4 Mart 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 21

4 Mart 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 21
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tansel yoktu. Başbakan, Genel Kurmaya gitti- ği bir ara dışında, hadiseleri hep oradan idare etti. İsmet Paşanın yanındaki Parti Genel Baş- kanları arasında Ekrem Alican da vardı. Ali- can, Aydemirin akrabasıdır. Alican Başbakana Harp Okuluna gidip Okul Komutanıyla görüş- meyi teklif etti. İsmet Paşa bunda bir fayda görmediğini söyledi. Alican ısrar etti. Başba- kan: — Yahu, tutarlar seni" dedi. Alican tutmayacakları kanaatindeydi. İs- met Paşa ondan şu haberi götürmesini istedi: Eğer girişilen harekâta, kan dökülmesine se- bep olmaksızın derhal son verirlerse, Hükümet bu hareketin faillerini yarın sabah emekliye a- yıracak, fakat hiç birini Divan-ı harbe sevket- meyecekti! Alican Harp Okuluna gittiği saatlerde âsi- ler henüz cüretli ve çalımlıydılar. Kıtaların kendilerine katıldıkları haberini (alıyorlardı. Alicana Hava Kuvvetlerinin bile kendilerinden olduğunu söylediler ve kurmak istedikleri re- jimin esasını anlattılar. İnançları bu parlâmen- tonun memleket meselelerine çözüm bulamaya- cağıydı. Yeni bir seçim kendi idarelerinde ya- pılmalıydı ve okuma yazma bilmeyenlere ooy hakkı tanınmamalıydı. Sonra, bu A.P.'nin hali, onun milletvekillerinin hali neydi? İsmet Pa- şanın şartlarının kabulü bir yana, onlar kendi şartlarım tekrarladılar. En esaslı şartları, ta- bii, tâyinlerin durdurulması ve kıtalarının ba- şında bırakılmalarıydı. Alican İsmet Paşanın yanına döndü, âsilerle görüşmesini anlattı. Baş- bakan bu neticeyi bekliyordu. Asilerin ültimatomunu kabul etmek ne de- mekti? Bu, kudreti onların ellerine teslim et- mekti. Bundan sonra Aydemir her talebini ta- kiben kıtalarını sokağa çıkaracak, devlet üs- tünde devlet olacak, rejimi fiilen ve sonra da hukuken değiştirecekti. İsmet Paşa buna mı boyun eğecekti? Bir başka adam moral bozuyor Bu sırada, iki manalı hadise cereyan ediyordu. Ankara radyosu Cumhurbaşkanı Gürselin demecini yayınladıktan ve "Şimdi Başbakan İ- nönünün millete hitabını veriyoruz" dedikten sonra, birden bire susuverdi. Biraz vakit geç- ti. Radyodan Chopin'in bir nağmesinin sesi yükseldi. Ankara ve bütün memleket dehşet içinde kaldı. Akla gelen ihtimal İsmet Paşanın âsiler tarafından öldürüldüğüydü. Bundan do- layıdır ki, bütün tehlikeye rağmen binlerce in- san derhal sokaklara döküldü. Radyoevi ve C.H.P. Genel Merkezi bu halk tarafından sarıl- dı. Herkes İsmet Paşanın sıhhatinden haber soruyordu, Olan şuydu: Ankarada Radyoevi Hüküme- te bağlı hava kuvvetlerinin elindeydi. Fakat Etimesğutu âsiler tanklarla zaptetmişler (o ve verici istasyonun radyoeviyle irtibatını o kes- mişlerdi. Etimesgutta az takatta bir başka is- tasyon vardı. Asiler onu çalıştırdılar ve orada buldukları bantları çaldılar. Ancak bu yayın da 21.45'e kadar sürdü. Zira tam o saatte Ha- va Kuvvetlerine mensup birliklerin elemanları Etimesğutun cereyanını kesiverdiler. Radyo ta- mamile sustu ve bu, endişeleri büsbütün art- tırdı. Hemen hemen aynı saatlerde Aydemire ya- kın olanlar bir faaliyetin içindeydiler. Bunlar- dan Abdurrahman Doruk Gürselden randevu istedi, Çankayaya çıktı. Söylediğine göre her şey bitmişti, Aydemirin tekliflerini kabul et- mek lâzımdı. Doruk bütün gece Genel Kurmay- da, aynı temayı işledi, maneviyat bozmak için elinden geleni yaptı. Ah, kan gövdeyi götüre- cek, kardeş kardeşi vuracaktı! o Harbiyeliler bir defa zıvanadan çıkmışlardı. Onları süküne- te kavuşturacak çare Aydemiri başlarında mu- hafaza etmekti.. , Saat 23'e kadar Hava Kuvvetlerinin karar- gâhında vakit hadisesiz, fakat asaplar gergin olarak geçti. Hava Kuvvetleri, karargâh ile Radyoevini hudutları içine alan dört barikat kurmuştu. Onun için emniyetle oturuluyordu. Zaten Aydemirin birlikleri alarmın dışına taş- mamışlardı, harekete geçmemişlerdi. Juntacı- lar, hedeflerine göz korkutma yoluyla varmak istiyorlardı. Bütün ordunun kendileriyle birlik olduğunu söylemelerindeki ve yaymalarındaki sebep buydu. Saat 23'e geliyordu ki Genel Kurmaydan Başbakanı aradılar. Aydemir yeni anlaşma şartları bildirmişti. -Zaten o gece Aydemir bü- tün şartlarını Genel Kurmaya bildirmiş, bun- lar oradan İsmet Paşaya aktarılmıştır-. Aca- ba Başbakan bunları görüşmek üzere Genel Kurmayı teşrif edebilir miydi? Buna Hüsnü Özkan itiraz etti. "Onlar gelsinler. Siz Hükü- metsiniz" dedi. İsmet Paşa orada daha iyi ko- nuşulabileceğini belirterek Genel Kurmaya git- meyi tercih etti. Asıl maksadı, oranın da hava- sım anlamaktı. Bunun üzerine Özkan yolların emniyetli olup olmadığını görmek için Genel Kurmaya kadar bizzat gidip geldi, sonra, bir emniyet tertibatı içinde Başbakanı Genel Kur- maya gönderdi. İsmet Paşanın tarihi konuşması j smet Paşa Genel Kurmayda bir şaşkınlık ha- vası sezdi. Gürsel de oradaydı. Binanın içi silâhlı binlerle subayla doluydu. Buna rağmen bir kendine güvenememe hissediliyordu. Baş- bakana âsi albayın yeni şartlarını okudular. 21

Bu sayıdan diğer sayfalar: