15 Ekim 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 21

15 Ekim 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 21
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Harp Okulu Ankarada, 21 Mayıs Cumarte- si gönü yürüdü (9). 21 Mayıs 1960 tarihinde İhtilâlciler Ordu içinde geniş çapta teşkilâtlan- mışlar, kilit noktalarına kendi adamlarını ge- tirmişler, bilhassa Ankaradaki birliklerin ba- sındaki subaylarla irtibat kurmuşlardı. Hangi kıtalara kesinlikle güvenebileceklerim, O kıtala- ra komuta edenlerin düşüncelerim biliyorlardı. Tayinleri kontrol altına almışlardı. 21 Mayıs Hadisesi olunca, İktidarın emriyle Kara Kuv- vetleri Komutanlığı iki önemli emir çıkardı. İk- tidar, Cemal Gürsel izin alıp İzmire gidince (*) Kara Kuvvetleri Komutan vekilliğine, Konya- da bulunan İkinci Orduya komuta eden ve ken- dilerinin pek güvendikleri bir kimse olan Suat Kuyaşı getirmişti. Bu emirlerden biri şuydu: Ankaraya Konya ve Adapazarından taburlar, Güneyden de bir zırhlı tugay celbedilecek, An- karadaki bazı birlikler Başkentten uzaklaştırı- lacaktır. İkincisi, coplu üç İnzibat Taburu ku- rulacak, bunlardan iki tanesi İstanbulda, biri Ankarada olacak ve bunlar Sıkı Yönetim Ko- mutanlarının emrine verilecek, nümayişler o vasıtayla, sert şekilde bastırılacaktır. Bu ted- birler, İhtilâlcilerin kurdukları ağda büyük ve önemli delikler uçmak istidadı taşıyordu. An- karaya gelecek kıtaların subaylarının tema- yülünü bilmiyorlardı ve onlarla bir irtibattan yoktu. Coplu inzibat taburları ise yeni kuruluş- lardı ve Hükümet, bunların mensuplarına ayrı para ödenmesini, yani bunları birer "ücretli as- ker birliği" haline getirmeyi düşünüyordu. Bunlar gerçekleştiği takdirde bir müdahale son derece zorlaşacak, en azından, tehlikesi büyük nisbette artacaktı. Hem Genel Kurmayın, hem Kara Kuvvetlerinin Harekât Dairesinin başın- da Teşkilâta dahil subaylar bulunduğundan İhtilâlciler bu emirleri ele geçirdiler ve emirle- rin yerine getirilmesini geciktirdiler. Taburlar- dan Ankaraya gelen, sadece Konya taburu ol- du. Bu tabur, şimdiki Yedek Subay Okulunun hemen gerisine yerleştirildi. Şehirde bir hare- ket olduğu takdirde "emin tabur" hemen hare- kete geçecek ve Hükümetçi kuvvetlerin yardı- mına gidecekti. İhtilâlciler, taburun subaylarıy- la derhal temas kurdular ve gördüler ki, 000, onlar, Menderes İktidarına karşı olmakta ken- dilerinden bile ileridirler. Nitekim bu tabur, 27 Mayıs günü büyük hizmetler gördü. Halbuki, o sırada Orduevinde oturmakta olan Suat Kuyaş bilhassa coplu inzibat tabur- larının kurulması işini gayet sıkı takip ediyor, kendi Harekât Şubesi Başkanını bazen, gece Orduevine çağırarak, sırtında pijamasıyla ku- (9) ismet Paşayla 10 Yıl Cilt: 2 — Akis Yayınları (9) Cumhuriyet Gazetesi, Haziran 1960 vuluğun gelişmelerinden haber soruyordu. nlara, Harp Okulunun derhal tatile so- kulması ve öğrencilerin silahsız olarak kampa çıkarılması emri eklenince müdahalenin, başka hiç bir şey beklenilmeksizin hemen yapılması bir şart haline gelmiştir. Zira Harp Okulu, bir mü- dahale için Ankarada kullanılacak ilk kuvveti teşkil ediyordu. İhtilâlden sonra, o ilk günkü karışıklık içinde, D.P. İktidarınca ve bizzat Celal Baya- rın emriyle Harp Okulunun imhası için plân yapıldığı, tertipler alındığı ve hazırlıklara giri- şildiği en yetkili ağızlar, bu arada bizzat Cemal Gürsel tarafından söylenecek, bütün gazeteler bunları yazacaktır. Aradan geçen yılların getir- diği sükünet, bu inanılmaz iddianın bir takım gerçek kararlarla bir takım gerçek sözlerin biraraya" gelmesi neticesi zihinlerde doğduğu- nu göstermektedir. Celâl Bayarın o buhranlı günlerde, sükü- nete giden yolu arayacak yerde başlıca şiddet taraftan olduğu sabittir. Bunun şahidi, her hal- de İhtilâlcilere bir sempatisi bulunduğu iddia edilemeyecek Ali Fuat Başgildir. Prof. Başgil, ihtilâlin hemen arefesinde Çankaya Köşkünde cereyan eden bir konuşmayı imzasıyla yazmış- tır. Çankayada Celal Bayar, Adnan Menderes ve bazı Bakanlar toplanıyorlar. Orada, duru- ma çare arıyorlar. Bayar, fikrini bir kelimeyle ifade ediyor : Tenkil! Hatta, kulağı ağırca işi- ten Başgil yanlış anladığını sanıyor ve' "Tenkit mi buyurdunuz?" diye soruyor. Bayar, bir yan- lışlık olmadığını belirtmek için tekrarlıyor "Tenkil, denkil! Tenkidin zamanı çoktan geçti, hocam.. Bu, gerçek olan söz. Harp Okulunun meşhur yürüyüşünü yap- masından sonra -o yürüyüş, aslında bir Subay Yürüyüşüdür, zira yürüyüşe katılan Harp O- kulu öğrencilerinin adedi bir kaç yüzden fazla değildi, büyük kalabalığı üniformalı veya sivil giyinmiş subaylar teşkil ediyordu- Harp Oku- lu Komutanı Tuğgeneral Sıtkı Ulaya, okulu kampa sokması emri şifahen Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Rüştü Erdelhun, Kara Kuv- vetleri Komutan Vekili Orgeneral Suat Kuyaş ve onun Kurmay Başkanı Muzaffer Alankuş ta- rafından verilmiş, ayrıca bu, yazılı olarak da tebliğ edilmiştir. Harp Okulunun kampa çıkması mutaddır. Fakat bu, imtihanlar bittikten sonra olur ve kampa silahlı olarak çıkılır. Sıtkı Ulaya veri-

Bu sayıdan diğer sayfalar: