22 Ekim 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 10

22 Ekim 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER gençleri gördüğünde eski yılların Kasım Güleğini hatırladı. Bunlar, "Kafalı Kasım Gülekler"di ve sade- ce ayaklarını, ellerim, dillerini de- gil, kafalarını da çalıştırıyorlardı. Bu grup önceleri, solu anlamakta bazı sivri ve ihtiyatsız taraflara sa- hipti. CHP'den ziyade TİP'e yakı- şan bir takım sözcüleri gerçek Or- tanın Solu felsefesine uymayan fi- kirler besliyorlar, sesler çıkarıyor- lardı. Ecevitciler bu handikapı ça- buk sezdiler ve o sesleri susturdu- lar. Fikirler kafalardan çıkmış mı- dır, bilinmez ama, Ecevit takımı bu fikirler için paravana olmak duru- mundan kurtuldu. Kurultaya dağı- tlan, Ecevitin Ortanın Solu kitabını karıştıran delegeler bunda makul hududun ötesinde bir felsefe gör- mediler. Bu üç grup, tabiatları o kadar ayrı da olsa, bir ortak vasfa sa- hip olarak CHP içinde belirdiler: A- çıkca ortaya çıktılar. Onların dışında bir başka takım, opportünizmin şampiyonu diye damgalan iverdi. Bu, oyun içinde o- yun peşindeki Feyzioğlu - Paksüt- Kırca üçlüsü oldu. Oyun, bütün in- kâr edilmez vasıflarına orağmen Feyzioğlunun bir fikir adamı olabi- leceği şüphesini taşıyanları maale- sef haklı çıkardı ve onu, çarşıdaki pirince giderken evdeki bulgurdan etti. Koran kırana Mücadele, ilk başlarda katı olma- dı. Belki de bunda, Ortanın So- lunun teşkilât içindeki gücünün iyi teşhis edilememesi rol oynadı. E- ger Ortanın Solu bir ifrat cereyan olarak gösterilirse, buna mukabil ötekiler mutedil ve toplayıcı bir e- tiketi kendi üzerlerine yapıştırırlar- sa Ecevit takımının daha kolay ye- nileceği hesaplandı. Bilhassa Feyzi- oğlu takımı son zamanlara kadar ortaya pek az çıktı ve 76'ları el al- tından destekledi. Daha ziyade İnö- nünün aleyhinde, onun tükenmiş, ihtiyarlamış olduğu, enerjisini kay- bettiği, Ortanın Soluna çocukça -bu- nakça diyemiyorlardı- bir inatla sa- rıldığı propagandasını işletiyorlar- dı. Hadisedeki çelişme, fikir olarak Feyzioğlu takımının bugün Ecevi- tin savunduğu ilkelerin bile solun- da görüşlere sahip olması, hele Fey- zioğlu son İnönü Kabinesinde yok- ken bu kabineyi, bilhassa onun. Ma- liye Bakanını "sağcılık'la, "muha- fazakârlık"la, hattâ "liberalizm"le suçlamasıdır.. Ama, Kurultaya he- men tekaddüm eden günlerde Orta- Esatoğlunun kokteyline gelen Ecevit ekibi Kurultay stratejisi plânlanıyor AKİS Demokrasi ve oylama Kurultaylar, okavgalı da geç- seler, şimdiye kadar mese- lelerini hep oyla halletmişler, son sözü serbest oylar tâyin etmiştir. Ancak Kurultaylarda Parti Meclisi üyelerini oylama usulü bu serbestliği zedeler taraf taşımaktadır. Bir delege- nin, istediği 40 ismi bir kâğı- da yazıp atması veya bir fik- ri temsil eden listeyi öyle kul- lanmasına cevaz yoktur. A- daylığını koyanların isimleri bir büyük liste halinde basıl- makta, delegeler seçtikleri i- simleri işaretlemektedirler! Neden? Belki, şahısların o çarpıştık- ları eski Kurultaylarda fikir- leri belirtecek imkâna lüzum yoktu. Ama bugün C.H.P.'de bir fikir mücadelesi o ekipler arasında yapılmaktadır. Dele- geler kellelere değil, politika görüşlerine oy vereceklerse, en azından, oz kişilik liste- leri bizzat yapm imkânını bulmalıdırlar. Bu, demokratik usullerin asgari icabıdır. Kurultay, bu önemli nok- tayı her halde dikkat nazarına alacaktır. nın Solunun kudreti belli olunca Feyzioğlu oOtakımının mücadelesi sertleşti ve kabalaştı. Pehlivanlar son elenseleri, geçti- gimiz haftanın ortasında yapılan Gençlik ve Kadın kurultaylarında çektiler. Kadın Kolları oKurultayının il- ginç yönlerinden birini, kulisi -ve de- dikoduyu- daha ziyade erkeklerin yapmış olması teşkil etti. Meselâ 76'lar grupundan Ferit Melen, eline bir Ulus gazetesi almış, fert fert do- laşıyor, Selâhaddin Hakkı Esatoğlu- nun bir makalesini okuyordu. Me- lene göre, Ortanın Solu ekibine da- hil bu milletvekili oyazarın komü- nist olduğuna hiç şüphe yoktu!. Me- lenin suçladığı tabii ki sadece Esat- oğlu değil, ortanın Solu ekibi adı altında, Ecevitin etrafında mücade- 22 Ekim 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: