8 Ekim 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 4

8 Ekim 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS Cilt : XXXVI Sayı: 642 8 Ekim 1966 YURTTA OLUP BİTENLER Millet Buyrun pilâva! Bu haftanın başında AP'yi tutan ve Demirelin reklâmını herşey- den önemli sayan gazetelerdeki bir haber başlığını okuyanlar, bunu bir başka haberle (o birleştirdiklerinde, şüphesiz, İhtilâl sonrasının en kıy- metli organı Plânlama Teşkilâtının sonunun fiilen geldiğini artık ta- mamile anlamışlardır. Haber baş- lığı şudur: "Demirelin emri ile yir- mi tane bölge ziraat lisesi açılacak". Bu başlık insanı bir anda altı yıl ön- ceye, Menderesin meşhur "Görül- memiş Kalkınma" devrine götür- mektedir. O devirde, İstanbul Bele- diyesinin getirttiği otobüslerin gel- mesinin bile, İstanbulun valisi tara- fından "Sevgili Başbakanımız"a "İs- tanbul halkının minnet ve şükran- lan"nm iblâğı için vesile teşkil etti- &i hatırlardadır. Ya, bu haber başlığıyla birlikte okunan öteki haber nedir? İşte, şu- dur: "Yüksek, Plânlama Kurulu, Başbakan gelmediğinden toplana- madı - Başbakan kurulun Cumarte- si "veya Pazar günü toplanacağını söylediği için plâncılar o günler ev- de kalıp, telefonlarının başında bek- lediler". Bu derekeye indirilmiş o- lan bir teşkilâtta ciddi, haysiyet sa- hibi ve ilim adamı sıfatına lâyık ve- karlı bir kimsenin kalmasına imkân olmadığı açıktır. Nitekim, haftanın başında Pazartesi ve Salı günü Baş- bakan Süleyman Demirel teşrif et- mediğinden, Yüksek Plânlama Ku- rulu gene toplanamadı ve haysiyetli bir kişi, -İktisadi Plânlama Dairesi Başkam Baran Tuncer-, olanlara dayanamayıp, Şubat ayında bitmesi gereken sözleşmesini tek taraflı o- larâk feshetti ve Müsteşar Vekiline bir muhtıra verdi. Süleyman Demi- rel, görünüşte hiç bir zecri tedbir almadan devletin | numaralı organ- larından biri olan bu teşkilâtı kuşa benzetmiştir. Anlaşılıyor ki Muhte- 4 AP'li gazetenin haberi Söyleyene değil, söyletene bakmalı şem Süleymanın devri, at devridir. Ancak, bir anayasa müessesesi olan ve İhtilâlcilerle gerçek reform- cuların bu kadar önem verdikleri Plânlama Teşkilâtının devlet haya- tından elinin ve ayağının çekilmesi- ne, gene, "Demirelin emriyle.." bir takım hesapsız, kitapsız, gerçeklere değil de seçim icaplarına ve oy he- saplarına dayanan icraat faslına ge- ri girilmesine karşı memleketin sağ- lam kuvvetlerinin ne diyeceği me- rak uyandıran bir konudur. Türki- venin ekonomik bakımdan bir sağ- lam yola girmesi, hattâ Demirelin şimdi çalımla temeller atması, kur- delâlar kesmesi bu o Teşkilâtın bir kaç yıllık çalışmasının neticesidir. Başbakan İnönünün haftalar boyun- ca Yüksek Plânlama Kurulunun ha- yati toplantılarına başkanlık ettiği unutulmamıştır. o Türkiye ilk defa olarak bu çalışma neticesinde hesa- bını, kitabını, borcunu, alacağını -alacağı yoktur ya.. bilir hale gel- miş ve bataktan ayağını çekmiştir. AP'nin, bilhassa Menderesin vurgun devrine dönmek hasretiyle yanan zümresinin plâna karşı en ziyade bu yüzden nasıl düşmanca hisler besle- dikleri hiç kimsenin meçhulü değil- dir. Ama şimdi, Demirelin sinsi poli- tikasıyla kapanan plân devrinin Türkiyeyi karanlığa götürecek devri de beraberinde açtığı çok uzak ol- mayan bir istikbalde görülüp anla- şılacaktır. Zaten, Sanayi Bakanı Mehmet Turgutun zenginleri cihada çağırışı, eğer Plânlama Teşkilatı a- tın çiftesini yemeseydi omuallâkta kalırdı. Atın ölümü arpadan olursa, bu- na hiç kimse şaşmayacaktır. C.H.P Nasıl bir parti? Kendisine (o anlatılanları CHP li, — Ya hu, bu biçim bana hiç ya- bancı gelmiyor. Bir şeye benzetir gi- biyim" dedi, sonra alnına vurarak Me etti: — Yahu, bu bahsedilen model aynen AP' nin yapısı... CHP'liye AP'yi hatırlatan, Gülek- çilerin Kurultaya teklif etmek üze- re hazırladıkları tüzük tâdilleri idi. CHP içinde Güleği destekleyen ve Kurultayı kazanmak hayali içinde bulunan bir grup, şu günlerde faali- yetini arttırmıştır. Hedef sadece, Güleği iyice bir sandalyeye oturt- mak değil, aynı zamanda Ortanın Solu politikasını tamamen ters çe- virmektir. Şimdi bu grup, hedefine erişmek için, kendine göre bir de u- sül keşfetmiştir. Gülekçilerin o meş- hur pratik düşünceleri ile -yalnız, bu pratik düşünceler hiç bir kurul- tayda işe yaramamıştır- keşfettikle- ri mucizevi başarı usülü şudur: Ku- rultayda bir tüzük değişikliği öne- recekler ve iki genel başkan yardım- dinleyen 8 Ekim 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: