8 Ekim 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 5

8 Ekim 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HAFTANIN İÇİNDEN 2 KUMAR Başbakan Süleyman Demirel, kumar oynamaktadır. Başbakan Süleyman Demirelin, giriştiği macera- da başlıca koz olarak kullandığı A.P.'ye, önce, böyle bir kumarın lüzumsuzluğunu söylemek lâzımdır. A.P., son iki seçimdeki kazançlarıyla hem Mecliste, hem Senatoda çoğunluk sağlamıştır. Millet Meclisi seçim- lerini takiben iktidara geldiğinde, A. P.'nin önünde ra- hat bir dört yıl vardı. Gerçi, bütün ömrünce karşısı- na Hızırın çıkmasını isteyip Hızır çıktığında şaşıra- rak onun verdiği üç şansı da yakan köylü gibi Süley- man Demirel de bu yılların birini boşuboşuna harca- mıştır. Ama A.P.'nin, iktidarda üç yılı daha bulunmak- tadır. Biraz akıllı, biraz becerikli, sadece vi çok fazla berbat etmeksizin yürütebilecek bir AP.'nin bun- dan sonraki seçimlerde de en fazla oyu derlemesi kuvvetle muhtemeldir. A.P. tarafından temsil edilen felsefenin Türkiyenin bir işine yaramadığını, in kütleleri ancak daha sonra anlayacaklardır. A.P.'n büyük rakibi C.H.P'nin, milletteki bu anlayışı ileriye aldıracak bir istidat taşımadığı görülmektedir. İkti- dara kolay gelen A.P. iktidardan aynı EEE git- meyecektir. Tâ ki, bir "olağanüstü durum" Türkiye- de belirmesin. Ancak * "olağanüstü durum"la vâdesin- den evvel gideceği düşünülebilecek bir iktidarın ise, yapabileceği en kötü şey kumar oynamaktır. Kumar, A.P. için bundan dolayı lüzumsuzdur. Süleyman Demirelin kumarı, Türkiyede A.P. İk- tidarını bir Trujillo İktidarı haline getirip ona kuv- vetli savunucular bulmak ve sistemini belirli çevrele- rin sağlayacağı desteklerle, tehlikesiz devam ettirt- mektir. Süleyman Demirelin böyle bir idare için han- gi kuvvetlere gözünü diktiği, kesinlikle belli olmuştur: Zenginler, din adamları ve büyük komutanlar. Zaten bu üçgen, geri kalmış çok ülkedeki “Trujillo tarzı İdare'lerin temelini teşkil etmiştir. Demirel İktidarının bu üçgen üzerindeki faaliyeti ve tertipleri, çıplak gözle seçilecek bir açıklıktadır. Sanayi Bakanı Mehmet Turgut, en ufak bir fütur duymadan zenginleri "bugün malik olduklarının to- runlarına kalabilmesi için" -aman yarabbi, ne sevim- siz bir slogan! birleşmeye ve bir Ehlisalip savaşma resmen davet etmiştir. Din adamlarının, Demirel Ik- tidarı tarafından bulunan bir Elmalı Hocanın idare- sinde -Elmalı Hocanın tehlikesi, nihayet Demirel İk- tidarına bile anlatılabilinmiştir ya..- tertiplere başla- dıkları ve seslerini organize bir şekilde çıkarma faslına artık geçtikleri görülmektedir. bazılarının nasıl azgın halde oldukları, yayınla- maya cüret ettikleri tebliğlerin cümlelerinden, ke- limelerinden anlaşılmaktadır. Bunların bir yayın organı "Dini teşekküllere küfür ediliyor" başlığı- nı çekmekten ve "Allaha, Peygambere, Kuran-ı ke- bugün Türkiyede bir 8 Ekim 1966 Metin TOKER rime ve müminler"e dil uzatıldığım yazarak en in kunç tahrikâta girişmekten çekinmemiştir. Bun “Din elden gidiyor" sayhasının takip edeceğinden kimsenin şüphe etmemesi lâzımdır. Nihayet, son mi- sâlini Demirelin Milli Savunma Bakanı Ahmet Topal- oğlunun C.H.P. Genel Sekreteri tarafından resmen protesto edilen gayretlerinde bulan bir "Büyük Ko- mutanları A.P.'ye şahsi güvenlikleri ve ikballeriyle bağlamaya çalışma" kampanyası uzun ir “a tından ve elüstünden yürütülmektedir. Büyük K: tanları "bizden" gösterme çabası, A.P. lilerce saklan mamaktadır ve bunlar, bütün söz ve yazılarında san- ki Büyük Komutanların hâmisiymişler gibi tavır ta- kınmakta, buna mukabil C.H.P.'yi, Ordunun belke- miği mesabesindeki "Orta sınıf" ile tertipler peşin- de göstermektedirler. Bu kumar elbette ki tehlikelidir. Ama, tehlikeli olmaktan da fazla, kazanma şansı hemen hiç dere- cesinde bir oyundur ve oyuncularım tam iflasa sü- rüklemesi en inle a amme Bir defa, e temel ayağı olan mutanlar mia ecek- lerdir, yürümemektedirler, AP, hayal görmektedir. Faraza yürüyecekler çıksa bile bunların kudreti ol- mayacaktır. Türk Silâhlı Kuvvetlerinin gerçek tema- yülü, bir daha tekrarına lüzum hissettirmeyecek de- recede açıktır ve sokağa çıkacak "keçi sakallılar" karşılarında bir yüzyıldır buldukları kuvveti (oOgene Pi Ordu. ri A.P.'ye e: aksini tel- kin eden Büyük Komutanlar çıkarsa, A.P. bilmelidir- ki bunlar mutlaka ilerisi için şahsi hevesler peşinde ve A.P.'yi simdi kullanmaya niyetli kimseler olacak tır. Zenginler için de, durum bundan farklı değildir. Özel Sektörün uyanık kısmı Demirelin oynadığı ku- mar karşısında endişelenmeye çoktan başlamıştır ve bu kısım, eğer bugün sahip olduğunun yarın torun- larına kalmasını istiyorsa bunun yolunun memleket- te sosyal adaletten, sınıflar arasında huzur ve kar- şılıklı anlayıştan, orta yoldan, hatta İnönünün anla- dığı manâda ortanın solundan geçtiğini bilmektedir. ehmet Turgutun çaldığı eğirmenlere Hücum"! borusuna gerçek iş adamlarının iltifat etmesi bekle- nilecek bir davranış değildir. e sonunda Demir- elin gerçekten elinde kalacak olan, üçgenin "keçi sakallılar” ayağından başka bir şey olmayacaktır. Bunlar ise, bu yüzyıl içinde daima olduğu gibi, gene ezileceklerdir. Ama, maalesef Türkiyede gene kan akacaktır ve Türkiye, böyle her bedbaht kumarın sonunda oldu- ğu gibi gene bir kapalı devreye girecektir. Hem de, bir kumara hiç lüzumun bulunmadığı bir ortama ya- yaş yavaş ve ihtiyatla, basiretle gelinmiş olduğu bir sırada

Bu sayıdan diğer sayfalar: