray tara- fından idare du. Matbuatın inki şafı için müsait bir yaşama muhiti yok- tu, Meşrutiyet bu katılığı gerçi çok yu- muşattı. Fakat Meşrutiyet devri âdeta bir ek ve'yama devri idi. Orada ilim ile in, saltanat ile millet Türklük ile islam cılık, Yan yana yaşıyor ve daima tesr- ruz halinde bul Matbubat için bir hayat işi olan lâyıklık prensipine hür met edilmez, her şey bir dim ve ahlâk si- lâhiyle tehdit edilirdi. Halbuki milli dev. let Türk matbuatının inkişafı için zaru- ri olan bütün şartları b erke Ev velâ gazete meşriyakını | inzi bata tabi tutmakla eski matbuatın için- ne düşmek tehlikesin gösterdiği anarşi- nin önüne geçti, Aynı zamanda siyasi, içtimai ve dalma mavaffak olan tecrü- beler eski matbuatta ektik olan asri bir müsssese ehliyet ve hassasiyetini ona ka zandırdı, » Lâyıkk prrnsi“i-in kabulü neşriyatta en büyük serbestiliği ve be- dü seciyeyi verdi. Türkçe ve harf inkılâ b: gazetelerimizin büyük bir halk kıtle- sine kolayca temss etmesini o mümkün icldi, Onün için denilebilir ki Türk mat buntinın Bu günkü mütekâmil şeklini bul müs inkilâbm “neticesi olmuştur. İnkılâp biz millet kafası ile birlikte bir.millet felse'esinin dahi doğ- | düğunu müjdelemiştir Hüngi devre, hangi feylesofa ve han gi sisteme ait olursa olsun bir felsefe bir bayat anlayışı demektir, Bu anlayışta ha yat nedir? İnsan nedir? Cemiyet nedir? gibi mutlek sunllerin, mutlak cevapları vardır, Türk inkilâtı ilk aninden i madde, mana, bayat, irade gibi tibii ve kuvvetlerle oynamış, çalışmış tır, Ve nihâyet muvaffak olmuş bir in- kılâptır. İnsanlık dünyasının o aydınlan çalı yahut tün görmek yaşıyan adam sev kanatır. Hayat parça ve bö- lün kabul etmiyen bir oluştur. 2 — Mad di kuvvetler manevileri - yaratabileceği gibi maneviler de maddileri | yaratmak iktidarındadır. Lâkin her ne denirse den sin şeniyette bir yaratıcı | ve yemstei sırası aramak hoştur. Çünkü kendi ken din» olan bir şeydir: Yaratmanın ve ya Cümhuriyetin On Yılık Eserlerinden: SUMER BANK İtibari Sermayesi 20,000,000 Lira BAKIRKÖY Bez Fabrikası BEYKOZ Deri ve Kundura Fabrikası FESANE Yünlü Mensucat Fabrikası HEREKE Yünlü ve İpekli Mensucat Fabrikası UŞAK Şeker Fabrikası Bankanın sekiz muhtelif fabrikada daha iştirakleri vardır Sumer Bank fabrikaları, memleketin en modern müessesatı olup yünlü, ipekli ve pamuklu mamulâtı, deri ve saraciye malları gayet sağlâm ve güzeldir. Fabrikalar mamulâtının satış Yerleri Yerli Mallar Pazarları Ankara: Çocuk Sarayı caddesi | İstanbul Bahçekapı | Beyoğlu İstiklâl caddesi Samsum: Bankalar caddesi Sumer Bank Fabrikaları sistem ve mezhep sınırlarını geçecek ve On senelik inkılâp Türkiyesine içtimaiyat gözile bir bakış Yazan: Ismall HAKKI radılışm kendisidir. 3 — Bütün kuvvet ve kabiliyetleriyle insan hilkatin ulu ese ridir, Maddi yahut manevi kuvvetlere kulluk etmesi insanlık zıttı bir şeydir. En insiyaki ve en tavi hareketlerinden en idenl ve en ahlâki tecellilerine kadar insan bir bütündür. 3 — İnsanın âlemde hakikatleştireceği eser | yalnız kendisi- dir. Bunun için kendisi yani aynı zaman « da fiziki, hayati, ruhi ve içtimai talisa- ti hakında gayet açık bir anlama neti- ini lâzımdır. Eğer anladığım oğru ise inkilâbin fekefesini bu suretle sizmek yanlış değildir. e Bu hakikatler taşacak kadar geniş isa ge rektir. Onun için diyebiliriz ki inkılâp yep yeni bir fekefe cevherini getirmiştir. Türk inkdâbı milli bir zihniyetin tercümanı olduğu gibi, sonuna kdaar götürülmesi de milli mantığın yapıcısı olmuştu. Eski zihniyet tasavvuf, tasalluf, mazi hürmetli, ölü itikadiyle yoğurulmustu. Bu anlayışın neticesi ahiret sevgisi, ya- şama bezginliği, ilim düşmanlığı idi, A- caba Türk milleti soysuzlaşmış, yaşa ma ve yaratma kabiliyetini kaybetmiş miydi ? Hakikatte o kalın ve katı anane ye eskilik kabuğu altında yatan ve hiç bir zaman sıcaklığını kaybetmiyen bir ateş merkezi bulunuyordu... İnkilâp bu ölü katılnğın delinmesi ve yaratıcı cev berlerin fışkırmasıdır. Türk inkilâbı mil li ruhun hür fazliyetine engel olan bu cansız tabakayi irade çekiciyle kırdığı zaman yep yeni bir millet kafasının âde ta teşekkül halinde bulunduğu görüldü. On senelik mesut neviden bütün beşeri yeniliklerin ve insani hayırların kaynağı işte bu türk kafasıdır. Bu kafa Türkün tezyini sanatlerini, müdafaalarını mucize lerini yarattığı zaman kullandığı kafa- nm soyundandır. Zamanda çalışan istik halde de çalışacak olan yine bu kafadır. Bu zihniyettir. Türklüğün büyük ifade- si olan Mustafa Kemal'in şahsiyetinde #deta bir mimariye mazhar olduğunu k pek kolaydır. Büyük (adamlar büyük örneklerdir. Taklit ettikleri ke dileri değil, cemiyetleridir. Türk inkilâ bı her beşeri inkılâbı bir kafa e niyet inkılâbı olduğunu, bu zihniyetin yaratıcı kudreti varması için ük a dam şeklinde cisimenmesi zem gel- diğini gösteriyor. Türk inkılâbı eski terbiye binasını temellerine kadar yıktıktan sonra istiklâl ve hürriyet toprakları üzerine çelikten ve billârdan yeni bir bina kurmuştur. İnkılâp içinde ek, yama fayda etmi- yen yeni Türkiye yeni neslin terbiye binası şu üç temel taşı üzerine kur- muştur, Birincisi temeli. Genç min ve ilmin tatbikatı olan fennindir. ideler, hurafeler, medeni cemiye- ©n işlerini idare edemez. O halde ne ahlâh, ne hukuk, ne de iktisat terbiyesi ananeye dayanamaz .Bunlar ilim kafa- lecektir. İkinci temel iş tes görmek, işçiyi adi bul- iyi mak, i kaybolmuş, iş şerefi ve iş harsi taşıyan terbiye örfleri kuvvetlen suş. Üçüncü temel kadm erkek birlik ve beraberlik hayatıdır. Büyük Türk mek| teplerinde kadın erleğin cins arkadaşi | gibi değil,yurt,millet ve ahlâk arkadaşı gi | line göre olan anarşistlik ve kendine ka panmak, ve kabuğu altında yaşamak a- nanelerini de öldürmüştür. İnsan haysi- yetini bozmıyan (bir cemiyetçilik, fert İaymetini inkâr etmiyen bir maşercilik bugünkü terbiyemizin şanıdır, Yeni ter- biyemiz niçin böyledir? Çünkü kökleri manlardan beri mü edilen bir e bn ei miştir: Terbiyenin gayesi cemiyettir Ferdin saadeti için de bu gayenin haki katleşmesi kâzumdır; Türk nüfasunun artması Türk inkılâbunı beşeri bir hayır olduğu gösteriyor Nüfüsunu kaybeden milletler âlem- deki vazifesini bırakan üzviyetlerdir. Nüfusça azalma düşme, bozulma ve ölmedir.Türk inkılâbmın içtimai müessir lerde ve yaşama tarzıdna yaptığı deği- Şikliderin ilk esdri | bu nüfusun çoğale ması olmuştur. Bu işaretten anlaşılır ki, inkılâp bir hayır, bir selâmettir. Türk çoğalarak yayılacak, yayılarak va- tanının dağlarını, ovalarmı, şehirlerini hep dolduracaktır. Türk çoğalarak mas sallarında, maşeri rüyalarında, sanat e- müjdelediği milletlik ve in- sanlık sonlara varacaktır. Tabiatte hangi manzara her gün bir kat e e E her dakika biraz artan bir millet vücudundan ha canlı daha sevindiricidir. “ Bu çoğalış, bu artış, Türkiyede yaşa« ma sevgisinin , yaşama dileğinin on yaratıcı safhasında çalıştığını göstermin yor mu? Türk inkılâbı içtimaiyat il minin şu hakikatini gösteriyor: nüfus Bu on senelik inkılâp tarihi Türk tarihini yeni baştan kuran insanın yalnız milli bir kahraman değil, bir akıl ve düşünce dehası, daha doğ rusu nevi kendisine münha #er bir yaralıdılış olduğunu gösteriyor . Bundan yedi sekiz sene evvel "Gazis nin en büyük eseri nedir?,, sualine şu cevabı vermiştim: "Türk milletinin vas şama kabiliyetine inanması,. Eğer Gazi nin bu inanışı temelsiz olsaydı bugun insan aklını durduran içtimai inkılâp lardan hiç biri olmayacaktı, Büyük im- san bu hakikati nasıl görüyor? Şahsi- yetinin mühim kuvvetleri bu muvaffas kıyeti kazandırıyor: 1 — Zekâsnin hayret edilecek bir derecedeki açık gör- mek kabiliyeti, 2 — Kalbindeki milli” yet , insaniyet, ebediyet gibi büyük, be- şeri kıymetler. 3 — İradesinin kerici tesirler karşısında bir türlü bozulmus yan muayyeniyeti, şaşırmıyan istikami, ti. Gazi hakkında 1927 de yazdığım bir yazımın buzı parçalarını buraya geçiri- yorum: «Bu büyük adamım ruhi şahsiye ti ne derece şayanı dikkat olursa ol- sun, insanların tarihinde oynadığı rol ikkattir. Mustafa tarihi kadercilerin anladığı gis bi Türk milletinin e alelâde bir mü- ii, i mukadderatın sadece tk tarihçilerin kabul | ettiği gibi Türk mill ”Basübadelmevt,, sırma maz. har eden esrarengiz bir fert te değil- dir. Mustafa Kemal hayat ağacının ii alaz vurduktan sonra mütevek- il bahçıvanlar gibi ağacın hayatını far- sollama : yen, kıskanan emsalsiz bir sanatkâr. dır. Bütün aşılar gibi bu medeniyet a şısınn da hakiki kıymeti ancak meyva- İnri kemale geldikten sonra anlaşıla- caktır. Onun için Gazinin Türk tari yoktan var etmiş olmasa bile, hakiki ölümden muhakkak kurtarmıştır. Onun için Türk inlelâbınm ispat ettiği ha kikat şudur: İçtimai tekümülde büyük adamların rolü yalnız büyük olmakla kalmıyor, bu rol bazan içtimai muay- yeniyetçiliği bile şüpheye düşürecek derecede iradileşiyor.”

Bu sayıdan diğer sayfalar: