4 Mart 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 32

4 Mart 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 32
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

edilmelerini teklif etmiş ve bu tek- lif kabul edilmiştir. Genel Sekreter, geçen yıl, Türkiyede doğup büyü- müş olan İsrail temsilcisi Max Bi- len'in teklifi üzerine yurdumuzdan Cumhuriyet gazetesi o eleştirmecile- rinden Selmi Andakın da üyeliğe kabul edilmiş olduğunu, böylelikle Türkiyenin beş üye ile Birlikte en çok temsilcisi bulunan memleket sayılması gerektiğim, bundan mem- nunluk duyduğunu belirtmiştir. Toplantı sonunda Başkanlık di- vanı seçimine geçilmiş ve Başkanlı- ga Madame Marcelle Capron (Fran- sa), Başkan Yardımcılıklarına Lüt- fi Ay (Türkiye), Francesco Callari (İtalya), Ossia Trilling Kineilere), Genel Sekreterliğe de Andre B (Fransa) yemden e ve Jean Vilar gelmek is Bİ eser sahneye ii üzere yurdumuza davet edilmesi öÖ- tedenberi arzu edilmekte olan, ünlü fransız tiyatro adamı, I. N P.'nin ve Avignon Festivalinin ku- rucusu Jean Vilar, Devlet Tiyat- rosu Genel Müdürü Cüneyt Gök- çelin bu teklifini olumlu karşı- lamıştır. Ancak, ünlü sanatçı, bu konuda, Pariste Gökçerin yetkili bir temsilcisiyle yaptığı (o görüş- mede, kesin arara varma- dan önce, kısa bir süre için An- karaya gelerek tiyatro çalışmala- rımızı yerinde görmek istediğini bildirmiştir. Doğu memleketlerinden birine büyük bir turne hazırlamakta o- lan Jean Vilar, Avignon Festiva- linin 1967 mevsimi hazırlık ça- lışmaları ile bu turne arasında bir haftalık bir zaman ayırabil- diği takdirde Nisan ayı içinde, An- karaya gelebilecektir. Barrault da Gökçeri çağıracak Mİ Tiyatrosunun yeni Ge- nel Müdürü, Odeon Theâtre de France'ın sanat yöneticisi, ünlü ko- medyen ve sahneye koyucu Jean Louis Barrault, Milletler Tiyatrosu ile işbirliğini devam ettirmek ko- nusunda Devlet Tiyatromuzun sa- mimi bir arzu beslediğini Cüneyt Gökçerin kendisine gönderdiği bir mektuptan öğrenince, bundan bü- yük bir memnunluk duyduğunu ifa- de etmiş ve Milletler Tiyatrosu ça- lışmalarına, ortaklaşa bir çalışma programı içinde, daha faydalı bir yön vermek istediğini açıklamıştır. Bu konuda, Lütfi Ayla bir görüşme yapan Jean - Louis Barrault, Mayıs ayında çeşitli memleketlerin yetkili sanat adamlarıyla yapmak istediği toplantıya oCüneyt Gökçen çağır- maktan zevk duyacağım sözlerine eklemiştir. 32 Oyun: "Binlerce Soytarı" ("A Thousand Clowns"); oyun. 3 bölüm. Yazan: Herb Gardner. Çeviren: Zehra Ağralı. Tiyatro: Büyük Meydan Sahnesi. Sahneye koyan: Çetin Köroğlu. HORN Kostüm: Aygen Törüner. onu: Büyük Meydan en ilgi çekici oyunlarından biri de Sinlerce Soytarı"... Öne ir konuyu işlemiyormuş, önemli ri ke şünceyi yansıtmıyormuş, önemli bir şey "söylemiyormuş" gibi nen bu oyunda, "sobre" ve duygulu bir oyunbirliği gerçekleştirilebil. diği zaman, çağımızda -hele Amerikada- çoğu zaman değersiz uğraşılar, çabalarla elde edilen sahte başarılara karşı, "makina" haline gelmek istemeyen bir sanatçının derin bunalımım ve pasif direnişini, bunun yanısıra, teorik kurallarla çocukları korumıya çalışan kurumların re- alitelerden ve her çocuk probleminin bağlı olduğu psikolojik durum- lardan nasıl uzak kaldıklarım gösteren, o buruk ve alaylı hicvi duyma- mıya imkân yoktur. İki yıl önce eseri Pariste bütün bir yıl afişte tutan da, Raymond Rouleau'nun, bu açıdan, gerçekleştirdiği reji ile Yves Montand' ın ve o hârika çocuk Didier Haudepin'in- unutulmaz oyunla- rı olmuştu. Oynayanlar: Ziya Sanıvar (Nick Burns), Çetin Köroğlu (Murray Burns), İbrahim Bergman (A. Amundson), Birol Uzunyayla (Sandra), Tümer Özen (A. Burns), Teoman Özer (Leo Herman). Beğendiğim: Aygen Törünerin, ilk iki perde için, çizdiği havalı de- kor. İbrahim Bergmanın, Tümer Özenin özenli, ölçülü oyunları. Teo- man e çizdiği değişik ve -acı komikliği "içinde gerçekliği olan- renkli t Beğenemediğim: Çetin Köroğlunun, Murray'in bunalımını -iç dra- mını- bütün derinliğiyle veremeyen lüzumundan fazla "hareketli" oyun tarzı. Psikolojik o havayı yaratmakta büyük payı olan çocukta Ziya Sanıvarın yetersiz kalan oyunu ve bozuk artikülasyonu. Devlet Ti- yatrosundan misafir sanatçı Birol Uzunyaylanın, ilk defa bu derece önemli -ve Zor- bir role çıkmanın verdiği heyecanla, nüanslardan -ken- disini ilk andan itibaren hızla Murray'e yaklaştıran o sessiz "çekUim"i belirtmesi gereken iç yaşamadan- yoksun, oyunu. Bu üç önemli rolde bir ifade birliği yaratılamayınca oyunun "iklim"ini bulamamış olması. Sonuç: Beşeri yönü, gerektiği gibi aydınlatılamadığı halde, gene de ağır basan bir oyun. Naciye FEVZİ Büyük Meydan Sahnesinde "Binlerce Soytarı' Soytarılar gölgede kalıyor... 4 Mart 1967

Bu sayıdan diğer sayfalar: