Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
ki Büyükelçisi Manoçehr Mottaki, “Bizim Türkiye ile ilişkilerimiz bir bütündür. Dolayısıyla bunlardan biri üzerinde yapılacak değişiklik diğer anlaşmalara da yansıyacak- tır”” diyordu. İşadamları adına görüşünü açık- layan Sakıp Sabancı'nın korkusu da buradan kaynaklanıyordu. Sa- bancı şunları söylüyordu: ““Eğer petrol konusunda bir didişmeye gi- rilirse, zaten bahane arıyorlar bu ihracatımıza da yansır. Türk sana- yi olumsuz etkilenir bundan.”” Petrol Ürünleri İşveren Sendikası (PUİS)'in Başkanı Şuayip Dilmen ise, petrol ithalatında tekelin kaldı- rılmasını istiyordu. Dilmen “PÜ- İS'e imkân tanınırsa çok ucuza akaryakıt satışını sağlarız. Böylece hem halk ucuz akaryakıt kullanır, hem de bayilerimiz yüksek fiyatla- rın doğurduğu sermaye yetersizli- ğinden kurtulur” diyordu. İTÜ Maden Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ekrem Göksu'ya göre ise, ithal petrolün pahalı alı- narak, yurt içinde ucuza satılması ve açığın bir fondan karşılanması söz konusu edilemezdi. Göksu "“Özal hata yaptı...”” Fransa'da Grenoble Üniversite- si İktisat Fakültesi'ni bitirdikten sonra Nanterre Üniversitesi'nde devlet doktorası veren Dr. Seyfet- tin Gürsel petrol konusunda Nok- ta'nın sorularını yanıtladı. Nokta: Petrol fiyatlarındaki hizlı düşüş Türkiye için bir fırsat yarattı. Türkiye bundan yararla- nabilecek mi? Gürsel: Ne yazık ki bu soruya olumlu yanıt vermek çok güç. As- lında 1980'de yaşanan ikinci pet- rol şokuyla benimsenen strateji- nin büyük bir hata olduğu bugün daha iyi anlaşılıyor. Petrol fiyat- larının 1979-81 arası üçe katlan- ması sonucu komşumuz Ortado- ğu ülkelerinin satın alma güçleri- nin büyük ölçüde artması, üstelik bu ülke ekonomilerinin tarımda, kısmen de sanayide Türk ekono- misi ile tamamlayıcı nitelikte ol- ması bu ülkelere ihracat patlaması sonucunu doğurdu. Ancak, ihra- cat gelişirken iki temel hata yapıl- dı. Birincisi, petrol fiyatının ulaş- tığı yüksek düzeyde kalacağının, hatta yükseleceğinin sanılmasıydı. İkincisi ise, bu ülkelerle ticareti ta- kasa dayandırmaktı. Nokta: Peki ne yapılabilirdi? Gürsel: Petrol fiyatlarının gele- ceği konusunda çok daha tedbirli davranılabilirdi. Bir kere OECD ülkeleri derhal petrolü ikame stra- tejisini benimsediler ve bu alanda politikalarını koordine etmek amacıyla Türkiye'nin de üye ol- duğu Uluslararası Enerji Ajansı'- nı kurdular. Bu girişimler orta va- dede petrol talebinin düşebilece- ğinin işaretiydi. Öte yandan bili- nen ya da muhtemel petrol rezev- lerine sahip ülkeler yüksek fiyat sayesinde petrol üretimlerini artı- rabilecekleri koşullara sahip oldu- lar. Bu gelişmeler 1983'ten itiba- ren de ihtimal olmaktan çıktı ve fiilen gerçekleşmeye başladı. Nokta: Türk hükümetinin ge- lişmeler karşısındaki tutumu ne oldu? Gürsel: 1983'lerde başlayan geliş- meler OPEC içinde de gerilimi ar- tırdı. Nihayet en yüksek faturayı Dr. Seyfettin Gürsel ödeyen Suudi Arabistan'ın petrol üretimini günde 2.5 milyon varil- den 5 milyon varile çıkartmasıyla petrol fiyatlarında beklenen düşüş başladı. Bu dönemde ise hükümet ve holdingler Ortadoğu pazarla- rıyla özel ilişkileri sürdürmeye de- vam etti. Burada stratejik bir ha- ta işlendi. Benimsenen takas man- tığının ihracat olanaklarımızı ol- duğundan daha yüksek gösterdi- ği kabul edilmemekte direnildi. Hele Başbakan Özal'ın petrol fi- yatlarının hızla düşeceği ayan be- yan ortaya çıkmışken Ocak ayı başında İran'a bizzat giderek 26 dolardan ve Türkiye'nin ihtiyacı- nın üzerinde bir anlaşma yapma- sı bir “hesap adamı' için anlaşılır gibi değildi. Nokta: Hükümet ne yapmalı? Gürsel: 22 dolar civarında bir fiyatla anlaşmalar yenilense itha- latta 1 milyar dolar tasarruf ola- nağı ortaya çıkar. Bunun ideal kullanımını saptamak mümkün- dür. Sonuçta Türkiye 1986 yılın- da büyümeyi yüzde 6'nın üzerine çıkarabilir ve 5 yıldır kemer sık- maktan bunalmış hale gelen ke- simler biraz olsun ferahlayabilir. ANAP hükümeti bunu başarabi- lecek mi? Tüm politik ve ekono- mik özel çıkarları bir kenara itip petrolcü komşularımızla takas an- laşmalarını iptal etme cesaretini gösterirse neden olmasın?”” NOKTA 23 ŞUBAT 1986 45