10 Aralık 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 11

10 Aralık 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

duruma düşmüştür. Bir yandan bo- ru hattını halka devretmeye sözver- miş, bir yandan da boru hattının a- çılmasına bir ay kala karşısında ö- nemli engeller bulmuştur. Kamuoyu da konuya büyük ilgi göstermektedir. İşin içinden çıkma- nın yolu, bu tıkanıklığı herhangi bir angajmana girmeden çözmektir. İş- te, iki ay sürebilecek bir araştırma, bu tıkanıklığı, İktidar bakımından, çözümleyebilecek bir çaredir. Bu arada İktidar, bir manevrayı daha denemiş, Milli Güvenlik Kuru- lunun, boru hattının devri için fet- va verdiği yolunda haberler yaymak istemiştir. Geçen ayın son günü Çankayada, Cumhurbaşkanının baş- kanlığında yapılan milli Güvenlik Kurulu toplantısında konunun gö- rüşüldüğü ve Komutanların, boru hattının devrine karşı çıkmadıkları, Demirele yakın gazetecilere fisıldan- mıştır. Oysa, gerçek bu değildir. O toplantıda boru hattı meselesi uzun boylu görüşülmemiş, a daha ziyade Başbakan ile Genel Kurmay besin ilgilendiren siyasi dalga- lanmalar üzerinde olmuştur. Boru hattı konusu açılmış, fakat bu hu- susta kararın Meclis Araştırmasının sonuna bırakılması fikri hakim ol- muştur. Meclis Araştırma oKomisyonu- nun şalışmaları | du şartlar altında maktadır. Bu ko- misyonun Muhalefete mensup üye- lerinin, kendilerine sunulacak dokü- manlar ve bilgiler üzerinde çok dik- katli olmaları zorunludur. 17 kişilik komisyonda muhtemelen AP'li üye- ler çoğunlukta olacakları için, Mec- lise getirilecek rapor, İktidarın gö- rüşüne uygun olabilir. a, çalış- malara katılan diğer üyelerin. iyi in- celemeye dayanan itirazları Meclis- te raporun görüşülmesine ve değer- lendirilmesine tesir edecektir. AP İktidarı asıl imtihanı, komisyon ça- lışmalarını bitirdikten sonra vere- cektir. (AKİS: 441) 10 Aralık 1966 LE Komprador Dir Sadun Aren Politikada suniliğin, aşırı zorlamaların, tabiiliğin dışındaki tedbir- lerin daima geri teptiğinin bir örneği, T.İ.P. büyüklerinden Prof. Sadun Arenin başına gelen hadiseyle bir defa daha gözlerin önüne serilmiştir. Amerikaya boykot ilân edilmesini, amerikalılara kendile- rinin bu memlekette arzulanmadıklarını gösterecek kadar kötü, so- guk muamele edilmesini isteyen, onlarla biç bir münasebette bulunul- mamasını kararlaştıran bu partinin sayın büyüğü, meğer, eşine alt bir evi bir amerikalıya kiraya vermemiş mi? Gerçi, aylık kira bede- li olan 1800 lira hiç de fena bir para değildir ama, samimi bir parti- linin, ya partisine böyle saçma bir karar aldırtmamak için direnme- si, ya da bu karar alındığında ona uyması veya partisinden ayrılması gerekirdi. Sadun Aren, bizim memlekette çok görülen "oylar sepete, paralar cebe" prensibime uymakla her halde siyasi hayatına bir par- laktık vermiş değildir. Aynı partinin başka bir büyüğünün, Çetin Al- tanın da, çocuklarını Amerikan Kolejinde okutması, bu gençlere sağ- lam bir kültür dahi vermiş olsa, her halde babalarına fazla bir "inan- dırıcılık" getirmeyecektir. Eğer Amerikanın sultasından kurtulmak amerikan sigarası kul- lanmamakla kabil olsaydı ve rus votkası içmeyenlerin memleketleri rus sultası altına girmek tehlikesiyle hiç karşılaşmamış olsaydı her şey ne kadar kolaylaşır ve basitleşirdi. Ama gerçek bu olmadığı İçindir ki T.İ.P. her gün itibarını biraz daha fazla yitirmektedir ve böyle büyüklerinin elinde, kaderini, bir kuyruklu yıldızın kaderi haline getirmektedir. Daha fenası, amerikanların hoşlanmadıktan "Amerikayı tenkit" bizim de hiç hoşlanmadığımız "Amerikaya bedava düşmanlık" ile bu şekilde karıştığı için, amerikalılar yanlış teşhis ve tahlillerine devam etmekte, "İşte, tenkit bu!" diye düşünmektedirler. Eğer Sadun Arenin taktiği amerikalıları bu yola itmekse, helâl olsun kendisine o 1800 lira! Sağ gösterip sol vurmak diye, tam buna derler..

Bu sayıdan diğer sayfalar: