15 Ekim 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 6

15 Ekim 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER Sabık Diyanet İşleri Başkanı Elmalı Eteğini toplayıp gidiyor.. rinde, müslüman olduğunu söyle- mek suç veya ayıp teşkil etmiş, hangi devrinde ibadet yasaklanmış- tır? Bunu Demirel, aşırı sağın oy- larını devşirmek için söylüyordu. Alsın bakalım şimdi, oyları.. O- yunu öyle veren, elbette ki Demire- le, iktidarı o alınca faturasını da sunacaktı. Bugün kurulduğu bildi- rilen "Halk Komiteleri" fatura 9 hiplerinin kendilerinde ne yam haklar tevehhüm ettiklerinin delili. dir Kızıl e yeşil işbirliği Kurulan komitelerin sadece adları bile, hareketin bir de kızıl temeli olduğunu belli etmektedir. Zira "Halk Komiteleri" komünist edebi- yatının bir terimidir. Yeşillerin e sına kızılların karıştığı, komünizm İnönünün Solunun değil, Demirelin alaturka kurnazlığının yaydığı ve beslediği bilinmeyen ger- çekler değildi. Ama kısa vâdede dü- şünen büyük bir kütle bunu 1965 se- çimleri sırasında (o görememiştir. "Halk Komiteleri" Türkiyede İnönü 6 zamanında değil, Demirel zamanın- da kurulmuştur. Bunda şaşılacak bir şey de yoktur. Zira, komünizm- den nefret edilen Türkiyede, komü- nizm elbette ki maskeli olarak gele- cektir ve din, bu maskelerin en mü- kemmelidir. - Bundan dolayıdır ki Atatürk ve İnönü dini bir tek gün politikaya karıştırmamışlar, kendi dindarlıklarından veya manevi i- nançlarından meydanlarda, kongre- lerde, gazetelerde bahsetmemişler- dir. Bugün hazin şekilde tecelli eden gen rçek, dinle oynanmaması gerekti- ği hakkındaki Atatürk ilkesinin bü- yüklüğüdür. İşte, Dr. Frankenş- tayn, yarattığı canavarının dehşeti karşısında haykırıyor: "Türkiyede camiler açıktır ve ibadet serbest- tir!" Ama canavar, buna karşı Haklı homurtusunu yükseltiyor: "Cami- ler hep açıktı ve ibadet hep serbest- ti. Sen bize onun ötesini vaad ettin. Tut vaadini şimdi, efendi!" AKİS Hükümet İç turizmde hareket (Kapaktaki Hükümet) Telefon başındaki gazeteci, önün- deki listeyi son bir kere daha ettikten sonra, telefonda bir takım numaralan aramağa ko- yuldu. Cevap veren yerlerle kısa ko- nuşmalar yapıyor ve aldığı cevapla- rın bir başka kâğıda dikatle not edi- yordu. Gazetecinin aradığı ilk numara, 123885'di. Cevap verin yetkili me- murla AKİS muhabiri arasında şu konuşma geçti: "— Beyfendi ile görüşmek müm- kün mü acaba?" "- Beyfendi gezideler, efendim. Marmaradan başladılar, Çanakkale civarını ve Egeyi dalaşaca ar. — Maksatları nedir acaba?" "— Vallahi, maksatları nedir, yim Ama, dolaşıyorlar iş- “İkinci numara 118248 oldu. AKİS muhabiri ila ikinci yetkili gayet kı- sa konuştular: "— Beyfendiyle o görüşebilir mi- gu — Karadeniz seyahatine çıkmış- lardı. Şimdi aldığımız bir habere Boyu de, Erzurumdalarmış." ezinin amacı neydi acaba?" — Mevzuu bilmiyoruz, beyfen- di." Üçüncü numara 112000'dı. Bu te- lefondaki oyetkili de "Beyfendinin yurt dışında bulunduğunu ve fakat o gün nerede olduğunun bilinmedi- ğini" söyledi 121760 numaralı telefona çıkan yetkili memur ise, "Beyfendi'nin İzmir, Afyon, Uşak, Manisa, Muğla civarında tetkik gezisinde bulundu- gunu bildirdi. 177771 numaralı telefona bir ba- yan cevap verdi. "Dur bakiim.." di- ye başlıyan bayan, bir süre sustuk- tan sonra "— Programa güre hareket edi- yorsa, Beyfendinin şu günlerde E- dirnede olması gerekir" dedi. — Seyahat neyle ilgili acaba?" "— Vallahi, bilmem ama, herhal- de turizmle ilgili." Gazeteci, önündeki listede kayıt- lı isimlere ait 23 telefonu ayrı ayrı çevirerek "Beyfendiyle görüşmenin mümkün olup olmadığını" sordu ve bunların 16'sından "Hayır" cevabını aldı. 15 Ekim 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: