YURTTA OLUP BİTENLER işgal etmek huzurumu kaçırıyordu ve bundan rahatsız oluyordum. Bir başka mesele de, Orhan Çap- çının, Plânlamanın bu en kritik dev- resinde Teşkilâtın başında bulun- maşıdır. Bu, vekâletle filân yürütü- lecek bir iş değildir ve bunu bizzat Çapçıya söylemişimdir" dedi. Amerikada yaptığı iki yıllık bir plânlama ihtisasından sonra, otuzi- ki yaşında, Üniversitedeki görevin- den İktisadi Plânlama Dairesinin başına getirilen Baran Tuncerin is- tifası, bir süredir kaynamakta olan Teşkilâtta yeni dalgalanmalara se- bep oldu. Hattâ Tunceri seven ve beğenen genç uzman arkadaşların- dan bazıları onun peşinden ve top- tan istifaya kalktılar. Bunun bizzat aran Tuncer tarafından önlendiği, Plânlamaya yakın çevrelerce bilin- ei Plânlı çöküş Genel sm Haydar Aytekin, Uzun Vadeli Plân Şubesi Müdü- rü Yalçın Küçük ve Müşavir Ad- nan Erdaştan sonra vukubulan bu önemli istifa, eski Emek arasın- da da büyük tepki yar Plânlama Teşkilâtının ki ve ba- şarılı o Müsteşarlarından Memduh Aytür, son olaylar karşısındaki en- dişesini şu sözlerle belirtti: "— Devrim Anayasasının getir- diği bu çok önemli kuruluştaki son çöküntü süratle önlenmezse, mem- leketimizin iktisadi ve mali itibarı içerde ve dışarda ciddi sorunlara konu olacaktır." Memduh Aytüre göre, Hüküme- tin ve diğer icracı dairelerin Plân- lamaya karşı tutumları, memleketi şöyle bir sonuca götürecektir: İhtilâl öncesinin hesapsız ki- tapsız ortamı yeniden yaratılacak, yerli ve yabancı özel sermaye iste- diği gibi at oynatacaktır. Politikacı- lar, seçmenlerini daha kolaylıkla memnun etme imkânı bulacaklar- dır. Plânlı yatırımın yerini politik yatırımlar alacak, memleket enf- lâsyona sürüklenecek veya kurtu- lunması mümkün olmayan yeni bir ekonomik çıkmaza girecektir. Bu arada, Muhalefet lideri İs- met İnönü de, yaptığı konuşmalar- da,bir zamanlar gözünden sakındı- ğı Plânlama Teşkilâtının içinde bu- lunduğu durumdan duyduğu üzün- tüyü Dr ve AP İktidarının dik- katini çekt Bütün b unlr olurken, acaba Hü- kümet ve Plânlama Teşkilâtının ba- 12 ei ullirliğii kişiler ne yapmakta- dırl Hikmet sadece susmakta ve her haliyle, Plânlamaya karşı pasif bir mukayemete girdiğini belli et- mektedir. Yüksek Plânlama Kuru- lu, bütün ikaz ve ısrarlara rağmen bir türlü toplanamamakta, hazır- lanan beş ciltlik 1967 programı bir türlü görüşülememektedir. e Prog- ram kabul edilmeyince, tabii, 1967 bütçesi de hazırlanamamaktadır. Plânlamanın başında bulunanlar ise olaylara çok daha değişik bir a- çıdan bakmakta ve son istifaları gençlerin Kapisi olarak yorumla- maktadırlar Gidişin sonu Şu günlerde bütün gözler Plânlama Teşkilâtına çevrilmiştir. İstifa eden uzmanların yerine: yeni tayin- ler yapılamaması, Teşkilât Müste- şarlığı gibi çok önemli bir maka- mın sekiz aydanberi vekâletle yöne- tilmesi ve yüzüstü kalan çalışmalar, meselenin önemini - bilenleri ciddi endişelere sevketmektedir. AP Genel Başkanı Süleyman De- mirelin, iktidara gelmeden önce et- tiği, Plânlamayla ilgili sözler tatlı bir hatıra olarak hafızalarda yat- maktadır. Demirel o günlerde şöyle diyordu: "Devlet Plânlamaya çok önem vereceğiz. o Düzende hiç bir değişiklik olmıyacak. Sadece, me- kanizmayı daha iyi işletmek için Teşkilâtı ehliyetli iktisat ve maliye uzmanlarıyla genişleteceğiz." Şimdi yatsı olmuş ve mum sönmüştür. Başbakan, kendi politik AKİS çıkarları yüzünden, Devlet Planla- ma Teşkilâtına karşı pasif bir mu- kavemete girmiştir. Memleket eko- nomisinin nabzını elinden bırakma- ması gereken bu teşkilât, bir biblo haline getirilmeye o çalışılmaktadır. Hükümet, Plânlamaya yeni bir müs- teşar bulamamaktadır. İleri sürül- düğüne göre, Prof. Memduh Yasa, DP devrinin Etibank Genel Müdü- rü Burhan Ulutan, Maliye Bakanlı- ğı Müsteşarı Zeyyat Baykara ve ni- hayet, halen Müsteşar Vekili olarak Plânlamanın başında bulunan Or- han Çapçı, yapılan teklifleri kabul etmemişlerdir. Önümüzdeki günlerde, Plânlama- da yeni istifalar beklenmektedir. Bütün bunların sonunun ne ola- cağı, ise bellidir. Memleket süratle, ir "Pilâv devri"ne doğru sürüklen- mektedir. Bu gidişle, memlekette plânın sadece adı kalacak ve mem- leket ekonomisi "işkembe-i kübra"- nın -"mahkeme-i kübra" değil. O, ayrı!- arzularına uygun şekle soku- lacaktır. Bunun hesabının ise "mah- keme-i kübra"ya kalacağım kimse garanti edemez. C.H.P Orkestra, şefi ve değneği Geçtiğimiz haftanın sonuna doğru, CHP içindeki Kurultay mücade- lesi beklenmedik bir manzara ka- . Kurultayda Ortanın Solunu savunacaklarla buna karşı çıkacak- lar arasında geçeceği sanılan müca- dele, sanki bir sihirbazın değneğini Genel Başkan İnönü, Ankara D Kongresine geliyor "Ya ya ya, şa şa şa, İsmet Paşa çok yaşa!" 15 Ekim 1966