4 Mart 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 15

4 Mart 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Akşamüzeri Taşlıktaki eve Tulga geldi. Daha ziyade İstanbulu ilgilendiren konuları gö- rüştüler. Tulga ancak Mart sonuna kadar vali- likte kalmayı düşündüğünü söyledi, İsmet Pa- şa: "— Olmaz! Daha fazla kalman lâzım.." dedi. İstanbul seyahati, bir darbe peşinde olan- lar hariç, herkes için son derece başarılı geçti ve bilhassa asker rahatladı. 22 Şubat akşamı Ankara karıştığında bazı mensupları tertibin tam içinde oldukları halde İstanbulda Birinci Ordunun sergüzeştçilere en ufak ümit verme- mesinde bu seyahatin büyük tesiri oldu. Nitekim bu güvenledir ki İsmet Paşa, İs- tanbulda Orduyla yaptığı temaslardan hemen bir gün sonra, bir karışıklık ihtimalinden en faz- la Ürken tüccarla görüşürken kendisinde şöyle söylemek kudretini gördü: "— İhtilâl söylentilerinin filiyata intika- li halinde Hükümet bunu bir gecede bastıracak kudrettedir. Türk Silâhlı Kuvvetleri, görevle- rinin Türkiyenin iç ve dış güvenliğini sağla- mak olduğunu müdrik halde Hükümetin em- irindedirler, itaatlidirler." İsmet Paşa Harp Okuluna gidiveriyor İsmet Paşa İstanbuldan Ankaraya keyifli ove ve memnun geldi. Orduda bulduğu hava cesa- ret vericiydi. Ordu içinde uyandırılan endişe- ler suniydi. Tabii bu gayretler bir takım A.P.- lilerin sözleri ve davranışlarıyla körükleniyor- du ama onların gerçek önemini İsmet Paşa su- baylara anlatabilmişti. Ankaraya vardığımız Cuma günü muzip bir tarzda gülümseyerek: "— Pazartesiye Harp Okuluna gideceğim. Göreyim bakayım şu kumandanı, beni nasıl karşılayacak" dedi ve Özel Kalem Müdürüne, ziyaret haberini Okul Komutanına vermesini bildirdi. Ziyareti de, yanına sadece Necdet Cal- pı alarak yaptı. Ankaradaki juntacılar İstanbuldaki jun- tacılarla temas etmişler, İsmet Paşanın Ordu içine girdiğindeki tesirini öğrenmişlerdi ki Baş- bakan Harp Okulunda bir tertiple karşılaştı. İsmet ir kısaca boylu, balık etinde tıknaz, açık renk kuvvetli gözleri olan, beyaz tenli, oldukça çalımlı bir subay karşıladı. Okul Ko- mutanıydı. Kendisini “Kurmay Albay Talât Aydemir" diye takdim etti. Aydemir, öğrenci olarak İsmet Paşanın karşısına sadece bir ih- tiram kıtası çıkarmıştı. Başbakan kıtayı tef- tiş etti. Bu sırada bir Malatyalı öğrenci, önün- de İsmet Paşayı görünce düşüp bayıldı. Komutan ve subaylar İsmet Paşayı aldı- lar, Okulu gezdirdiler. Okul boştu. Sonra ye- meğe inildi. İsmet Paşa, böyle ziyaretlerde da- ima, olduğu gibi yemeği öğlencilerle | birlikte yiyeceğini sanıyordu. Yanıldığım hemen anla- dı. Sadece kendisinin, Okul Komutanının ve o- nun pek ŞAM bazı şubayların yer alacağı bir masa hazırlanmıştı. Öğrencileri sordu. On- lar yemeklerini yemişlerdi. Aydemir, öğrenci- ler yemekhanedeyken İsmet Paşayı Okulda dolaştırmış, onlar yemekhaneden çıktıkların- da yemekhaneye indirmişti. Eski ve tecrübe- li asker bıyık altından güldü. Başbakan neşesinden bir şey kaybetmek- sizin yemeği yedi. Yemek sırasında ve yemek- ten sonra subaylarla şakalaştı. Hepsi buz gi- biydiler. Aydemir İsmet Paşayla beraber bu- lunmak üzere jJuntasının en aşırı simalarını seçmişti. Ancak kendisinin bir sıkıntılı | hali vardı. İsmet Paşa bir ara masadan kalkıp pen- cereden baktı. Öğrenciler çıkıyorlardı. "— Hayrola?" diye sordu. Talime çıktıkları cevabım aldı. Aydemir çeneleri, yemekten sonra da İsmet Paşadan açırıyordu. Başbakan, çabuk ve kesin hare- ket etmekte Albaydan baskın olduğunu belli eden bir davranışla "Paltomu getirin. İnip ba- kayım.." dedi. Komutan ve subaylar Al. Bu arada palto geldi. Başbakan paltosunu sırtladı, aşağıya indi. Öğrenciler karşılarında yılların İsmet Paşasını görünce canlandılar. A- lay, eski ve tecrübeli askerin keskin nazarları altında adeta bir geçitresmi yaptı. Öğrenciler geçtikten sonra Başbakan O- kul Komutanına veda etti. Albay Aydemir bi- raz endişe, biraz da hayretle "Paşam, tören kı- tası çıkacak!" dedi. İsmet Paşa gülümsedi: "— Sen bırak, onu. Ben göreceğimi gör- düm.." Sonra, sıcak bir tavırla herkesin elini sık- tı. Küçük Opel'ine binerek okuldan ayrıldı. Ismet Paşa akşam, bana şöyle diyordu: "— İyi oldu da, gittim. Maskara, bir şey- ler hazırlıyor. Benim çocuklarla görüşmemden korktu. Demek ki, benim düşüncelerimi çocuk- lar bilmesinler istiyor.." Yeni hevesler beliriyor jsmet Paşanın asker arasındaki bu temasları Ordunun havasını geniş ölçüde etkiledi, fa- kat darbe taraftarlarını niyetlerinden caydır- madı, aksine, hadiseleri süratlendirmeye itti.; Zira görüyorlardı ki Başbakan kendilerini mu- allâkta bırakmak' üzeredir. Burada bir noktayı söylemeliyim. Ayde- mirin İsmet Paşayı Harbiyelilerle görüştürmek istememesi, oHarbiyelilere ve alt kademedeki subaya juntacıların, bir yeni ihtilâli İsmet aşanın da, Gürselin de, Sunayın da istedikle- rini bildirmiş olmalarındandır. Nitekim 22 Şu- 15

Bu sayıdan diğer sayfalar: