AKİS yasanın ruhuna taban tabana zit bir görüşü genç kuşaklara mal etme çabasıdır. Anayasa özgür, devrimci ve ileri hedefli bir cemiyeti temel almaktadır. Tasavvur edilen tedbir- lerin hepsi, büyük, pek büyük tar- tışmalara sebep olacak, milletimize büyük zararlar getirecektir,.." İnönü kürsüye çıktığında Demi- rel ortalarda yoktu. Beş dakika son- ra sağdaki kapıdan çalımla, etrafa tebessümler dağıtarak girdi. AP sı- ralarından bir alkış koptu. Bu göv- de gösterisinden başka bir şey de- ğildi. Alkış sesi üzerine konuşma- sına ara veren İnönü gözlüklerinin altından, Hükümet sırasına doğru çalımla ilerleyen Demireli ve AP sı- ralarını süzdü, devam etti. Başba- kan, yerine oturduktan sonra bir süre daha gülümsedi, fakat tebes- süm çok geçmeden dudaklarından silindi, harıl harıl önündeki metin- den bazı satırların altını çizmeğe başladı. Bu, Başbakanın sırasına daha önceden konmuş olan ve Mu- halefet Liderinin yapmakta olduğu konuşmanın metni idi İnönünün, CHP sıralarının şid- detli alkışlarıyla sona eren konuş- masından sonra, salondakiler kulis- lere çekildiler. Tarafların moral seviyesi Kü'iste muhalefet milletvekilleri, tabii senatörler ve görüşmeleri izlemeğe gelen bazı profesörler yer yer gruplaşarak, İnönünün kon masını eleştirmeye başladılar. Ni- hat Erim yanındakilere, “ ak saçları ve ağır ko- nuşması ile kürsüde, kavmine gele- ceği haber veren Davut Peygamber- di sanki... di. Erim ve beraberindeki millet- vekilleri; epey bir süreden beri ilk defa içten gülümsüyorlardı. Ve Ta- bii Senatör Şükran ÖZER yanın- dakiyle şöyle konuşuyordu "— Paşanın 1960'dan beri bu de- rece sert konuştuğunu görmedim. Sert fakat yerinde, zamanında bir ikazdı..' — Tahkikat Komisyonu kurula- cağı zaman da e bir konuşma yapmıştı galiba? — Evet, o ek ,sizi ben bile Kaman dem Böylece, Mubalefei kulisinde e- pey bir süreden beri devam eden karamsarlığın yerini bambaşka bir havanın aldığı görülüyordu. AP'lilerde ise tepki çeşitli idi. Müfritler, "siz bakmayın İsmet Pa- şaya. O artık ihtiyarladı, kendi par- tisine bile hâkim olamıyor" derken, YURTTA OLUP BİTENLER Demirele yakınlığı ile bilinenlerde bir tereddüt göze çarpıyordu. Bun- lardan, AKİS'çi ile konuşan biri, "— Yahu biz iktidarı her an bı- rakabiliriz. Antidemokratik hiç bir tedbire e iL yok.." dedi. "— bu Temel Haklar ve ie Kanunu ne oluyor? Dinçerin verdiği bilgi kadarıyla bi- le, bir terör hazırlığı içinde olduğu- nuz meydanda değil mi?" sorusuna ise şöyle cevap verdi: "— Kanun getirilmiş de- gil ki!.. Ortada kesin bir karar yok, bizim Gruptan bile zor geçer, eğer antidemokratik bir mahiyeti varsa.. Hele Meclisten, kafiyen geçmez öy- le kanun AKİS' zi, bu mutedil görünen AP e sordu: "— Peki, bu kadar tepki doğdu- ğuna göre Demirelin kanunu Mecli- se DA Li vazgeçmesi ihti- mali var Buna a cevap, kritik za- manlarda karar mevkiinde bulunan, fakat taşıdıkları sorumluluğun far- kında bile blmıyan politikacıların hangi ölçülerle hareket ettiklerinin tipik — örneği idi: — Demirel kanunu Meclise sev ketmekten nasıl vazgeçer? Dinçer bir kere açıklamış, arkadaşını ya- lancı durumuna sokamaz ki.." CHP lideri İbret alınsaydı, 4 Mart 1967 İnönüyü dinleyen Meclis tarih tekerrür eder miydi?