23 Şubat 1986 Tarihli Nokta Dergisi Sayfa 51

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

yoya girmiyordu. Sinan Bilgin de Beril Yardımcı da, ekran başında adeta ““mıhlanan'” milyonlarca ço- cuktan yalnızca ikisiydi. Televiz- yondaki hareketli, cıvıl cıvıl görün- tülerin, sevimli ve akılda kalıcı me- lodi parçalarının girdabına çekilen milyonlarca çocuktan sadete ikisi... En çok 15 dakika süren bir reklam kuşağının ardından bu çocuklar ye- niden oyunlarının başına dönecek- lerdi. Ama ertesi gün bakkalda an- nelerinden şu bisküviyi ya da bu çi- kolatayı isterken, bir firma satış ve bir reklam şirketi başarı hanesine bir çarpı daha ekleyecekti. Saniye- lerin ardındaki dünyada, bu çarpı- ları artırabilmek, onları birer zafer işaretine çevirebilmek için dev bir çark dönüyordu. Bu, öylesine bir çarktı ki, yalnızca 1985 yılında 38 milyar lira yutmuştu. Yani geçen yıl TV, radyo ve basın reklamları için tam 38 milyar lira harcanmıştı. Reklamla bembeyaz. Reklamcı- lığın beşiği Amerika'da 1960'lı yıl- larda gündüz gösterilen dizi filmle- re “soap opera” (sabun köpüğü) deniliyordu. Dizilerin “hafifliğini”” vurgulamak için takılmamıştı bu ad. Dizi aralarında gösterilen rek- lamların çok büyük bir bölümünün sabun ya da deterjan firmalarına ait olmasıydı nedeni. Aynı “ağırlık”” bugün Türkiye için de geçerliydi. Geçen yılın reklam kralları Türki- ye'de de sabunlar ve deterjanlardı. Bu sektörde yalnızca televizyon reklamı için yaklaşık 4,5 milyar li- ra harcanmıştı. Temizlik maddeleri içinde de ALO deterjanı reklam harcamala- rında zirvedeydi. Ajda Pekkan'lı, Zeki Müren'li, Cüneyt Arkın'lı ALO, her ay reklam için yüz mil- yonlarca lira harcıyordu. Ama ALO'nun bir başka özelliği daha vardı. Veti Araştırma Merkezi'nin anketine göre ALO reklâmı, hem en çok beğenilen hem de hiç beğe- nilmeyen reklamlar arasında “birinci” sıradaydı. AR-AN araş- tırmasına göre ise, ALO reklamı 7-11 yaş çocukları arasında da ““en çok hatırlanan” reklam olmuştu. Kısacası, dostu da düşmanı da, ALO'nun geçen yılın en çok konu- şulan reklamı olduğunu teslim ediyordu. “Şu bizim Ajda...”” Reklamcılık için, “pek çok bilim dalının kesiş- tiği nokta” diyordu kimileri. Ger- çekten de ekonomi bilimi de psiko- loji de reklamın temel taşlarıydı. Hele psikoloji! Milyonlarca insanı ekranın başında “avlamak” için kullanılan silahlar, psikolojik yön- temlerdi. Örneğin “özdeşleşme”'... İşte ALO reklamlarında bu silah kullanılmıştı. Sevilen bir sanatçı bir deterjan kullanıyordu ve siz de ay- nı deterjanı kullandığınız zaman kendinizi o sanatçıyla özdeş hisse- diyordunuz. Aranızda artık ortak bir yan doğuyordu. ALO reklamının yaratıcıların- dan, Güzel Sanatlar Reklam Ajansı Sanat Yönetmeni Alinur Velidede- âğlu bu konuda şunları anlatıyor- u: “Star sistemi bugün bütün dün- yada kullanılan reklam taktiklerin- den biridir. Ama önemli olan şöh- reti akıllıca kullanmakiır. Ajda Pekkan çarşafları tutmadı. Orada da bir ünlü kullanılmıştı. Hiçbir ka- dın Ajda Pekkan imzalı bir çarşafı kocasının altına sermez. Bu kadar basit. Biz de Ajda Pekkan'ı kullan- dık.Ama şarkıcı olarak tanınmış biri ve yine şarkı söylüyor. Mesajı şar- kıda söylüyor. Bir de şöyle bakın: Türkiye'de kaç kişi yaşıyor? 50 mil- yon... Yarısı, 25 milyon kadın tü- ketici. Bu 25 milyon kadının zevk- lerinin aynı olması mümkün değil- dir. Öyle bir şey bulun ki, 25 mil- yon kadın aynı fikirde birleşsin. Ze- ki Müren'in bir deterjan reklamın- da ne işi var diyen olabilir. Ama biz reklam ajansı olarak reklamın so- nunda satışların artmış olmasına, pazar payına bakarız. Yaptığımız araştırmalar, yolumuzun doğru ol- duğunu gösteriyor.”” Ayşe Hanım anlatıyor. Ajda Pekkan ile Zeki Müren 30 saniye- NOKTA 23 ŞUBAT 1986 51

Bu sayıdan diğer sayfalar: