Türkiyeyi kurtaramadığını bildiriyor ve şimdi, kendi idarelerinde bu kurtarıcı devrin geldiğini müjdeliyordu. Muzaffer Ozdağa göre demokratik hayat Türkiyede politikayı geçim kapısı haline geti- ren bir zümre doğurmuştu, bu zümre kendi için- de didişmeye kapılmıştı, didişme günden güne tehlikeli bir hal almıştı, aydınlar bunu endişey- le takip eder olmuşlardı. Böyle bir didişme it- tihat ve Terakki günlerinde de görülmüş ve bundan dış düşmanlar faydalanmışlardı. Öz- dağ için 27 Mayıs öncesinde de hava bu şekli almış, memleket bir iç harp tehlikesinin eşiğine gelmiş, gene dış düşmanlar bundan faydalanma yollarını aramaya koyulmuşlardı. Türkeşin 1 numaralı sözcüsü neticeyi şöyle söylüyordu: Nihayet Ordunun müdahalesi zaruri bir hal | aldı." İlâve ediyordu: — 27 Mayıs hareketi sadece Yassıadaya gönderilen, milleti soyan bir zümreye ka pılmamıştır. Memleketin bütünlüğünü koru- mak, tehlikeli bir gidişe dur demek için yapıl- mıştır. Üstüne bir defa daha bastırıyordu: ihtilâl türk ulusunu soyan, hürriyetle- rini gasbeden bir avuç suçluya karşı değil, 'Tür- kiyenin kaderine karsı yapılmıştır. Bu noktanın böyle bilinmesinde büyük fayda vardır. ” Muzaffer , M.B.K.'nin "geçicilik" üzerinde de pek hoş bir fikri vardı. Dünyada geçici olmayan ne vardı ki? İşte, M.B.K. de o tarzda "geçici" idi! Akıllı yüzbaşı şöyle diyor- du: | — Dünyadaki bütün iktidarlar geçicidir. Yalnız her idarenin, iktidarı boyunca millete ve memlekete en faydalı şekilde çalışması lâ- zımdır." Komite böyle bir geçiciliğe sahip olarak Türkiyenin bütün meselelerini hallettikten, memleketim kimse tarafından o güne kadar dü- zeltilemeyen kaderini düzelttikten sonra ikti- darın kime verileceğini de Özdağ, milletin ira- desine filan bırakmayıp bizzat tayin ediveriyor- du: Aşınmamış bir ele Tuhaftır, bu o sıralarda, Rusyanın Anka- radaki girgin Büyük Elçisi Rijof tarafından da Komite üyelerine yapılan telkin ve tavsiyeydi. Madanoğlunu bir ziyaretimi, bundan dolayı hiç un Komite, 147'ler Hadisesini de yaratmıştı. Cemal Madanoğ Komutanıydı ve ye- ni Meclisin bir binasında karargâhını kurmuş- tu. Beni Komutanın yanına aldıklarında Mada- noğlunun önünde, üzeri eski harflerle yazılmış bir kâğıt vardı ve General sinirli sinirli söyle- niyordu. “— N'oldu Paşam, ne var?" diye sordum. Yer gösterirken başını salladı: “— Bırak, Allahını seversen.. Şenden lie ziyaretçisi, ğaimmş, EI- çinin söyl rini Madanoğlu madde madde not almış. “— Bak okuyayım da, dinle" dedi ve mad- deleri, kendisine bask kalaylı tefsirlerini de ek- leyerek okudu. Rus Elçisi, askeri ihtilâl yaptıklarından dolayı kendilerini ae etmiş. Madanoğlu: — Anla ki, b... etmişiz" dedi. Zaten, maddenin yanma da bu tefsiri, adamla konuşurken y azmış. ijof, Eminsu ye 147'ler hadiselerindeki “enerjik davranış “ını da övmüş. Madanoğlu- nun notu: “Onu da b.. etmişiz. Rus Elçisi, D.P.'yi kapattıkları halde ni- çin öteki partilere ilişmediklerini sormuş ve Ismet Paşanın konuşmasını tenkit etmiş, onun da politika hayatından uzaklaştırılmasını, yeni bir kadro kurulmasını tavsiye etmiş. lunun tefsiri: “Herif İsmet Paşayı da tevkif etmemizi mi istiyor, ne?" Nihayet Rijof, Komite olarak iktidarda uzun süre kalmalarının, memleketin te- mel davalarını halletmelerinin, milleti kurtar- ne kadar iyi bir şey olacağını söyle- miş. Madanoğlu not etmiş? “Demek ki hemen, seçime gitmemiz lâzım.." Ben yanından a; ken Komutan hâlâ söyleniyor, "Herife bak, neler tavsiye ediyor" diye basıyordu kalayı. Türkeş takımının tabii ta hiç bir ilgisi ve münasebeti yoktu ama ların aklındakiyle a klar ei tavsiyelerinin aynı olması bu takımın nasıl talı, tehlikeli bir temayülün sahibi bulduğu nu göstermektedir. Bunun yanında, o takımın o günler bazı salon sosyalistlerinin tesiri altın- da olduğu ve fazla gün görmemiş olanlarının günü onların gözlükleriyle, yahut onların etek- liklerinin tülü arkasından gördükleri bir ger- çektir. Bunlar tecrübesiz, fakat iddialı Komite üyelerini memleketin o meselesinin de şimdi- ye kadar kendilerini beklemiş olduğunu, bu me- selenin de aynı halde bulunduğunu elek ebedi iktidar yahut, Muzaffer Ozdağın anladı- ğı manada "geçidi iktidar" yönüne itiyorlardı. O Sonbahar bir akşam, Muzaffer Ozdağın, yanında her halde eşi ve muhtemelen bir akra- ba hanımı olarak tiyatroya girmesini ve ön sı- raya kurulmasını hatırlarım, yok, bu takımın iktidarda kalmak da mesihlik iddiası- nın ve "âti teminatı"nın yanında bir de beylik cakasının bulunduğu hususunda elimi rahatça ateşe sokabilirim İsmet Paşa, Türkeş takımının çıkışlarını Heybeliadadaki ertede okudu. Eski Demokrat- lar tarafından çıkarılmakta olan gazeteler de 19