22 Ekim 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 26

İKTİSADİ Petrol Yuvarlak sözler Geçtiğimiz hafta Cumartesi günü, Dışişleri o Bakanlığının üst kat koridorlarından birisinin sonlarına düşen büyük salonda, Demirelin dördüncü basın toplantısı vardı. Saat 10.03'de salona giren Demirci, hemen her konuda durmadan ko- ıuştu. Sözlerinin kaçamaklarla do- lu olması, kestirme cevaplar ver- meyi tercih etmesi ve soru ile ilgisi olmayan cevapları dahi sorulanlara cevap saydığım söyleyerek kesip at- ması, bu ciddi toplantıların hafife alınmasına haklı bir zemin hazırla- mış oldu. Demirel, yurt ekonomisiyle ilgili konularda, vatandaşın hergün te- mas halinde olduğu ve günlük haya- lında ta iliklerinde duyduğu güçlük- leri görmezlikten gelen bir önemse- nezlikle, her yeri güllük gülistan- lık görme ve gösterme çabasınday- dı. Mühendis Başbakan, rakamlar tekrarlayıp durdu. Kalkınma hızı gibi, -1966 yılı tarım ürünleri rekol- esi gibi birçok konuda, yani Kesin birrakam söylemenin basın toplan- -ısının yapıldığı günlerde mümkün olmadığı konularda dahi, kesin kal- anına hızları, şaşmaz rekolte ra- candan veren Demi relin hali cid- den görülmeğe değerdi. Birçok konuya gelişigüzel cevap- lar yetiştiren Demirel, kendisine yö- leltilen, Batman - İskenderun boru hattı ile ilgili soru karşısında top- antı boyunca görülmemiş bir cid- tiyet ve endişeyle yerinden doğrul- du ve toplantı boyunca sorulanlara n uzun cevabı bu vesile ile verdi. Demirelin, her kelimenin üzerinde tane tane durduğu, yanlış anlaşıla- cak bir tek söz bile söylemekten dikkatle kaçınarak cevap vermeğe VE MALİ gayret yi gözden kaçmıyordu. , TPAO'ni ü hattının özel sektöre odevredilece- ğinden söz açması üzerine, TPAO- nun büyük bir hissesine Ordu Yardımlaşma Kurumunun böyle bir açıklama karşısındaki tu- lumu da bilinen (Bk. AKİS, Sayı: 643 -"Petrol") bu önemli konu. bü- tün dikkatlerin çekilmesine yetti. rdu Yardımlaşma Kurumunun TPAO'ya gönderdiği mektubun, is- tenilen meblâğı vermeye hazır ol duğunu bildirmesi ve bu mektubun arkasında Ordunun çok yüksek ka- demelerinde yer almış kimselerin siluetinin sezinlenmesi, konuya ayrı bir önem kazandırdı. Her konuda olduğu gibi, bu ko- nuda da açık ve kesin konuşmak- tan kaçınan Demirel, uzun bir nu- tuk niteliğindeki ocevabında, boru hattı tesislerinin özel sektöre devre- dilemeyeceğini açıkça söyleyemedi. Çok genel ve yuvarlak lâflar arası- na gizlediği asıl niyetini, özel sek- töre âdeta göz kırparcasına, yine de yer yer açığa vurdu. Ufuktaki tehlike Demirel şöyle dedi: — Bu, çeşitli yönleri olan geniş bir kdiludur. Bir kere, bir tesisin halka intikal ettirilmesi niçin yağ- ma olsun? Tesislerin de sahibi, dev- letin de sahibi millet değil midir? Halk değil midir? Biz, bir tesisin kısmen veya tamamen halka inti- kal ettirilmesinin yağma olduğu kanısında değiliz. Batman - İsken- derun boru hattının da halka inti- kal ettirilmesi, halkın tasarrufları- nı değerlendirmek, halkı yatırımla- ra alıştırmaktır. Biz, Türkiyede ya- pılmış ve yapılacak tesislerde, hal- kımızın iştirakiyle bu tesislere ye- ni bir finansman kaynağı yaratıldı- SAHADA ğı kanısındayız. Şimdi, bir defa, ar- tık Türkiyede bir takım istisnalar ortadan kalkmalıdır. Bunlardan bi- risi de, Türkiyenin kaynaklarıma yabancılar eline geçmesi korkusu- dur. Türkiyenin kaynakları hiç bir şekilde yabancıların eline geçemez. Her şey türk milletinindir. Türkiye- de yapılmış veya yapılacak tesisle- rin anonim şirketler suretiyle hal- ka intikal ettirilerek, bu suretle ye- niden kaynaklar bulunup, yeni fab- rikalar, yeni tesisler yapmak gibi bir imkânın sağlanmasında biz bir sakınca görmüyoruz. Hangi kaynak- tan istifade mümkünse, tabii ki, memleketimizin umumi ve milli menfaatleri hiç bir şekilde rencide olmadan, ,o kaynaklardan istifade etmeyi derpiş ediyoruz. Bu kaynak- lar içinde ORKO da bulunabilir, başka yerler de bulunabilir. Ceva- bım ” Demirel bu sözleriyle, TPAO Genel Müdürü tarafından ortaya a- tılan Batman - İskenderun boru hattının özel sektöre devrinden ve özel sektör aracılığıyla yabancı ser- mayenin bu tesislere el Goymasın- dan yana çıkmış olmakta Demirel, her ne kadar, Koriş sına "Türkiyenin kaynakları hiç bir şekilde yabancıların eline geçemez" gibi cümleler eklemişse de, bugüne kadar görülen uygulamalar, içine düşülen kaygıları yok etmeye yet- memektedir. AP'nin Genel Başkanı Demirel, Ordu Yardımlaşma Kurumundan gelen öneriyi ve önerinin asıl ama- cını anlamamış veya ciddiye almak istemez görünmektedir. Oysa, mese- le sanıldığından çok daha ciddidir. Bundan böyle, Batman - İskende- run boru hattı konusunda çetin ol- duğu kadar yoğun ve, belki de, teh- likeli bir çatışmanın başlayacağını beklemek yanıltıcı olmayacaktır. 24 (İlâncılık: 5726) - 363 22 Ekim 1966