15 Ekim 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 8

YURTTA OLUP BİTENLER Demirel kurdelâ kesiyor Yağmurdan kaçanlar.. Bakanı hakkında şu eğlenceli bil- giyi vermiştir. — Bizimki, Ankarayı hiç sevmi- yor. Bu defa, seyahate çıkarken bana "Birader, burada Yalova Kay- makamıyız. Kimse takmıyor, bile Kimse, tanımıyor. Lokantaya gidi- yoruz da, yer gösteren olmuyor. Tö- renlerde bile ayakta kalıyoruz, iti- lip sümürülüyoruz. Halbuki bir A- nadolu vilâyetinde kredimiz binbeş- yüz. Bakan geldi diye yer yerinden oynuyor, ziyafetlerde, toplantılarda bize bir iltifat, bir iltifat.. Herkes, askeri - sivili, kadını -erkeği etra- fımızda pervane. İnsanın hoşuna gi- US insan Bakanlığını anlıyor, ya- ' dedi. Gerçekten de, her seya- hat dönüşü çalımlı geliyor, burada iki gin. a tekrar bir yolculuk plânlıyor." ml bu, Demirelin de komp- leksidir ve meselesi bu kadar çok bir memleketin Başbakanı olduğu halde Demirelin Başkentte bir tek ciddi çalışma yapmaya yanaşmama- sı Yalova Kaymakamlığı hissinin, meselâ Plânlama Teşkilâtı gibi dai- relerde veya askerlerin bulunduğu yerlerde ona da sıkıntı vermesi ne- ticesidir. Halbuki Demirel ve Ba- 8 kanları, o samimi, Bakanın kendi ö- zel kalem müdürüne dediği gibi Ba- kanlıklarının tadını Anadolu ille- rinde çıkarmaktadırlar. Fakat bu turistik faaliyetin bu son hafta içinde böylesine anormal bir seviyeye yükselmesinin bir baş- ka sebebi daha vardır. O da, Elmalı Meselesidir. Rejimin temellerini kaydırma sevdalılarını galeyana getiren "Elma lının azli" hadisesi, Bakanlarla AP üst kademesini "iki cami arasında beynamaz" durumuna sokmuştur. API iktidara getiren Kuvvetler, El- malı olayı üzerine karşılarına geç- miştir. AP teşkilâtından ağır baskı- lar gelmekte ve Hükümet ahde ve- fasızlıkla (o suçlanmaktadır. Bakan- lar, ağır hücumlara hedef olacakla- rını bildikleri için, ellerinde asâ, yollara düşmüşlerdir ve bu büyük vartayı bu şekilde alamam sanmaktadırlar. Elmalının yeniden makamına getirilmesi bahis konu- su olamıyacağına göre, bu gümbür- tü epey devam edeceğe benzemek- tedir. AP İktidarının bu konuda anlamadığı nokta, artık işin işten geçmiş olduğudur. AKİS İşler kötü gidince Bakanları Ankaradan kaçıran baş- ka sebep, Hükümetin bugünler- de elle tutulur bir bezginlik havası içinde bulunuşudur. İktidara gelin diği gündenberi bir tek olumlu iş yapamamış olmak, bunca tâvize rağmen, iç ve dış sermaye çevrele- rinden beklenen ilgiyi bulamamak, bu kadronun bezginliğe yapılması- na yetmiştir. Memleket, her geçen gün büyük bir ekonomik çıkmaza girmekte, Plânlama gibi çok önemli bir kuru- luş adım adım çökertilmekte, önle- nemeyen işsizlik (okarşısında Ortak Pazar memleketlerinden imdat is- tenmektedir. Memlekette asayiş sağlanama- maktadır. Kendi görevinin dışında her şeyle uğraşan ve hattâ konsül- tasyon heyetlerine bile katılan İçiş- leri Bakanının OoOAnkarada verdiği bütün demeçlere rağmen çok ağır suçlar işlenmekte ve işin daha da kötüsü, bunların failleri bir türlü bulunamamaktadır. Grevler artmış, işçiler, örenciler yollara dökülmüş- ir. Kıbrıs politikası hezimetle so- nuçlanmak üzeredir. Bütün pazar- lıklara rağmen sonuç, Türkiyenin mutlak şekilde aleyhinde olacağa benzemektedir. Petroller, madenler satılığa çıka- rılmıştır ve elden gitmek üzeredir. İşte bu sebeplerledir ki, Başba- kan ve Bakanları, en sudan baha- nelerle Ankaradan o uzaklaşmakta, kurtuluşu, ustalarının denediği, iflâs etmiş bir çarede aramaktadırlar. Unuttukları, böyle hallerde hal- kın "Yahu, bu Hükümet ha var, ha yok" demesi, hattâ "Onlarsız işler daha az bozuluyor" demesidir. Petrol "İkinci meydan muharebesi" Sert yüzlü, dik duruşlu Orgeneral, subaylar ve bazı sivil uzmanlar- dan müteşekkil heyetin kendisine verdiği izahatı dikkat ve sükünetle, fakat aynı zamanda kararlı bir ta- vırla dinliyordu. İzahatın sonuna doğru, Orgeneralin gözlerindeki ifa- de sertleşti ve bir ara şöyle dedi: "— Durdururuz!." Bu sözün söylenmesinden kısa bir süre sonra, AP İktidarının ya- bancı şirketlere peşkeş çekmeğe te- şebbüs ettiği Batman - İskenderun petrol boru hattına bir müşteri çık- 15 Ekim 1966