22 Ekim 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 21

22 Ekim 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 21
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

meyen Orgeneralin yabancılarla -bilhassa ga- zetecilerle- konuşmalarında hazır bulunmuş, onlara şahsiyetini hissettirmiştir. "Hattâ fırsat bulduğunda, Gürseli şahsen temsil dahi etmiş- tir. Kudretli Albay bu oyunlarının ilkini ve en göze batanını, Hürriyet Şehitlerinin Ankarada- ki cenaze töreninde başarıyla oynadı. Hürriyet Şehitleri beş kişidir. Bunların iki- si hayatlarını, 27 Mayıs sabahı birer kaza kur- şunuyla kaybetmişlerdir. Bir tanesi Harbiyeli Sökmen Gültekindir. Yere düşen bir tüfekten çıkan kurşun bu genç öğrenciye isabet etmiş ve onu öldürmüştür. İkincisi, küçük Ersan O- zeydir. Aldığı emri yanlış anlayan bir nöbetçi er onu Çankayada, babasının otomobilinin için- de vurmuştur. Harekâtta bir tek Harbiyeli şe- hit düşmüştür: Ali İhsan Kalmaz. Diğer iki şe- hit, Istanbulda 28 Nisan hadiseleri sırasında polis kurşunuyla öldürülen Turan Emeksiz ve bir tankın altında kalan Nedim Özpolattır. Hürriyet Şehitlerinden İstanbulda olanlar 9 Ha- ziranda törenle Ankaraya uğurlandılar, şehitle- rin hepsi 10 Haziranda -bir Cuma günüydü- A- nt Kabirde toprağa verildiler. İbtilâl İdaresi 10 Hazirandaki cenaze tö- reni için muhteşem bir program hazırladı ve bunu ilân etti. İsmet Paşa, törende nasıl bir yer işgal edeceğinin kendisine bildirilmesini bekliyordu. Fakat, tıpkı Gürsele yapmak iste- diği bayram ziyareti konusunda olduğu gibi resmi makamlardan hiç bir ses, seda çıkmadı. Tabii İsmet Paşa, herhangi bir vatandaş gibi gider, cenazeye katılabilirdi. Ama aslında, pro- tokolde İsmet Paşanın bir yerinin olması gere- kiyordu. İsmet Paşa bu hususu sormamı söy- ledi. — Ba kalım, ne diyecekler. Ona göre bir karar V veririz.." dedi. Bunu kime sorabileceğimizi düşündük. Bayram ziyareti için müracaat Gürselin kalemi- ne yapılmış ve oradan bir ses çıkmamış bulun- duğundan İsmet Paşa orasının tekrar aranma- sını istemedi. Geriye, işini bilinen kudret sahibi olarak bir, Albay Türkeş kalıyordu. Milli Bir- lik Komitesi henüz ilân edilmemiş olduğu için Türkeşin sıfatı sadece Başbakanlık Müsteşarı idi ama, Komitenin nüfuzlu üyelerinden birinin o bulunduğu herkes tarafından biliniyordu. Ya- bancı basında ise ona resmen "Türk İhtilâlinin Nasırı" adı verilmeye başlanmıştı. Bir akşamüstü Kudretli Albayı, Başbakan- lıktan telefonla aradım. Orada bulunmadığını, Devlet ' Başkanıyla beraber çıkmış olduğunu söylediler. Gürsel o sırada, Dışişleri Bakanlığı ikametgâhında, yani Hariciye - Köşkünde oturu- yordu. Hariciye Köşkünün numarasını çevir- dim. Gürsel ve Türkeş henüz gelmemişlerdi. Biraz sonra geleceklerdi. Kudretli Albayı an- cak üçüncü denemede yakalayabildim. Telefo- nu Köşkün üst katına bağladılar, adımı sordu- lar, kendisine haber verdiler. Türkeş gayet nazik konuştu. Hatırımı sor- du, beni ismen tanıdığını bildirdi, şahsen de gö- rüşmeyi arzuladığını söyledi. Ben de, bir gün kendisine gelmek istediğimden bahsettim. Ko- nuşmanın teşrifat kısmı bittikten sonra mese- lenin esasına geçtim. "— Albayım, dedim, biliyorsunuz 10 Ha- ziranda Hürriyet Şehitlerimizin cenazeleri kal- kacak ve bir tören yapılacak. İsmet Paşaya bu törendeki yeri henüz bildirilmedi. Açıklanan programda da bu hususta bir ışık yok. Acaba Paşa cenazeye nasıl katılacak ? Hükümet ne dü- e Paşa, sizi onun için rahatsız etmemi istedi Türkeş bir küçük duraklama anı geçirdi. Bana öyle geldi ki ne söyleyeceğini biliyordu, fakat bunu nasıl söyleyeceğini düşünüyordu. "— Metin bey, dedi, tören Cebeciden başla- yacak ve Anıt Kabire kadar devam edecek. Pa- şamız çok yorulacaklardır. Yürüyüş yavaş ola- cak ve belki saatlerce sürecektir. Sonra, halk henüz heyecanlı. Bir cenaze törenine yakışma- yacak kadar coşkun tezahürat olabilir. Nite- kim bu sebeplerle, Gürsel Paşamız da törene katılmayacak.." Sonra, sanki yeni hatırlamış gibi ilâve etti: "— Gürsel Paşamızı cenazede oğlu temsil edecek. Siz, Paşamızın en yakınısınız. Acaba kendisini de siz temsil etmez misiniz?" Doğrusu ya, bu kadarını beklemiyordum. "— Aman Albayım, hanedan mı bunlar? Bir defa ben Paşanın damadıyım. Paşanın iki tane oğlu var. Ama, asıl, Paşa temsil ettirile- cekse her halde o iş ailesinin bir ferdine, değil, partisinin bir yetkilisine düşer.." dedim. Albay güldü: — Tabii, partiler de cenazede temsil edile- ceklerdir. Ama Gürsel Paşamızın yerine oğlu- nun, sayın İnönünün yerine de sizin bu tören- de bulunmanız Gürsel ve İnönü ailelerinin tem- sil edilmesi olur. Resmi bakımdan Devlet ve Hükümet Başkanını ben temsil edeceğim. Gür- sel Paşamızın konuşmasını Anıt Kabirde ben okuyacağım... Kendileri de bu şekli tasvip etti- ler. Dedim ya, Hükümet olarak tören dolayısıy- la bir büyük tezahürat yapılmasını istemiyo- 21

Bu sayıdan diğer sayfalar: