24 Aralık 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 28

24 Aralık 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 28
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tüli'den haberler “Görülmemiş kalkınma" İstanbul, yeni yıla çok hızlı ve par- lak giri iyor. Bütün kadınlarda al- tın ve gümüş elbiseler. Klüp 12'de, Klüp 33'de, Klüp Pusy Cat'te sabah- lanan geceler. Poloda, Serkldoryan- da, Sipahiocağında bezikler, briçler. Akşamüstleri kermesler, sabahleyin moda salonlarında, berber salonla- nnda akıp giden saatler. Doğrusu, sosyetenin, başını kaşıyacak vakti yok. Zeki Müreni dinlemek için, Ço- cuk Dostlarının davetiyeleri, nere- deyse, karaborsaya düşecekti. Ala- turkayı sevmez görünenler, bütün sosyetenin orada olduğunu duyun- ca, bir bilet elde edebilmek için bütün fedakârlığı göze aldılar. Mak- sim salonlarında o gece, "görülme- miş kalkınma" edebiyatına yakışır bir şıklık vardı. Kalabalık arasma, "görülmemiş kalkınma" politikası- nın âşina yüzleri de serpilmiş, de- kor iyice tamamlanmıştı. Samet A- gaoğludan Celâl Yardımcıya ve se- bati atanana kadar herkes tamam, yalnız Bayar eksikti. Bundan baş- ka, bütün iş adamları, bankacılar, armatörler, fabrikatörler (ooraday- dılar. Hanımlar, Maksimin bol ışık- ları altında elbiselerini gösterebil- dikleri için çok memnundular ama, dans yoktu, istedikleri kadar görü- nemiyorlardı. Neyse, bu güçlüğü de, TARİHİN KÖPRÜSÜ — Bu hafta Ankarada, bir salonunda Türkiyeyle ilgili güzel bir film seyredildi: Dedeman otelinin "Türkiye- Tarihin Köprüsü". Film, Türkiyeyi turistik yönden tanıtmak gayesini güdüyordu ve B.P. Petrolleri A.Ş. tarafından hazırlatılmıştı. Yirmi da- kika süren kurdelâ, Turizm Yılı ilan edilen 1967'de dünyanın dört kö- şesinde gösterilecektir. Filmin başarısını şuradan anlamalı ki seyre- denler arasında çok Ankaralı, İstanbul manzaralarım gördükten son- ra "Yahu, bir İstanbula kadar uzansak..' ' diye içini çekmekten kendi- ni alamadı. a filmin asıl takdir edilecek tarafı, B.P. tarafından yapılmış olduğu halde B.P.'nin propagandasına hiç yer vermemiş bulunmasıydı. çıkarken, holde uzun zaman boygös- tererek yendiler. Velhasıl, dörtbaşı mamur bir geceydi. Yalnız, Süreyya Ağaoğlunun sahneye çıkıp konuşma- sı işi altüst etmeseydi... Bir kere, Süreyya Ağaoğlunun sesi hiç değil. Ayrıca eline bir mikrofon geçince, Maksimde, hattâ Dostlarının yararına düzenlenen bir gecede bulunduğunu unutuverdi. Orhan Erkanlıya olan duygularını bile orada dile getirmek istedi. Yani salonda soğuk bir hava estirmek için ne lazımsa yaptı, de- mek, belki daha doğru olur. Çocuk Dostları, bir daha böyle bir, yemek madığı bir zamanı seçerse iyi eder. Dedikodulu bir nikâh İstanbulda, geçtiğimiz haftanın ö- nemli olaylarından biri de, İh- san Çavuşoğlunun kızının nikâhıy- dı. İhsan Çavuşoğlu, - tanıyanlar bi- lir, politik ve sosyetik kadınları- mızdan biridir. e Başbakan Demireli İstanbulda bazı işadamlarına tanı- tan ve AP politikacılarını yöneten bir tavır takmdığındanberi köprü- lerin altından çok sular geçti, bazı çevrelerle arası açıldı, fakat geçen Perşembe Beyoğlu Evlendirme Da- iresinde yapılan nikâh töreninin mi- safirleri arasında yine politikacılar çoğunluktaydı. "Eskiler mi, yeniler mi?" diye sorulursa, "Eskiler" de- mek gerekecek. Ortaklıkta, Demirel çevresinden hemen hiç kimse yok- tu. Buna karşılık, nikâh tanıkları Celâl Bayar ile Celâl Yardımcı idi. İstanbuldaki eski DP sosyetesi için artık bir gelenek haline geldi: Ki- min nikâhı varsa, tanıklığını Bayar yapıyor; kim nişanlanıyorsa, yüzü- günü Bayar takıyor. İstanbulun en yağmurlu günün- de, Beyoğlu, Evlendirme Dairesi âde- ta bir gül bahçesi balina gelmişti. Nazlı Çavuşoğlu ile Yener Selimoğ- lu, bu gül bahçesinde, çifte Celâller huzurunda nikahlandılar. Defter im- zalanırken kalabalıkta fısıltılar olu- 24 Aralık 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: