10 Aralık 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 17

10 Aralık 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

kalmaları isteniliyorsa, M. B. K. programı tas- dik ederdi. Yok, istenilmiyorlarsa, işte, istifa- larını vermeye hazırdılar. , O tarihte Milli Savunma Bakanı olan Fah- ri Özdilek bu formülü münasip buldu. Gürsel öğleyin Ankarada olacaktı. Ona durumu anla- tacak, neticeyi de Bakan arkadaşlarına bildire- cekti. O zamana kadar Hükümet her hangi bir harekette bulunmayacaktı. Bakanlar, bir dü- gümün çözüleceğinden dolayı memnun, Başba- kanlığı terkettiler. O akşam İsviçre Büyük El- çiliğinde, Bern Büyük Elçiliğimize tayin edilen Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Zeki Kuner- alpin şerefine bir resepsiyon vardı. Bakanlar oraya gittiler. Hatta orada bazıları gazeteciler- le de konuştular. Gazeteciler meselâ Gözübüyü- gü "son hadiseler üzerine istifayı düşünüp dü- şünmediği" hususunda sıkıştırdılar. Gözübüyük gayet fütursuz şöyle dedi : "—Neden istifa edeyim? Memleketin hiz- metindeyim. Devam edeceğim.." Toplantıda bir yokluk hissediliyordu : M. B. K. üyelerinden hiç kimse mevcut değildi. Bu- nu pek az kimse, bir olağanüstü hadiseye verdi. Halbuki o sırada Komite toplantı halindey- di ve son derece heyecanlı görüşmeler oluyor- du. Fahri Özdilek, Kabinede alınan kararı Ko- miteye bildirmek için Gürselin dönüşünü bek- lemedi. Gürsel henüz Ankaraya varmamışken durumu Komitedeki arkadaşlarına nakletti. Hükümet hakkında bir hükme varmak gereki- yordu. İktidardan gitmemenin taraftarı olan- larla Bakanlık isteyenler bunda, kendileri . için bir fırsat sezdiler. Türkeş, Gürseli gidip hava alanında karşılamayı ve onu hazırlamayı uy- gun gördü. Fakat Madanoğlu onun peşini bi-. rakmadı. İhtilâlin başı o gün hava alanına in- diğinde karşısında iki Komite üyesini buldu : Madanoğlu ve Türkeş. Başkentte Komite, ken- di arasında meselinin tartışmasına başlamıştı bile... Kalıcı üyeler Bakanlara karşı yaylım ateşi açmakla işe giriştiler ve bu sivillerle iktidarın yürütülemeyeceği görüşünü savundular. Ken- dilerinin, memleketin meseleleriyle ilgili fikir- leri vardı. Komite toplantı üstüne toplantı ya- pıyordu, fakat bir icraat yapamıyordu. Çünkü Hükümet kifayetsizdi, daha doğrusu Hükümet M. B.K. nin elinde değildi. İki başlı bir acaip mahlük ortaya çıkmıştı. Böyle konuşan üye- ler, halletmek istedikleri meselelerin de ne ol- duğunu söylediler. Bunlar, Türkiyenin bir ta- kım temel konularıydı. Buna karşı öteki grup şöyle dedi: Niçin, fikirlerimizi icra ettiremiyormuşuz? Biz bura- da, yetkili komiteyiz. Karar alırız, bunun icrası için Hükümete direktif veririz. Eğer bunu ba- şaramazlarsa, o zaman bir değişiklik odüşünü- rüz. Komite üyelerinden bir kısmının sadece bu sıfata sahip olması, bir diğer kısmının ise aynı zamanda Bakanlık alması M. B. K. nin birliğini zedeler. Cemal Gürsel, bir sivil hükümetten yanay- dı. Bazı Komite Üyelerinin "gidici" olmayı ka- bul etmediklerinden ve bir takım tertipler pe- şinde koştuklarından haberdardı. Bu gayretle- ri endişeyle takip ediyordu. Sivil Hükümet bun- ların hedeflerinin önünde bir mâniydi. Kabine- sini M. B. K. üyelerinden kurarsa ona hiç hâ- kim olamayacağını biliyordu. Sonra, bu "temel meseleler" den hoşlanmıyordu. Bunları hallet- mek için uzun yıllar lâzımdı. Komitede Gürsel bunları söyledi. O zaman, "kalıcı grup" lâfın üzerine atıl- dı : İyiya, müzakere Komitenin iktidarı hemen mi, yoksa bir süre sonra mı bırakması gerektiği üzerine olabilirdi. Önce bu husus karara bağ- lanır, onu takiben, prensip tespit edilerek Hü- kümet kurulabilirdi. Müzakere tam bu noktada olmadı da, Gürselin e buna yakın bir noktada oldu. Gürsel dedi ki : — Hükümetin Başkanı benim. Bakan- ları tayin etmek benim yetkim o dahilindedir. Ben Bakanlarımı Komitenin içinden alırım, dı- şından alırım. Buna siz karışamazsınız. Beni, Bakanlarımı illâ Komiteden almaya zorlaya- mazsınız. Bu hususu karara bağlayalım.." Görüşmeler, heyecanlı şekilde bunun tar- tışmasına döküldü. Sonradan "14'ler" adını ala- cak olanlar ve onlarla birlikte mesela Ahmet Yıldız, Suphi Karaman gibi başkaları oBakan- ların Komiteden olması tezini savunuyorlardı. Karşı tarafta, 14'lerin "C.H.P Grupu" ismini verecekleri takım Gürselin fikrini destekliyor, Bakanların Komiteden olması mecburiyetinin kabul edilmemesini istiyordu. Herkes fikrini söyledikten sonra oylamaya geçildi. Müzakere- lerin ne kadar çekişmeli cereyan ettiği ve Ko- mitenin nasıl ikiye ayrıldığı şuradan anlaşılma- lıdır ki Sivil Hükümet tezi bir tek oy farkıyla kazandı. Komitenin o günkü görüşmelere iştirak eden Üyelerinden 18 tanesi - hepsi 37 kişiydi - ler- Bakanların kendilerinden olması fikrini savunmuşlardı. Bu prensip kararı, Gürselle arkadaşlarına bir rahat nefes aldırttı. Fakat karşı taraf, he- men bir hücuma geçti. Bakanları tayin etmek yetkisi Devlet ve Hükümet Başkanınındı. Ama bunları ıskat hakkı, Komiteye verilmiş bulunu- yordu. Görüşmelerin yeni safhasında önce, Hükü- metin toptan istifasının veya değiştirilmesinin mahzurları belirtildi. Bir defa, istifa bahis Ko- nusu değildi. Bir ihtilâl idaresi devam ediyor- du. Bu idare, bir hükümeti ancak azledebilirdi. 75

Bu sayıdan diğer sayfalar: