Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
da savunma hattında görev alıyor. Ama sık sık hücuma da katılan Perry, ““Amerikan futbolu tarihi- nin gol atan en ağır oyuncusu”' un- vanına da sahip olmuş ve ünlü Gu- iness Rekorlar Kitabı'nın 1985 bas- kısında yerini almış. Ardından ABD'nin en saygın TV programı olan Johnny Carson Show'a çağ- rılınca, kendini birden buzdolabı üretici firmalardan yağan reklam filmi teklifleri karşısında buluver- miş elbette... Uzmanlar, Perry'nin korkunç bir hareket kabiliyetine sahip olduğu- nu, Amerikan futbolunda özellik- le taktik açısından bir ““devrim”” yaptığını söylüyorlar. Amerikan tosunu, Japon tosu- nuna karşı. Ancak, ülkesinde ““1 numaralı halk kahramanı”' haline geliveren William Perry'nin rakip- siz olduğu söylenemez. Nitekim, Japonların ünlü “sumo”' güreşinin yıldızlarından biri olan ve ““Konis- hiki”” takma adıyla çağrılan Sally Atisanao adında, tam 200 kilo çe- ken bir başka tosuncuk, Perry'ye meydan okuyor. Atisanao, bugüne kadar 15 sumo maçından 12'sini kazanarak Japonya'nın en ünlü şiş- manı mertebesine ulaşmış. Trom- bon çalan ve iri gövdesine rağmen aynı zamanda çok iyi bir ““break”” dansçısı olan Japon tosunu, maç- ları biter bitmez Perry ile özel bir karşılaşma yapabileceğini belirti- yor. Söylentilere göre bu teklif, te- levizyon şirketlerinden epey ilgi görmüş bulunuyor. Ancak herkesin merak ettiği, biri ekip oyunu oyna- yan, diğeri tek başına güreşen iki devin, hangi alanda özel bir maç yapabilecekleri... Büyük bir ihti- malle, çağın bu en ilginç karşılaş- ması, “yemek yeme”' alanında ger- çekleşebilir! Amerikan futbolunda sıkça P. rastlanan bu -| pozisyonlar, niçin Perry gibilerin başarılı olabildiğini pek güzel açıklıyor Ali Uras'a devaml!... alatasaray'da Ali Uras göreve devam etmelidir. Sarı kırmızılı kulüp için, bu çok kritik dönemde Ali Uras'tan başkası düşünülemez. Kaldı ki, bugün Ali Uras'ın kulüp- te başkan kalmak da hakkıdır. Yıllardan beri Ali Uras'ı zaman zaman eleştiri boyutlarını dahi zor- lar ölçüde yermiş bir kişi olarak, Galatasaray kongresi öncesindeki kişisel fikirlerimizin bu oluşu pek çok kişiye garip gelecektir.. Ama yiğidi öldür, hakkını ver, demişler.. Biz Ali Uras'tan vazgeç- meyi, Galatasaray'ın parlamaya başlayan güneşini batırabilecek bir risk olarak görüyoruz. Galatasaray bu riski göze almamalıdır. Önce Uras'ı ele alalım.. Neydi Başkanın bizim en ağır eleştirileri- mize yol açan davranışları.. Konu- şacağı yeri ve kişiyi bilmemek.. Sus- ması gerek yerde, ağzını açıyordu.. Örneğin, hayatında ilk defa gördü- ğü bir gazeteciye, ““Yazılmamak kaydı ile, sohbet olsun”' diye, ““Bu Derwall goygoycu”” diyebiliyor ve ertesi gün belki de şaka ile söyledi- ği bu lafı manşette görünce şaşıyor, olan da Galatasaray'a oluyordu. Konuşması gereken yerde de su- suyordu. Örneğin, teşkilat birbiri ardına Galatasaray aleyhine karar alırken, Uras'tan çıt çıkmıyordu. Bir Galatasaray başkanı için, sus- ması gereken yerde konuşmak, ko- nuşması gereken yerde susmak ka- dar büyük bir talihsizlik olamazdı. Galatasaray bunun zararını çok çekti.. Ama geçen günler içinde de Ali Uras oldukça değişti. Bugün Galatasaray'a sahip olması gereken yerde susmuyor, konuşuyor, sus- ması gereken yerlerde hâlâ kaça- maklar yapıyor, ama bunlar da gi- derek azalıyor. Yani Uras, Galata- saray Başkanlığına tam biçilmiş kaftan haline gelirken gidiyor?.. Niçin?. * * * Kim gelecek?. Görünüşe göre ya Semih Hazne- daroğlu, ya Ali Tanrıyar.. İkisi de olmaz.. Olamaz.. İyi insan, iyi iş adamı, iyi doktor, iyi politikacı ol- mak, farklı şeyler.. Ki bunlar da tartışılır.. Ama lider vasfına sahip olmak da başka şey.. Gerek Haz- nedaroğlu'nda, gerekse Tanrıyar'- da, lider vasfı yok. İkinci adam ola- bilirler. Yararlı da olabilirler.. Ama ufukları, görüş açıları, Galatasa- ray'ın bugün hızla yol aldığı büyü- me yolunu içeremiyor, içeremez. ““Büyüme yolu”” dedik.. Galata- saray bugün tarihinde olmadık öl- çüde büyüyor.. Tesisi ile, alt yapısı ile büyüyor.. Futbol, voleybol, bas- ketbol takımlarının yönetimi ile bü- yüyor. Derwall gibi bir dünya de- hasını takımın başına getirip, kulü- bün adını her hafta Avrupa'nın her ülke gazetesine yazdırarak büyü- yor. Artan maç gelirleri, düzenledi- ği piyangoların harika kârları ile, mali olarak büyüyor.. Her yıl, bir eskisine göre katlanıyor.. Bunu yapan Ali Uras, Alp Yal- man ikilisi.. Haznedaroğlu ve Tan- rıyar ile bu büyümenin süreceği inancında değiliz. Ali Uras, bu büyümenin tam or- tasında ayrılıp, pişmiş aşa soğuk su katılması riskini yüklenemez. Yük- lenmemeli.. Gene ekibinin başında, yeni döneme girmeli.. Bu yeni dö- nemde, Galatasaray'ın gelecek baş- kanını da kamuoyuna takdim ede- rek görevini sürdürmeli ve devret- meli. Faruk Süren'siz bir basketbol şu- besinin bugünkü büyüme hızını sür- düreceğine inanmıyoruz. Ama Er- san Feray'ın tekrar yuvaya dönmesi gerektiğine de inanıyoruz. Feray, Galatasaray kulübüne en çok sahip çıkan adamdır. Listeye girmeli, fut- bol takımı onun sırtına bindirilme- lidir. Kulüp Ersan Feray'ın yoklu- ğunu bütün şiddeti ile hissetmiş, bu- na rağmen Feray, yönetim dışında olmasına rağmen, pek çok yararlı hizmeti getirmiş bir kişidir. Aynı şeyleri,Kemal Onar ve Ergun Gül - soy için de söylemek mümkün... * * * Şimdi Uras'a düşen, eksiksiz, güçlü bir ““Devir teslim”' listesi ile son kez başkanlığı yüklenmek, baş- ladığı işlerin bittiğini gördükten bu arada kulübün, yıllardır beklediği futbol şampiyonluğunu da başkan olarak yaşadıktan sonra, görevi kendi yaptıklarını devam ettirecek grubu açıklayarak ve destekleyerek devretmektir. Bugün herşey yarım- ken, ““Benden sonra tufan” diye kalkıp gitmek ve ““Bana ne” de- mek, Uras'a yakışmaz. HINCAL ULUÇ NOKTA 23 ŞUBAT 1986 61