25 Şubat 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 13

25 Şubat 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS muş ve dönen dolaplara müdahale edilmesini istemiştir. Kime niyet, kime kısmet.. N* yazık ki, Turizm ve Tanıtma Bakam Nihat Kürşat bu konuda kararlıdır ve bu işi tanınmış özel şirketlerin daha iyi yapabilecekleri kanaatindedir. Nitekim Gencosma- na Ankarada bu fikri kabul etmesi için yan rica, yarı baskı yoluyla mesele anlatılırken, iki tanınmış ti- zel turizm firmasının temsilcileri de -Türk Ekspres ve Kontuvar Tu- rizm- apartopar Ankaraya çağrıla- rak kendilerine bu işi organize et- meleri . teklif edilmiştir. Bu arada in lira sermayeli küçük Tura şirketinin temsilcisi iki genç Anka- raya gelmiş ve bu tatlı kârdan bir YURTTA OLUP BİTENLER pay çıkarabilmek için oçalışmışlar- dır F akat bu sırada hiç beklenmeyen bir şey olmuş ve ABC Turizm Fir- ması -iddiaya göre-, NATO yetkili- leri ile bizzat görüşüp anlaşarak ya- bancı askerlerin İstanbulda kala- cakları bir haftalık süre içindeki ge- zi ve eğlence programlarını düzen- lemek işini alıvermiştir. Öğretmen kıyımı Fi bir öğretmen, çocuğun gelişmesinde, kötü bir an- ne-babadan çok daha etkili olabilir. Kötü bir anne- baba, muhakkak çocuğa bile bile kötülük eden veya onu sevmiyen anne-baba değildir. Bazan da bilgisiz- lik veya dengesiz sevgi yüzünden onu gerektiği gibi sevmesini bilmeyen veya ona iyi örnek olamıyan an- ne ve babadır. Oysa ki öğretmen, biraz da çocukla arasındaki mesafeden faydalanarak, ona iyi şeyler aşılayabilir. Öğrettiği tarihtir, coğrafyadır, matema- tiktir ama, bir sınıfın karşıs ında o, otoritenin, kanu- nun, hak ve doğruluğun, GETUĞMÜ hazırlandığı bir "yarının", hayatın, bilinmeyen ve öğrenilmek istenen herşeyin temsilcisidir. Çocuklara karşı davranışları, sarfettiği her sözcük, onlar tarafından, bu açıdan değerlendirilir. Onun küçük hesaplarla hareket etme- sini, çıkarcı olmasını, öğrenciler arasında ayırım yap- masını veya imkânlarım kötüye kullanmasını çocuk- lar hiçbir zaman affetmezler. Öğretmen de nisandır tabii. Özel hayatında za- afları, noksanları olabilir. Parasızlık çeker, bir yere tâyin için iltimas istiyebilir ama bunun için fikirle- rini satmaz, filancanın hoşuna gitmek için çocuklara inanmadığı ülküler aşılamaya kalkmaz. Tabii.bu bah- settiğim, Atatürkün, Türkiyede yarattığı ve Türkiye Cumhuriyetinin temel taşlarından bir tanesi olan öğretmen tipidir. Onu hepimiz tanırız. Ülkücüdür, halkçıdır, memleketimizi çağdaş uygarlık seviyesine ulaştırabilmek için akıl yolunu seçm la karşı çıkanlara, bütün iftiralara, ıstıraplara, haksız isnatlara rağmen, amansız, korkusuz bir mücadele açmaya ant içmiştir. Politik hiçbir' amaç gütmeden politikada ilericilerin yanındadır, çünkü Türkiyenin gerçeklerini köyde-kentte yalandan görmüş, duymuş, Atatürkçülüğü bir kalıp olarak değil, bu gerçekler açısından ve ilim yolundan değerlendirmiştir. o Bu öğretmenin 1961 anayasasının yanında olmaktan baş- ka da iddiası yoktur. Ama 1967 Türkiyesinde bu öğretmene artık ha- yat hakkı tanınmak İstenmiyor. İktidar bugün, Tür- kiye Cumhuriyetinin temel taşlarından olan öğret- mene el atmıştır ve onu tedirgin etmeye, temeldeki taşı oynatıp yerine yenisini koymaya çalışmaktadır. Bu yeni öğretmen tipi, iktidarın türküsünü söyliye- 25 Şubat 1967 Jale CANDAN cek, Atatürkçülük yerine mukaddesatçılık ülküsünü aşılayacak, ilericiliğin yerine tutuculuğun övgüsünü yapacak, kısacası bütün tutum ve davranışları ile, memleketi Atatürk öncesine götürmeye çalışacak. Kontrolsüz kuran kursları ve sözde din adamları ile el birliği edecek, tabii sırtı da yere gelmiyecek.. Bu öğretmen cehaletle, bilgisizlik, tembellik ve çıkarcı- lıkla değil, 1961 anayasasından yan sava- şacak, onlara komünist diyecek, onları lanetleyecek, onları istediği yerlere sürdürecek, işlerinden attıracak. Bugün Milli Eğitim Bakanlığı, gerçekten bir öğ- retmen kıyımına girmiş bulunmaktadır. "Türkiyenin her köşesi birdir" sloganı ile karda kışda yapılan bas- kı tâyinleri, son olarak yine TÖS'ü hedef almıştır. Fakir Baykurttan sonra 40.000 üyeli bu öğretmen sen- dikasının yeni genel başkam Feyzullah Ertuğrul da kış ortasında Ankaradakl ilk öğretim müfettişliği gö- revinden almarak Elâzığın Karagedik köyü öğretmen- liğine tâyin edilmiştir. Bu olay Milli Eğitim Bakanlı- ğınm TÖS'ü dağıtmak içip sistemli bir politika güt- tüğünün en açık delilidir. Çünkü tâyin, Feyzullah Er- tuğrulun TÖS Genel Başkanlığına getirilmesinden emen sonra, kendisinin' Ankarada sağırlar okulun- da okuyan ve özel tedavi gören doğuştan sakat bir kızı olduğu dikkate alınmadan yapılmıştır. Bir büyük öğretmenler sendikasına yapılan baskı, 1961 Anayasasından yana olan öğretmenlerin bütün Anadoluda hallaç pamuğu gibi oradan oraya atılıp sürülmeleri, Atatürkçü milli eğitim politikamıza ko- nulan kundağın birer e ibarettir. Hareket yeni değildir. İşe D.P. öy Enstitülerini kapat- ması ile başlanmıştır. Atatürkçülüğü bir kalıp gibi, 40 küsur yıl önce yapılan devrimlerden ibaret sayıp don- durmayı kendilerine amaç edinenler, bugünün gerek- tirdiği ekonomik ve sosyal reformlara karşı olanlar elbette ki halkın uyanmasını engellemek istiyecekler- dir. Bunun için de tek yol genç kafaların mimarı olan öğretmenleri, Atatürkçü öğretmenleri saf dışı bırak- mak, bezdirmek, ekmekleri ve aile huzurları ile oynı yarak onları susturmaktır! Başlıyan bu çetin mücadelede bütün aydınların, bütün memleketseverlerin, 1961 Anayasasından yana olan herkesin elele vermesi ve bu öğretmen kıyınıma karşı durması şarttır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: