TIiYATRO Londra Genç bir sanatçının başarısı yn haftanın Tiyatromuz mından önemli olaylarından biri, ee bir türk aktörünün Lon- drada kazandığı büyük başarı oldu. Londradaki "Kraliyet Akademisi" "Royal Academy" Tiyatro Yüksek Okulunun giriş imtihanlarını, ilk defa, bir türk genci kazandı ve ge- ne Kraliyet Akademisinin tarihinde ilk defa, ingiliz tabiiyetinde olmıyan bir genç, Kraliçenin sanat müşavi- rinin tasvibiyle, bir istisna olarak, bu ünlü tiyatro okuluna esas öğren- ci olarak kabul edildi. Bu başarıyı gösteren türk genci, tanınmış tiyatro (oadamlarımızdan dekoratör Tarık Leventoğlunun oğ- lu Ahmet Leventoğludur. e Başarist- nın önemi de imtihana giren ve iç- lerinde Amerikadan, eski ingiliz do- minyonlarından kalkıp gelmiş bir- çok genç bulunan 830 adaydan ele- ne elene seçilen sadece 18 kişi ara- sında yer almış, üstün sahne kabi- liyeti ve mükemmel ingilizcesiyle dikkati çekmiş olmasıdır. Ahmet Leventoğlu 1945 doğumlu- dur. Robert College'i bitirmiş, bu kolejde Tiyatro Bölümünün yöneti- cisi olarak verimli çalışmalar yap- mış, son sınıfta iken oynadığı "Sa- tıcının ölümü" piyesindeki rolüyle "yılın en iyi aktörü" seçilmiş, aynı yıl Kolej Oyuncularını Fransada, Nancy'de düzenlenen Uluslararası Üniversite Tiyatroları (oFestivaline götürmüştür. Daha sonra ilk profes- yonel çalışmalarına İstanbul da Gen- Ar topluluğunda başlamış, burada ve Ankarada Meydan Sahnesinde oynadığı rollerdeki (o başarıları ilgi uyandırmıştır. Leventoğlular, ailece tiyatrocu- durlar. Ahmet Leventoğlunun kar- deşi Hasan Leventoğlu da, Koleji bitirdikten sonra, Devlet Konserva- tuvarına girmiş, oradan Ankara U- niversitesinin Tiyatro Enstitüsüne geçmiştir. Daha çok reji ve drama- türji ile ilgilenen ve çok iyi italyan- ca da biten Hasan Leventoğlunun Paolo Levy'den çevirdiği "Savunma" adlı oyun Devlet Tiyatrosunda oy- nanmıştır. Aldo Nicolai'den çevirdi- $i "Akvaryum" adlı oyun da yakın- da Meydan Sahnesinde oynanacak- tır. 32 Altındağ Tiyatrosunda "Papatya Falı" Aşkın gözyaşları Oyun: "Papatya Falı" ("Ardele ou la Marguerite"); Fars, 1 perde. Yazan: Jean Anouilh. Ceviren: Cahit Külebi. Tiyatro: Devlet A Kg a. Sahneye koyan: Ragıp Dekor-Kostüm: Hüseyin “Mumcu, Konu: Bu eserde Anouilh'un bize sunduğu, tek kelimeyle ifade et- mek gerekirse, bir "aşk anatomisi"dir. ."Toreadorlar Valsi"nden çok iyi tanıdığımız emekli General Saint-Pe, yarı deli yarı yatalak karısı, eteklerinin altını oyoklamaktan vazgeçemediği o hizmetçileri, ortanca oğlunu severken büyük oğluyla evlenmiş gelini, kuzeni ile şimdiden "evcilik oyunu" oynamıya başlamış küçük oğlu Toto, onun kambur la- tince öğretmenine âşık olan kambur ve yaşlı kızkardeşi Ardele hala ite oturduğu şatoda bir aile konseyi toplar. Kocası, âşığı ve kocasının görünmeyen metresiyle bu toplantıya gelen kontes kızkardeşinin ta- mamladığı bu ikili, üçlü, dörtlü, traji komik aşk tablosunun gerisinde Anouilh, teşrih masasına yatırdığı kişileri, bağlı oldukları sınıfın ve yaşadıkları çağın kadın-erkek ilişkilerini, normal sayılan aşkların bü- tün cerahatini akıtarak ve çirkin görülen aşkların bütün güzelliğini or- taya koyarak, ustaca neşterliyor. Oynayanlar: Ragıp Haykır (General), Yıldız Aslan (Karısı), Coşkun Orhon (Kont), Ümit Kiper (Kontes), Dinçer Sümer (Villardieu), Ay- kut Sözeri (Nicolas), Gönül Orbey (Nathalie) v.s. Beğendiğim: Birbuçuk saatlik kısa bir oyuna bunca kişiyi, aşkın bunca yönünü ve bunca problemini sığdıran, içiçe girmiş bunca vaka- yı, aksiyonu hiç aksatmadan yürüten yazarın ustalığı. Ragıp Haykırın General'de, beşeri yönü ağır basan, ölçülü kompozisyonu. Yıldız As- lanın Generalin hasta karısında, Ümit Kiperin Kontes'te, Şerif Sezerin Hizmetçi'de çizdikleri inandırıcı tipler. Coşkun Orhon ile Dinçer Sü- merin yer yer gereksiz bir duygululuğa ve teatral bir ifadeye kaymala- rına rağmen özenli oyunları Beğenemediğim: Eserin bütününde özellikte kadın-erkek ilişkile- rinde kendini duyuran zaman aşımı. Anouilh'un aşk baklandaki ka- ramsar görüşünü eserin bütün havasına sindirmesi gereken Nicolas ile Nathalie'nin, Aykut Sözeri ile Gönül Orbeyin oyunlarında, ürkek ve silik birer gölge halinde kalmaları... Sonuç: Gülünçlüğü içinde gerçekliğini bütün burukluğu ile duyuran, insana hüzün veren bir fars. Özündeki "kara"lığı "pembe" nüktelerle belli etmemeğe çalışan, zevkle seyredilen bir om Naciye FEVZİ 24 Aralık 1966