23 Şubat 1986 Tarihli Nokta Dergisi Sayfa 20

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TÜRK DIŞ POLİTİKASI / İNGİLTERE ZİYARETİ Özal ilk kez "resmen'”'Avrupa'da Başbakan'ın İngiltere ziyareti sırasında AET'ye tam üye olarak katılmanın yolları aranacak. İngiltere ve Federal Almanya'dan destek istenecek. 6 B aşbakan Özal'ı en iyi şekil- de ağırlamak görevimizdir. Ancak, önceden izin almadan gös- teri yapma özgürlüğünün olduğu bir ülkede, ziyaretin doğuracağı tepkileri şu ya da bu şekilde önle- me yoluna gitmenin zorluğu orta- dadır.99 Bir gazetecinin, Başbakan Tur- gut Özal'ın Londra gezisi öncesin- de İngiltere Büyükelçiliği'nde dü- zenlenen basın toplantısında,Türki- ye Komünist Partisi Londra gru- bunun düzenleyeceği söylenen pro- testo eylemleri hakkındaki sorusu- na Büyükelçi Mark Russel'ın ver- diği yanıtın “satır aralarında” Türk-İngiliz görüşmelerinin ağırlık noktalarından biri de kendiliğinden ortaya çıkıyordu... Muhafazakâr Thatcher hükümetinin İngiliz silah endüstrisine yeni pazarlar açabilme uğraşları anımsandığında Maggie'- nin gündemindeki diğer ağırlıklı müzakere maddelerinin büyük bir bölümünün de savunma sanayiin- de işbirliği ve ticari konuları kap- sayacağı belirleniyordu. Aslında 1986 Şubatı'nda Türki- ye'nin Batı Avrupa ülkeleri ile iliş- kilerine topluca bir göz atıldığında hemen her ülkenin 12 Eylül hare- kâtı sonrasında dondurulan ilişki- leri hayata döndürme yolunda ço- ğgunlukla pazarlık temeli olarak bu iki konuya eğildikleri görülüyordu. Eylül 1980'den, sonra Esenboğa Havaalanı'na inen Batılı üst düzey konuklardaki “ciddi azalma” siya- si düzeyde “iltifatlarına pek maz- har olmadığımız” ülkelerin firma temsilcileri, Genelkurmay ve Mil- li Savunma Bakanlığı'nın koridor- larını pek sık aşındırır olmuşlardı. Gerçi Türk basınında Fransız Dışiş- leri BakanlığıTemsilcisiClaude Ar- naud'nun ziyareti Türk-Fransız iliş- kilerinde ısınma belirtileri olarak nitelenmişti. Fransa günlük basının sevdiği deyimle ““2000 yılının 20 NOKTA 23 ŞUBAT 1986 Turgut Özal:İlk resmi davet uçağı” Alphajet projesine Türki- ye'yi davet etmişti. Amacın proje maliyetini çok sayıda ülkeye bölüş- türme ve stratejik hammadde kay- nakları iştah uyandıran Türkiye gi- bi ülkelerden yararlanma girişimi olduğunu bilen çevreler, bu acele- ciliği tebessüm ile izliyorlardı. Askeri önceliklerin Avrupa ile ilişkilerde belirginleşmesine en so- mut örneklerden biri de Başbakan Özal'ın Nisan 1985'te gerçekleştir- diği Federal Almanya gezisinde or- taya çıkmıştı. AET ile yapılan Or- taklık Anlaşması uyarınca 1986 yı- lından başlayarak Türk işçilerinin Avrupa'da serbest dolaşım hakkı- na kavuşabilmeleri Almanları ger- çekten ürkütüyordu. Türk tarafı bu haktan vazgeçmeye kesinlikle ya- naşmıyor ancak “belli bir bedel”” karşılığında bir süre askıya alabile- ceğini bildiriyordu. Gezi sırasında gözlerini muayene ettirmeyi de ih- mal etmeyen Özal'ın istediği bede- li öğrendiklerinde bu kez Alman heyetinin gözleri yuvalarından fır- lıyordu. Türkiye, Frankfurter All- gemeine'nin yazdığına bakılırsa, Bonn'dan, Trakya'da üslenecek, tepeden tırnağa Almanya tarafın- dan teçhiz edilecek bir (Leopard-2) tank tümeni istiyordu. Hem talebin mali portesi hem de Yunanistan'ın duyarlılığını dikkate alan Federal hükümetin “durumu inceleyeceği- ni” söyleyerek konuyu askıya al- ması doğal bir sonuçtu. Zaten bir süre sonra da Türkiye, serbest do- laşımın ertelenmesi karşılığını, Al- manya'nın, AET'ye tam üyelik başvurusunun desteklemesi şeklin- de değiştirerek Bonn'a rahat bir ne- fes aldırmıştı. Başvuru-1986. Türkiye'nin AET'ye tam üyelik başvurusunu 1986 yılı içinde gerçekleştireceğiha- berleri yayıldıkça, hem Ankara'nın çok sayıda ülke aracılığı ile yaygın- laştırdığı Türk-AET ilişkilerini ısıt- ma faaliyetleri, hem de yabancı ko- nukların bu kez politik kimlikle Ankara'ya gelmeleri ile ortaya çı- kan bir trafiğe tanık olunuyordu. 12 Eylül'den bu yana Türkiye'ye en sert eleştirileri yönelten İskandinav ülkeleri nezdinde İngiltere'nin ba- zı girişimleri oluyordu. Türkiye'nin sıyasi davaların seyrini ve insan hakları uygulamalarına ilişkin taah- hütleri meyvelerini veriyor, 5 Av- rupa ülkesinin Türkiye aleyhine aç- mayı düşündükleri davadan vazge- çiliyordu. Türkiye, AET Ortaklık Konseyi'nin toplanmasını isteme- den önce, topluluğun Benelüks ve Iskandinav kanadını böylece yumu- şatmayı beceriyor, yeni sürecin iç- teki belirtileri, Aydınlar Dilekçesi Davası'nın beraatle sonuçlanması ve ANAP hükümetinin idam ceza- larının 30 yıl ağır hapse çevrilmesi- ni öneren infaz yasa tasarısı olarak niteleniyordu. İşte böylesine bir ortamda, An- kara'daki İngiliz Büyükelçisi'nin de sözcüklerin üstüne basa basa belirt- tiği gibi 12 Eylül Harekâtı'ndan bu yana ilk kez bir Batı Avrupa ülkesi Türk Başbakanı'nı resmen davet ediyordu. Gezi öncesinde Başkabanlık ko- ridorlarında tartışılan ve Özal'ın bir süre sonra Türk kamuoyuna açık- lamayı düşündüğü asıl bomba ise

Bu sayıdan diğer sayfalar: