15 Ekim 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 31

15 Ekim 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 31
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Alacaklılar Bilmem dikkat ediyor musunuz, Başkentin, özellikle us taraflarında, bazı Sol arında acayip İp fetli, top sakallı, bir nevi külahlı veya sarıklı kimse ler türedi. Önceleri, tek-tük gördüğüm bu kimseleri dilenci sanmıştan. Üstleri -başları öylesine pis, öyle- sine pejmürdeydi ki, başka birşey düşünmek d kânsız dı. Fakat sayıları gün geçtikçe arttı. gün geçtikçe, adamlara tuhaf bir cesaret geldi. İnsa- na iü teşcilei tepeden, nefretle, kiple, düşmanca ba- yor! anki haklarım ellerinden ŞSINIZ. - larca susmak zorunda kalmışlar da, birden, bir. kur- tarıcı gelmiş, kendilerini azat etmişti. Şimdi. rahat dolaşmakta, etrafı kolaçan edip, kendilerine e yâr gi bilecek kimseleri, bu kim! leleri, sokakları, kahve köşelerini tespit Gtnekiz ve buralarda kurmak üzeredirler. Kazara, işi- niz düşer de, bunların bulundukları yerlerin yakının- geçerseniz, derebeylikleri İstilâya uğramış gibi, size işte böyle, kinle, nefretle, alacaklı gibi baka- caklardır. Bunlar, Cumhuriyetin yok ettiği yalancı din adamlarıdır. Kirli e e içinde kirli düşünce- lerini bunca yıl saklamışlar, şimdi Cumhuriyete ina- nanlardan bu inançlarının hesabını sormaya, 40 yı- lın alacağını almaya hazırlanıyorlar. beee le il gelen | bir mealen, Hacıbayram c. vresinde bir dükkân arı yormuş. Sokakta | kitap sap bir az adresi sora- cak olmuş. Adam, arkadaşımın, caminin yarini e mediğini anlayınca Tena halde inilen ş, okuyuj üfürmeğe, arada da lanet okumağa başlamış. Tam bu sırada yanlarından geçen top sakallı, cüppeli bir zat : Kızım, git boyalarını yıka, ibadet e see ren! Zulmet” yuları bitti, nura kavuştuk" diye vermişi!.. Bu olay Başkentte, en işlek caddenin birkaç adım ötesinde geçmiştir. Bu gidişle, uygar kılıklı bütün insanların, ll > İL kin din sayan kişiler tarafından kâfirlikle suçlanması, hattâ bir kenara sürüklenip ia çekilmesi çok yakındır. Ve tabii böyle bir olay da ilgililer tarafından "basit bir zabı- ta olayı" olarak nitelenecektir!. Yüksek İslâm Enstitüsünün, MTTB'ne bağlı bütün halini korumalıdır. e Olivier kilerin, istedikleri herhangi bir eş- bazı öğrenci derneklerinin İstanbulda bir lokalde dü- zenledikleri konferansta laikliğin islâm yok ettiği ileri sürülmüş, bir pim m din, den bahsedebilmek için haklı arayacaks demiştir. Türkiyede gelir seviyesi, komşu memleketlere göre, çok düşüktür. Hızlı nüfus artışı, çok yavaş giden kalkınmayı yutup götürmektedir. Gerekli re- formlar yapılıp, hızlı kalkınma yoluna girilmedikçe Türkiyeyi çok karanlık bir lecek beklemektedir. Köylerin yüzde 53'ü, İlçelerin ise yüzde 55'i içmesu- yundan yoksundur. Nüfusun yl da imla yararlanamamaktadır. Bü şehir nüfusun yüzde 30'u tek odalı evlerde, mallar Güm maktadır. Türkiyede 4 bin kişiye 1 doktor düşmekte- dir. Okuma yn bulunanların ve bu yaşı aşmış olanların yüzde kuma Sütür bilmemektedir. İşsizlik şimdiden alm Şi İşte bu memlekette, akal akıl iii hızlı kalkın- maya girmek, bilimsel işlerle uğraşmak zorunda bulunan, 40 yıl öne Cumhuriyete kavuşan ve hukuk de vrimlerini Tİ geren, devlet düzeninin ve eğitim sis- teminin lâiklik ve çağdaş uygarlık Geneli ii göre yeniden kurulmasını başaran bu memlekette bugün, filânca veya falanca öğrenci derneği bir lokalde top- anıp, lâikliğin aleyhinde konferanslar düzenleyebil- mekte veya hilâfetin geri getirilmesini istediği iddia edilen bir Diyanet İşleri Başkanının yerinde tutul- ması için türlü şirretliğe başvurabilmektedir! Gericilik hortlamakla kalmamış, zayıf ve tâviz- kâr bir eğ kanadı altında, aynı temanda yeni bir kazanç ve geçim yolu olmuştur Bazı insanları akıl, gerçek ve bilim yolu dururken, mukaddesat, hurafe ve bâtıl inanışlar yoluna bal gizli kuv- vet, hiç şüphe yok ki, cehaletin yanında, sağlanan ki- şisel çıkarlardır. Piya: sayı istilâ, eden, bütün yurdu saran gerici yayınlar gibi, gericilik yuvalarının da dı- şarıdan beslendiği ihtimali, gün geçtikçe üz daha da eğ vetti bir şekilde zihinleri karıştırm yetin temelini kundaklayan ieiik e kimiz ken, Hükümetin yanında başka kuvvetlerin, bir Mili Güvenlik Kurulunun harekete a Tar beklemek, bütün vatanseverlerin hakkıdır. uriye- tin alacaklıları hepimizin kapısını Sallaya koyula- caklardır. Jale CANDAN Çalışma köşesi de böyle bir do- Mourgue, bunun için, kapıları müm- kün mertebe kaldırmış, yatak oda- sını salonun bir köşesine yerleştir- miş, duvarları, perdeleri, yeri ve ta- vanı aynı ton renklerde, beyaz ve krem olarak, yorucu olmaktan kur- tardıktan sonra, eşyaları da aynı renkte seçmiş, iç dekorasyona bü- yük bir ferahlık ve genişlik ogetir- miştir. Lüks malzemi Tek renk, sadelik, lüzumsuz bü- tün eşya ve teferruatın kesinlik- le kaldırılması, buna karşılık, evde- 15 Ekim 1966 yayı, zorunluk duymadan, istedikle- ri boş bir yere bırakabilmeleri ve bu eşyanın, istenildiği anda yer de- giştirebilmesi, yeni dekorasyonun ilkeleridir. Meselâ, şu veya bu biblo için ufak bir masa, bir etajer dü- şünülmemiştir. Dergi ve gazeteler, istenildiği zaman yere, koltuğun ke- narına bırakılacak, ortadan kaldı- rılmak istenildiği zaman da sadece bir duvarı boydanboya (o kaplıyan, tabii şekilde, teferruatsız olarak ha- zırlanmış, büyük etajer-dolaba yer- leştirilecektir. lapla kocaman bir çalışma masasın- dan ibarettir. Salonda bile masa bulunmamakta ve şöminenin iki kenarından duvarlara kadar uza- nan uzun, lüks bir tahta, sigara tab- lalarını, bibloları, plâkları, kitap- ları, bir eski zaman hatırasını veya pazardan yeni alınmış bir demet çiçeği gelişigüzel ve şık bir şekilde taşımaktadır. Bu dekorasyonda ilkel devirleri hatırlatan bir hava mevcuttur ve suni şeylerden kaçınılmıştır. Lüks, yalnızca malzemede kullanılmıştır. 31

Bu sayıdan diğer sayfalar: