15 Ekim 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 15

15 Ekim 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Süpriz tarih 27 Mayıs — Gürsel bir öyle, bir böyle söylüyor ve çelişmeler başlıyor — Ma- danoğlu bir gün bir gülle gibi bizim eve giriyor — Okulu İhtilaller ve ortamları hakkında.. - Harp yürüyünce İktidar tedbir olarak neleri düşünmüştü? İhtilâlden uzun aylar, hattâ yıllar sonra, ihti- lâlci grupun İstanbuldaki "temel taşları"n- dan biri olan Orhan Erkanlı bana demiştir ki: "— Biz 27 Mayısta İhtilâli yaptık, fakat 28 Mayısta ne yapacağımızı hiç birimiz bilmi- yorduk. Zira biz İhtilâli, 27 Mayıs için planla- mamıştık." Gerçekten de, ihtilâlcilerin kampına, 27 Mayıs ile Geçici Anayasanın -ve Milli Birlik Ko- mitesini teşkil eden 38 kişinin adının- ilân edil- diği 12 Haziran arasında tam bir karışıklık, keşmekeş, şaşkınlık ve dağınıklık hâkim oldu. Düşünmek lâzımdır ki o günler, daha sonra memleketi idare edecek M.B.K.'nin kaç kişiden müteşekkil olacağı ve üyelerin kimlikleri hare - ketin başındaki Gürsel tarafından dahi bilin- miyordu. Bundan dolayıdır ki Gürsel ilk demeç- lerinin birinde “20 kişilik bir M.B.K."den bah- setti, 12 Haziranda bu komite 38 kişi olarak açıklandığında aradaki çelişmeyi soran bir ga- zeteciye M.B.K. sözcüsü "Onlar Ankarada bu- lunan üyelerdi, sonra İstanbuldakiler de geldi, o zaman sayıları 38'i buldu" diye bir tevile baş- vurmak zorunda kaldı Halbuki 27 Mayıs saba- hı ihtilâlcilerin elinde ne ciddi bir komite kad- rosu, hattâne de, bir komitenin lüzumluluğu fikri vardı. İsmet Paşa ihtilâlcilerin kampındaki bu havayı, bilhassa Gürselin bol bol vermeye baş- ladığı ve birbirini tutmayan demeçlerinden çı- karmakta güçlük çekmedi. O sıralarda, gözü “hemen iktidar"da olan çok C.H.P.'li İhtilâlin Başının bir demecinden ümitleniyor, bir deme- cinden karamsarlığa düşüyordu. İsmet Paşa ise, sadece durumu takip ediyor ve gerçek bir ışığın gelmesini bekliyordu. İhtilâlciler, Alpas- lan Türkeş hariç, ihtilâli "askeri bir görev" ola- rak yapmışlardı ve niyetleri, gerçekten, iktida- rı en kısa zamanda bir seçim yapıp sivil idare- ye devretmek ve kıtalarının başına dönmekti. Sonradan, iktidarı bırakmamak fikrinin en ko- yu taraftarlarından olacak Orhan Kabibaylar, Orhan Erkanlılar bile o günler "Biz ayağımızın tozuyla geldik, ayağımızın tozuyla gideceğiz" diyorlardı. İsmet Paşa, İhtilâlin ikinci günü, Gürselin Başbakanlıkta yaptığı bir basın top- lantısından haberdar oldu. Toplantıda bulunan bazı gazeteciler İhtilâlin başının sözlerini Ay- ten Sokağa getirdiler. Vakit, geceydi. Gürsel gazetecilerle akşamın sekizinde görüşmüştü. İsmet Paşa, basın toplantısının notlarını dik- katle okudu. Notlan getiren gazeteciler tabii İsmet Paşadan da bir şeyler istiyorlardı. Fa- kat o, konuşmadı. Gazeteciler gittikten sonra Gürselin sözlerini tekrar gözden geçirdi. Gürsel, seçimlerin üç ay içinde yapılacağını tahmin ettiğini söylemişti. Ancak asıl kararı, hemen İhtilâl günü bir kısmı İstanbuldan getir- tilen, bir kısmı Ankarada bulunan ilim adam- larının teşkil ettiği Anayasa Komisyonu vere- cekti. İhtilâlciler bu komisyonu derhal kurmuş- lardı ve onlardan, en kısa zamanda seçimi yap- manın yolunu sormuşlardı. Eğer Türkiyede as- kerler birbuçuk yıl iktidarda kalmışlar ve bu arada içlerinden, iktidar süresini daha da uzat- mak isteyenler çıkmışsa bu, ilim adamlarının "en kısa zamanda seçimin yolu"nu gösterme- miş veya gösterememiş olmalarının sonucudur. 28 Mayıs gecesi İsmet Paşaya getirilen notta, "Seçimlerde politikaya atılacak mısınız?" soru- suna Gürselin aynen şu cevabı verdiği yazılıydı: — Ben, idareyi seçilecek Meclisin hükü- metine teslim ettikten sonra çekileceğim. Ordu- dan ve politikadan ayrılıp sade bir vatandaş olarak köşeme çekileceğim. Çünkü bu hareketi bir makam elde etmek için değil, sadece bir va- zife diye yapıyorum. idareyi devredince isimsiz bir vatandaş olarak köşemde kalacağım." Halbuki aynı Cemal Gürsel, bir kaç gün sonra, görüştüğü bir yugoslav gazetecisinin so- rusuna cevaben bir "Milli Birlik Partisi'nin "mümkün olabileceği"ni söylüyordu. Bu konuş- manın haberini İsmail Rüştü Aksal İsmet Pa- şaya 4 Haziranda getirdi. Haberin önemi şura- dan bellidir ki, bunu İsmet Paşa, kullandığı kü- çük cep acendasına kaydetmek lüzumunu duy- muştur. Acendanın o sayfasında, bu konuda yazılı olan şudur: "İs. Rüştü'nün ziyaretinde Cemal Paşa'- nın bir yugoslav Bezetecişine cevabı — Milli birlik partisi mümkün Bu demeç, bizim Ke ancak 14 Hazi- 9

Bu sayıdan diğer sayfalar: