15 Ekim 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 22

15 Ekim 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 22
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

len emir ise şudur: İmtihanlar bağlamamış bi- le olduğu halde Harp Okulu derhal kampa çı- kacaktır ve kamp silâhsız olacaktır! Sıtkı Ulay ilk itirazını Genel Kurmay Baş- kanına yapmıştır. Harp Okulunun mutad kamp yeri tamirdedir. Ulay demiştir ki: "Ben koca Harp Okulunu İzmire. hiç hazırlık yapmadan nasıl, derhal taşırım Bir taşıyabilecek varsa, buyursun taşısın!" Erdelhun bu itirazı haklı bul- muştur. Suat Kuyaş da.. Zaten Suat Kuyaş, o sıralarda Mili Savunma Bakanı olan Ethem Menderes gibi, yürüyüşü takiben Harp Okulu- na gelmiş, öğrençilere hitap etmeye kalkışmış, etmiş de, fakat Öğrenciler kendisini dinleme- mişler, arkalarını dönüp dağılmışlar, onu tek başına bırakmışlardır. Ethem Menderese ise, Ulay, böyle bir teşebbüste bulunmamasını tav- siye etmiş, öğrencilerin kendisini yuhalayabile- ceklerini bile söylemiştir. O hadiseler sırasında Ethem Menderesin yatıştırıcı,, yumuşatıcı gayret içinde olduğu ve hadiselerin üstüne gitmekle değil, yüreğinde hatalı bulduğu 'D.P. politikasının değiştiril- mesiyle bir "kaza"nın önlenebileceği kanaatini beslediği muhakkaktır. Nitekim Ethem Men- deres Harp Okuluna geldiğinde Ulay kendisi- ne okulu saran tankları göstermiş, bunlar ora- da durdukça gençlerin kendilerini mahpus sa- yacaklarını, sükünete gelmeyeceklerini bildir- miş, bunların kaldırılmasını ilk şart olarak is- temiştin Ethem Menderes bunu Başbakana ak- settireceğini söyleiş. gerçekten de tankları kaldırarak Harp Okulunun sarılması durumu- na son verdirtmiştir. Ama, Harp Okulu konu- sunda bütün kararlar, hep, Bayarın son sözüne bağlı kalmış, her şey ona danışılmıştır. Tankların kaldırılması, tabii, 27 Mayıs sa- bahının hareketlerine imkân vermiştir. Sıtkı Ulay, Harp Okulunun kampa çıka- rılmasıyla ilgili daha tafsilâtlı emri |, Muzaffer Alankuçtan almıştır. Ulay o sırada, İzmire de- gil ama Okulun arkasında bir yere, Okulu der- hal kampa çıkarabileceğini Erdelhun ve Kuyaşa bildirmiş bulunuyordu. Alankuş, kampa silâh- sız çıkılmasının istendiğini bundan sonra Ula- ya açıklamıştır. "Kamp yerinin etrafına bir telörgü çekersiniz, çocuklar orada sportif faali- yet filan yaparlar..." demiştir. Ulay gene iti- raz etmiş, Harp Okulunun kampa silahsız çı- kamayacağını bildirmiş, “bunlar güreşçi mi, yahu.." diye söylenmiş, bunun üzerine ankuş “Canım, silahlarını elaltından yanınıza alırsı- nız" cevabını m Alankuş Ulaya, Harp Okulu hakkında düşünüleni de açıklamıştır. Ulaydan talep edilen şudur : Ulay, isteyenle- rin izinli gitmesine müsaade edecek, izinli git- 16 mek istemeyenleri Okulun arkasına, silahsız kampa çıkaracaktır. Sonra, bunlar trenle İzmi- re nakledilecekler -hep silahsız- ve izine giden- ler oraya geleceklerdir! Ulay, telörgü çektir- meyi reddetmiş, öteki emirleri yerine getire- ceğini bildirmiş, durumu da, bir kaç hafta ön- ce kendisiyle açık temasa geçmiş bulunan İhti- lâlcilere aksettirmiştir. Bu da, gerçek olan tedbir karan. Bu ikisi, “tenkil" sözü ve "Harp Okulunun silahsız kam- pa çıkarılması" emri İhtilâlden sonra zihinler- de yanyana geldiğinde ortaya öğrencilerin bu- lunduğu trenlerin uçurulması, kampa götürü- lenlerin orada imhası hikâyeleri kolaylıkla çı- kıvermiştir. Zaten, İktidarın Harp Okulu hakkındaki düşünceleri subayların meçhulü değildi. O gün- lerde Erdelhun Ankara Garnizonundaki yüksek rütbeli bütün subaylar? Genel Kurmay Başkan- lığında bir toplantıya çağırıyor ve şöyle di- yordu: "Harp Okulu ve Komutanı, kredileri- nin yüzde seksenini kaybetmişlerdir!" Harp Okulu Ankaradan gidecek. Ankara- ya Anadoludan başka kıtalar gelecek. Coplu inzibat taburları kurutacak. Bunların yanında, İstanbul Grupunun "İhtilâli yapacaksak yapa- lım, yoksa dağılma başlayacak.." ihtarı. İhtilâlin 27 Mayısta olmasının sebebi bu- dur. İhtilâlcilerin 28 Mayısta ne yapacaklarını bilmez halde kalmalarının sebebi de, daha son- rası için düşünülmüş İhtilâlin 27 Mayısta ya- pılmasıdır. Gelecek yazı Karanlıkta göz kırpmalar başlıyor

Bu sayıdan diğer sayfalar: