10 Aralık 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

10 Aralık 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

GENÇ Lİ Şimdi ne olacak? Türkiyenin en güçlü öğrenci kuru- u TMTF'nin içinde ve çevre- sinde cereyan eden olayları yakın- dan izleyenler, dananın kuyruğu nun önümüzdeki günlerde "sağla- ma" kopabileceğini bu hafta hesap- lıyor ve TMTF ile ilişkileri oranında hep aynı endişeyi taşıyorlardı: Şim- di ne olacak? Girdikleri oyunun hesabını - ki- tabını çok önceden yapmış olan polirikacilğ, bu endişe karşısında inatla susuyor ve "at pazarı" hali- ne gelen salonlarda “vatan, millet, hak, hukuk, demokrasi" nutukları atıyorlardı. Sorunun cevabını ara- yanlar ise, bu "yedi yunmuş hürri- yet havarileri"nin sükütunu hiç de yadırgamıyorlardı. Zira bunların durumları, "süküt ikrardan gelir" sözünü doğruluyordu. Geçtiğimiz haftanın son günle- rinde hava iyice gerginleşti ve bazı kimselerin mesela, Orhan Ünalın şurada veya burada "Fikir mücade- lemiz bitmiştir. Şimdi, fiili müca- dele başlıyor" şeklinde konuştukla- rı görüldü. Bu defa, sokaktaki a- dam da aynı şekilde o düşünmeye başladı: Bundan sonra ne olacak? Bu sorunun "birinci ağızdan" ve- rilecek cevabını tesbit etmek iste- yen AKİS muhabiri, geçtiğimiz haf- tanın sonunda Cumartesi gecesi, ka- pı ve pencereleri Emniyet 1. Şube memurları tarafından sıkı kontrol altında tutulan randevu yerine git- ti. AKİS'çinin burada konuştuğu u- zun boylu, sarışın, mavi gözlü deli- kanlı, o saatlerde belki de binlerce. zihni meşgul etmekte olan meşhur soruya şu cevabı verdi: "— Karşımızdakilerin (o kullana- cakları metodlara aynı şekilde mu- kabele edeceğiz. Sonuna kadar dire- neceğiz. Eğer kaba kuvvet kullan- maya kalkarlarsa, kan dökülür.." Konuşan, TMTF'nin yeni Genel Başkam Sencer oGüneşsoydu. Gü- neşsoy, devamla, şunları söyledi: "— Burası bugün benim zimme- timdedir. Hiç kimseyi içeriye sok- mam. Çıkacak her güçlüğü karşıla- maya hazırız Zararının kime dokunacağı şim- diden az-çok belli olan bu durumu yaratan olaylar, Sakaryada topla- nan IMTF'nin 21. Büyük Kongresin- de başladı ve AP'li ağababalarının 12 K tam desteğine sahip milliyetçi - mu- kaddesatçı militanların giriştikleri "huruç" hareketleriyle obugünkü şeklini aldı. AP'li militanları "huruç" hareke- tine iten faktörlerin başında, de- legelik sıfatı bulunmadığı için kong- reye katılamayan Orhan Unalın, Sakarya Asliye Hukuk Mahkemesin- den aldığı delegelik kararı gelmek- tedir. Yüksek Hakimler Kurulu ada- yı bulunan yargıç hakkında çeşitli söylentiler çıkmasına sebep olan bu karar, AÜTB'nin ilk kongreye katı- lan delegasyonunu gayrimeşru du- ruma düşürecek -daha doğrusu, öy- le yorumlanan- bir karardı. Kararı eline alan Orhan Ünal, ne- reden geldikleri belli olmayan yeni delegelerle kongreyi ikinci defa top- ladı ve AP'den çok CKMP'ye yakın olduğu İİ Ekrem Özer adın- daki genç TMTF Genel Başkanlığı- na, Ömer Barutçu adındaki bir baş- ka öğrenci de İkinci Başkanlığa ge- tirildi. İkinci kongrenin gerekçesi, AÜTB birinci delegasyonunun -Na- ci Özdemir ve arkadaşlarının- gay- rimeşru olduğu ve bunların katıl- dıkları birinci kongrenin de kendi- liğinden hükümsüz olacağı şeklin- deydi. Ayni gerekçenin ve yorumun sonucu olarak, birinci okongrenin seçtiği Genel Başkan Sencer Güneş- soy ve İkinci. Başkan Faruk Yalnız da TMIF'yi temsil yetkisini, tabii, taşımıyorlardı. Kursakta kalacak heves "Şimdi ne olacak?" sorusunun ce- vabını asıl, bundan sonraki o- laylar verecektir. İlk kongrenin Genel Başkanlığa seçtiği Sencer Güneşsoy ve İkinci Başkan Faruk Yalnız "sonuna kadar mücadele e- deceklerini" belirtirken, ikinci kong- renin tertipçileri ve bunlara bağlı militanlar nasıl bir yol seçecekler- dir? Kaba kuvvete başvuracakları sanılmamaktadır. Çünkü böyle bir tutumun hem kendilerine, hem de ağababalarına "çok tuzluya otura- cağı"nı tecrübeleriyle o bilmektedir- ler. Hem, böyle kötü bir ihtimali düşünen devrimci gençler, geçtiği- miz haftanın ortasından itibaren, gerekli tedbiri almış bulunmakta- dırlar. Bir yandan, kendileri, T merkezlerinde bizzat nöbet tutarlar- ken, bir yandan da ilgilileri haber- dar ederek, gerekli tedbirin alınma- sını istemişlerdir. İkinci yol, tabii, hukuk yoludur. İkinci kongreyi toplayanlar iddiala- Sencer Güneşsoy Federasyon devrimcilerindir rını isbat durumunda olduklarına göre, devrimciler, Sakarya Adliyesi- ne başvurarak, kesin durumun tes- bitini isteyeceklerdir. Her iki kong- renin de bütün safahati gözden ge- çirildikten sonra, haklı olan taraf mahkemece tesbit edilecektir. Bir başka ihtimal de mevcuttur: AP'nin her türlü desteğine sahip milliyetçi - mukaddesatçı gençlerin, ayrı bir bina kiralayarak, burada faaliyete geçmeleri ve gençliği ken- dilerinin temsil ettiklerini söyleme- leri de mümkündür. O zaman Sen- cer Güneşsoy ve arkadaşları da el- bette ki aynı şeyi yapacaklardır. Bir başka durum, tahsisat me- selesinden ortaya çıkacaktır. Hükü- met, meşru federasyonun hukuken belli olmadığı gerekçesiyle TMTF'ye para vermeyecektir. Devrimci genç- ler böylece eli-kolu bağlı duruma sokulmak istenirken, ii ekibin belli yollarla beslenmeye devam e- dileceği de bilinmeyen bir husus değildir. Bu arada, yine AP tarafın- dan, “gençlik kuruluşlarının birleş- tirilmesi için hepsinin lâğve si ve yeni bir müteşebbis heyet ku- rularak, yeni bir organizasyona gi- dilmesi" şeklinde bir teklifin de Millet Meclisine getirilmesi kuvvet- le muhtemeldir. Bundan sonra ya- pılacak ayak oyunlarıyla kurulacak yeni teşkilât, tamamen milliyetçi- mukaddesatçı geçinenlerin | eline geçmiş olacaktır. AP İktidarı, böy- lece, kendisi için tehlikeli bulduğu 10 Aralık 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: