nın kurumasını aylarca yapımcının kapısında beklerlermiş...”” diyor Yücelen. Ağaç bulma konusunda da bizim bir hayli şanslı sayılmamız gerekiyor... 1893 yılında yayınlan- mış bir müzik kitabında, dünyanın keman yapımına en uygun ağaçla- rının Anadolu'nun güneyinde bu- lunduğu belirtilmiş! Köylüler bu ağacı, çok sert olduğu için, yakacak ya da hayvan boyunduruğu olarak kullanı- yorlar. Ağacın ve cilanın kıvamı. Kemanın sırt kısmı için mut- laka gerekli bu sert ağaç, yıl- landıkça daha da değer kaza- nıyor. Yücelen şu anda yap- makta olduğu viola için ya- rım metre uzunluğunda 100 yıllık bir ağaç parçasını Al- manya'dan getirtmiş. Anka- ra'nın kuru havasında 5-6 yıl beklemesi gereken bu ağaç türünden başka parçaları da ilerisi için saklıyor. Yaylı çal- gıların cilalanması da ayrı bir incelik istiyor. Günümüzde yaygın olan ispirto cila yeri- ne eski ustalar gibi yağ cila kullanmayı tercih eden Yücelen, böylece'“daha yumuşak/”'bir ses el- de ediyor.”” Ancak yağ cila kullan- manın bedeli, sazı iki yıl boyunca kurumaya terk etmek... Yapımcının ifadesine göre, “bu işin en heyecan verici yanı, tamam- lanan bir kemandan ilk sesi çıkara- Yaşamını müziğe ve keman yapımına adayan Akşit Yücelen Polonya'daki yarışmaya hazırlanırken zamanının büyük bir bölümünü atölyesinde geçiriyor. bilmek, onu akord edebilmek. Sert- liğini, yumuşaklığını, rengini ayırt edebilmek.” Bu nedenle de sazı çal- mayı bilmek gerekiyor. Ankara Konservatuvarı ““luthier”'lerinin çoğunun bir müzik aleti çalmayı bilmediklerinden yakınan Yücelen, hatta bunlardan bazılarının müzik- le hiçbir ilgisi de olmadığını belir- tiyor. Dünyada bu işi yapan usta- ların hemen hepsi ürettikleri sazı KEĞİKLR K ARRARA KTT TETEREREA T EEARRRER T ERETREATRERTER KH TR TT KN A TARA AAAT EAR AA H KKK İK Y İ KAT TİEAREEEE TTT FETARHERREERTERTERTRERREREEREEEARNE ADK TARRAR L RARKA KA FNK A İK AA HİAT MADT ETEA İ DT TT TTETEETİTARİER FT çalmayı da biliyorlar oysa. Hollan- da, İsviçre, Avusturya, ABD gibi ülkeler “luthier”'leriyle meşhur olurken, Almanya'da Mittelwald adlı küçük bir kasaba halkının tü- mü yaşamını bu sanatı icra ederek kazanıyor... Daha ziyade amatör- ler ve öğrencilerin kullanımı için ya- pılan bu kemanları, kasaba evleri- nin balkonlarında kurutulmak üze- re asılmış olarak seyretmek müm- kün! Türkiye'de “Tuthier”'nin gelece- ği... Ülkemizde ise bütün yaylı çal- giılar yapımcılarının toplam sayısı 6'yı geçmiyor... Yücelen, bu kon- ser mevsimi sonunda orkestradan emekliye ayrılıp Fethiye'de bir kö- ye yerleşn.eyi düşünüyor. Burada kendine bir yardımcı bulacak ve ya- şamının geri kalan kısmını her ay bir keman üreterek geçirecek... Akşit Yücelen, önümüzdeki ma- yıs ayında Polonya'da düzenlene- cek bir yarışmaya, son yaptığı 5 ke- manla katılacak. Böylece dünya yaylı çalgılar yapımcıları arasında- ki yerini de öğrenecek olan usta, ““Kaybedersem üzülürüm, ama yıl- mam. Gelişiyorum ve daha da ge- lişmem gerektiğini biliyorum”” diyor © NOKTA 23 ŞUBAT 1986 57