23 Temmuz 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 10

23 Temmuz 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER fedilip, 21 Mayısçıların kısmen af- fedilmesinin bir dengesizlik ve eşit- sizlik yarattığı yolundaki tenkitlere şunu ileri sürerek cevap vermişti: Bir zamanlar da 22 Şubatçıları af- fetmek için bir af çıkartılmış, aynı kanunun aynı maddesini ihlâl eden 27 Mayıs suçluları ise affedilmemiş- ti. Şimdi de tersi oluyordu. Ne vardı bunda? Tekinelin, "o zaman siz kuvvet- liydiniz, öyle oldu; şimdi biz kuv- vetliyiz, böyle oluyor" mantığı ile yaptığı bu savunma büyük hayret uyandırdı. Bir hukukçu durumu şöyle tanımladı: "— Bir eşitsizlikle doğrusu an- cak bu kadar iftihar edilebilir!. Bey- ler adalet prensibini bir kenara at- tıkları gibi, kanun tekniğini ve bi- çim endişesini de ihmal ediverseler- di, bu kanun şöyle kaleme alınabi- lirdi: Şu kanunun şu maddesini ih- lâl eden Ahmet adındaki vatandaş- lar affedilmiş, Mehmet adını taşı- yan ise, memleket gerçekleri izin vermediği için, şimdilik hapishane- de muhafaza buyrulmuştur..." Devlet başa, kuzgun leşe AP'lilerin aylardır ölçü olarak sö- zünü ettikleri "memleket gerçek- leri" bu Af Kanununda işte böyle uygulanmıştır. Bu saçmalık yalnız 21 Mayısçılara yapılan haksızlıkta değil, kanunun kapsamına giren bü- tün ana konularda görülmektedir. Herhalde son yılların en büyük skandallarından biri de, bu kanun- la devleti 300 milyon lira kadar za- rara sokarak, bir takım vergi ka- çakçılarını açıkça, siyasi kuvvetin koruyucu kanatları altına almak- tır. Bu çeşit skandallar, bütün ka- pitalist -hattâ komünist- devletler- de de görülebilir. Ama hiç bir dev- lette bu derece ölçüsüz, aleni, sıkıl- madan, hem de kanun çıkarılarak, bu derece büyük ölçüde devlet pa- rası bir takım vurguncuların cebine konulamaz. Hükümetten gelen tasa- rıda bu konularda bu kadar sere- serpe bir af imkânı tanınmadığı halde, Parlâmentoda milletvekilleri, bazı tipik menfaat gruplarını koru- duğu açıkça belli olan oönergelerle mali affin şümulünü alabildiğine genişletmişlerdir. Bu tasarı görüşü- lürken Türk Parlâmentosu, mali pazarlıkların rahatça yapıldığı, fii- liyatta büyük mali grupları temsil eden senatörlerin bol miktarda bu- lunduğu amerikan kongresine ben- zemiştir. Mecliste mali afla ilgili 10 maddenin değişiklikler sonunda al- dığı şekli CHP Grupu adına tenkit eden Turhan Feyzioğlu, durumu şöyle ifade etmiştir: "— Tasarının ilk şekline naza- ran bu madde Öyle garip şekilde genişletildi ki, Ooşaşmamak imkân- sız. Yaptığımız oaraştırmaya göre, bu madde ile 300 milyon liralık dev- let alacağı, yani 7 bin köy okulu dershanesi demek olan bir meblâğ bağışlanıyor. Bu madde, kasdi ka- çakçılık suçlarından doğan cezaları bile Affin kapsamına almaktadır. Bu maddenin kabulü ile, vergisini- muntazam ödeyen yurttaşı yaptığı- na pişman edeceksiniz. 'Keşke ben AKİS ve Adalet Komisyonunda üye olan bir milletvekili, kaçakçılık suçları- nın da Af kapsamına alınması için gayret sarfetti" şeklinde bir cümle kullanmıştır. Bu cümle üzerine çı- kan gürültüler sırasında, o özellikle AP milletvekilleri bağırarak, bu mil- letvekilinin kimliğini sormuşlar, ön- ce "yarası olan gocunur" diye açık- lama yapmak istemeyen Sarıyüce, sonra, söz konusu kimsenin müp- hem bir tarifini yapınca, nurcuların baş,koruyucusu Abdurrahman Şe- ref Laç, kendisine sataşma olduğu- nu ileri sürerek söz istemiş ve bir kahkaha tufanına sebep olmuştur. Laç, yaptığı konuşmada, durumu Af görüşmelerini izleyen bir 21 Mayısçının annesi AP'nin atıfeti: Gözyaşı! de ödemeseydim. Aptallık etmişim' dedirteceksiniz.." Siyaset gerçekleri Af tasarısı görüşülürken, Parlâ- mento kulislerinde dalgalanan ha- berler son derece ilgi çekiciydi. Şu iktidar milletvekilinin bu milyoner vergi kaçakçısının; o falan milletve- kilinin filânca vurguncu armatörün temsilciliğini aldıkları, onları affet- tirmek için gerekli siyasi çabayı gös- terecekleri rahatça ve sanki tabii bir şeymiş gibi oOkonuşulmuş, dur- muştur. Hattâ bu haberlerden biri kürsüye de getirilmiştir. Mali af ko- nuşulurken Mecliste MP Grupu adı- na konuşan Lâtif Sanyüce, bir ara, "Bazı döviz kaçakçılarının avukatı tekzip için çaba göstermiştir. ıma şurası da muhakkaktır ki, Ali İpar gibi, Ruben Asa gibi tipler de Parlâmentodaki bâzı milletvekil- lerinin çabalarıyla ove herhalde "memleket gerçekleri öyle gerektir- diği için, Affin kapsamına alınıver- mişlerdir! Bunu sağlıyanların"mem- leket hesabına" neler elde ettikleri tabii belli değildir. Bu Affin üçüncü önemli yanı o- lan, "lâiklik aleyhine işlenen suç- lar" meselesinde ise AP Grupu ve Hükümeti sahneye bir vodvil koy- muş, devrimci pozuna bürünüp, nurcuların affını istemez görüne- rek, rejim düşmanlarını, Atatürk düşmanlarını kökten kanatlan altı- 23 Temmuz 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: