25 Şubat 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 17

25 Şubat 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sanki Gürsel bugünkü A.P. idi ve A.P. bugünkü T.İ.P. idi! Böyle bir mektuptan sonra bir ihtilâl, bir partiyi kapatır, değil mi? Aslına bakılırsa Gürseli böyle bir yola iten, Alican ve Zeytinoğluyla Y.T.P.'nin diğer mensup ve hamilerinin istedikleri buydu. A.P. - kapatılırsa ona gidecek D.P. oylarının Y.T.P.'- ye yöneleceği hesaplanıyordu ve bu, Gürsele, kendi Cumhurbaşkanlığının tek teminatı gibi gösteriliyordu. Bölükbaşı da. aynı tezin şam- piyonuydu. İki küçük parti de, ancak A.P.'nin başına bir kaza getirilebildiği takdirde Türki- yenin siyasi hayatında bir şansa sahip olabile- ceklerini umuyorlardı. "İstismar" her ikisinin de ağızındaki lâftı. Ama bunun mânası "kendi yapamadıkları istismar"dı. Nitekim Y.T.P.'nin o günlerdeki sözcüsü Öncü gazetesinin bir man- şetini hiç unutmayacağım. Bu, birinci sayfanın tepesinde dört sütunluk bir manşetti ve iki ha- ber veriyordu: I — Gürsel, Y.T.P. Başkan adayı 2 — Yüksel Menderes Y.T.P.'ye girdi Sadece bu, 1961 yazında dönen kaşkariko- lar hakkında bir fikir verebilir. Buna rağmen Gürsel A.P.'yi kapattırama-, dı, zira İsmet Paşa ve C.H.P. onun üzerine hi- maye kanatlarını gerdiler. Seçimlere bir çok yasak konulmak isteniliyordu, aynı sebepten o da yapılamadı. Nihayet, seçim propagandaları- nı tahditleyen bir tasarı Kurucu Meclisten ge- çirilmek yolu araştırıldı. C.H.P. Meclisteki ken- di çoğunluğunun buna katiyen oy vermeyece- gini bildirince o da suya düştü. AP.'nin, seçim propagandasını İhtilal düş- manlığı ve D.P. ye sempati temaları üzerine bi- na ettiği, kendi saflarına ve aday listelerine es- ki Demokrat büyüklerin yalanlarını doldurdu- gu doğrudur. Ama ötekiler başka şey mi yapı- yorlardı? Yüksel Menderesi alan Y.1.P.'nin bir lideri, Aydın Yalçın, vaktiyle o kadar hücum ettiği ve yerdiği D.P. devrini Türkiyenin "al- tın devri” ilâh etmekten çekinmiyordu ve Os- man Bölükbaşı Balıkesirde "Ben .ye On- e e kere yakınım!" diye bağırıyordu. C.H.P.'den başk a bir fikir, program söyleyen yoktu, “sadece İsmet Paşa ve arkadaşları kal- kınmaya muhtaç Türkiyenin iktisadi ve sosyal politikasının ne olduğunu anlatmaya çalışıyor- lardı, onların dışındaki herkes hislerle oyna- mayı, onları tahrik, edip onlardan faydalanma- yı düşünüyordu. Bir de Gürsel kendi Cumhur- başkanlığının peşindeydi. Komite ve Orduda teşkilâtlanmış olan grup ise seçimleri C H.P.'ye kazandırıp İhbtilâli ona devretmek, bu suretle rahat etmek arzusu içindeydi. Ama Komite ve o grup, yazık ki, bunun çaresini iyi tesbit ede- memişlerdi ve Zaten seçim gününe kadar da takt hatalarına devam edeceklerdi. Gürselin Gümüşpalaya mektubundan son- a ortaya ' 'yeni tedbirler" lâfi çıkarıldı. Bir gün İsmet Paşa "Neymiş o tedbirler?" diye sordu. Kimse bir şey bilmiyordu, İnkılâp Mahkemeleri tasarısı suya düşmüştü, Aklıeweller başka bir tertip düşündüler. Türkiyenin iki şehrinde, An- karada ve İstanbulda Sıkı Yönetim vardı. Dedi- ler ki: Türkiyeyi iki bölgeye ayırırız ve İnkılâp- la ilgili olarak islenecek suçlardan Ankaranın doğusunda olanları Ankara Sıkı Yönetim mah- kemelerinde, batısında işlenecekleri de İstan- bul Sıkı Yönetim mahkemelerinde yargılarız! Bu, hiç gürültüsüz ve patırdısız, Sıkı Yönetimi bütün Türkiyeye şamil kılmaktı. Akılda başka düşünceler de vardı ve bun- lar, havası yapılsın diye o günler gazetecilerin kulaklarına fislanıyordu. Lüzum görüldüğü takdirde meskenler, cemiyet ve klüplere ait binalar, iş mahalleri, şahısların üzerleri gece ve gündüz aranılabilecekti. Şüpheli kimseler tecrit edilebilecekti. Gazete, kitap ve sair ya- yınlar gerekirse sansür edilebilecek, gerekirse matbaalar kapatılabilecekti. Seyahat hürriyeti kısıtlanabilecekti. Geceleri dolaşmak yasak edi- lebilecekti. Yani Menderesin Tahkikat Komis- yonu Türkiyeye nasıl bir rejim getirmişse, “serbest seçimler"in arefesinde ona (benzer, hattâ ondan ileri bir idare yürürlüğe konula- caktı. Bu tasavvurların bir hayal olduğu sanıl- mamalıdır. 4 Ağustos 1961 tarihli Cumhuriyet gazetesini açanlar bunları ve bunlara benzer tedbirleri "Komitenin düşünceleri" olarak bu- lacaklardır. Durum, İsmet Paşayı telâşlandırdı. İsmet ii yle birl birlikte yeniden Ankaraya gelmiş- nin Gençlik Kurultayı vardı. Ona git- ti, tak söyledi. Yaptık tavsiye sükünet tav- siyesiydi. Seçimlerin, üzerlerine bir toz düşü- rülmeksizin yapılması başlıca hedef bilinmeliy- di. Halbuki havadaki tasavvurlar tam aksi in- tibaı veriyordu. O zaman bizzat İsmet Paşayla ve onun yakın arkadaşlarıyla, Aksallarla, Sa- tırlarla, Feyzioğlularla Komitecilerin arasında kesif bir kulis faaliyeti başladı. İsmet Paşa, seçimlere bu tarz bir hava içinde gidilmesini, parti kapatılmaya kalkışılmasını, propaganda- İarın tahdit edilmesini, bazı kimselerin seçilme haklarının karakuşi bir tarzda kaldırılmasını asla kabul etmeyeceğini İhtilâlcilere en kesin şekilde bildirdi. Bir akşam, Ayten Sokaktaki evde bu "se- çilme hakkı" konusunda İsmet Paşa görüşleri- ni anlattı. Yok Samet Ağaoğlunun veya Namık Gediğin karısı, yok Menderesin oğlu, yok Hay- reddin Erkmenin kardeşi, bunlar yeni siyaset 159

Bu sayıdan diğer sayfalar: