25 Şubat 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 15

25 Şubat 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

XXI Yassıadaya tünel kazıp Menderesi kaçıracaklarını söyleyenler mi, yoksa onları ciddiye alıp yıldırım yağdıran kudret sahipleri mi daha akıllıdırlar — Bir yandan hava gerginleştirilir- ken bir yandan bunun, sakin hale getirilmesine çalışılıyor — laflarfi hakkında — Nihayet Baytarlar Demeği tekliflerin en esaslısını yapıyor yuvarlak Referandum yapılmıştı ve siyasi faaliyete mü- saade olunmasına bir hafta kalmıştı. İsmet Paşa üzgün bir tavırla, daha doğrusu cam sık- kın halde Cumhuriyet gazetesini gösterdi. — Nedir bu, canım?" dedi. Gazete 15 Temmuz 1961 tarihini taşıyor- du ve Yassıadada ll Egeselin 107 sanı- gın idamını istediğini Yy Hadiseyi bi- liyordum, zira o celsede ben de Adadaydım. E- gesel gerçekten kalkmış ve akıl almaz talep- lerde Ka Ona kalsa, ihtilâlden bir yıl sonra Türkiyede kanın gövdeyi götürmesi lâ- zımdı ve adalet yerini ancak böyle bulacaktı. Tabii mahkemelerde bir savçının sözleri en bü- yük mânayı ifade etmez. İddia makamını iş- gal edenler gökteki ayı isterler, bir kaç soka lâmbasiyla yetinebilirler. Ama seçimlere giden bir memlekette bir sabah halkın kalktığında, gazetesinde, 107 kişinin kellesinin istendiğini okumasının tatlı bir hava yaratmayacağını İs- met Paşa görüyor ve hissediyordu. Bu "hava meselesi"nin İhtilâl sonrası se- ri rolü kesin tesirli oldu. Eğer mil- let 1960 yazında sandık başına götürülebilsey- di, -hattâ sonbaharında-, C.H.P., karşısında yekpare bir D.P. dahi bulunsa çoğunluğu ra- hatlıkla alabilirdi. Zira o günler mazlum ve mağdur, İsmet Paşanın C.H.P. siydi. Ona bin türlü zulmü ise D.P. reva görmüştü. D.P. ida- resinin baskısının, yaptığı tedhişin, sebebiyet verdiği ıstırabın, onun polisinin işkencelerinin hatırası öylesine tazeydi ki, bırakınız tarafsız seçmenleri, Demokratların kendilerinin bile on- dan sıtkı lm Fakat bir yıl sonra, 1961'- in yazında gazetelerde görülen manşetler Cum- huriyetteki tip manşetlerdi ve mazlum da, mağ- dur da artık D.P. veya onun taraflılarıydı. Ka- buk değiştirmiş Milli Emniyetin veya iki Sıkı Yönetimin zehir hafiyeleri gün geçmiyordu ki bir “yeni komplo" keşfetmesinler ve şu kadar, bu kadar insanın tevkif edildiği haberi açıklan- masın. Böyle bir haber açıklandı mı konuşkan Gürsel de neman bir demeç veriyor, jetlerle ke- mik yığını haline getirilecek kimselerden, da- rağaçlarından, kurşunlardan ve süngülerden Yuvarlak Masa Konferanslarının bahsediyordu. Bunlar, in ezik yüreğine bi- raz daha eziklik veriyor Bu konuda bir akşam 'bir ortak ahbabımı- zın evinde bazı Komite üyeleriyle, bilhassa Os- man Köksalla yaptığım bir konuşmayı hatırlı- yorum. O yaz Köksal Gürsele hâlâ pek yakın- d ve hem Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteriy- di, hem de Muhafiz Alama komuta ediyordu. İstanbulda İhtilâl sonrasının belki de en komik hadisesi cereyan etmiş, bir takım adamlar, Menderesle arkadaşlarını Yassıadadan kaçır- mayı plânlamak suçundan yakalanmışlardı, Bu işi nasıl yapacaklardı, bilir misiniz? Yenikapı sahillerinden Yassıadaya bir tünel kazarak!. Bu yoldaki ihbar sadece Sıkı Yönetimin iltifa- tına mazhar olmamış, İhtilâlin başı Gürsel de o dehşetengiz demeçlerinden birini patlatmış, "Alimallah herkesi toz ederiz!" mânasına teh- ditler savurmuştu. Osman Köksala: — Olur mu böyle şey?" dedim ve görüşü- mü anlattım. — Sayın Gürsel Devlet Başkanı! Bir Dev- let Başkanı, hele o zat aynı zamanda bir ihtilâ- lin başı da olursa ya ağızını açtığında, ağısın- dan çıkanı yerine getirir, ya da ağızını açmaz. Siz inanır mısınız ki Yassıadaya tünel kazıp Menderesi kaçırmak fikri bir ciddi fikir olabi- lir? Devlet Başkam bunun üzerinde durur mu? Durunca ne oluyor: Kaş yapılmak istenilirken göz çıkartılıyor.." Osman Köksal bende hep, ciddi ve makul bir insan tesiri' yapmıştır. Sözlerimi doğru bul- du, kendisinin de bu tarz tutumları tasvip et- mediğini söyledi, Gürsele lâf anlatmanın güç- lüklerinden bahsetti. Gürsele lâf anlatmak bel- ki güçtü ama, Gürselin lâfları hadiseleri mü- temadiyen, arzulanmayan bir yöne itiyor, bu yönü. değiştirmek için de M.B.K. suni yollar pe- şinde koşuyor, havanın kontrolü elden çıkıyor- 1961 yazının Temmuz sonu ve Ağustos ba- şı, Gürselin hep A.P. ile uğraşmasıyla geçti ve Gürsel A.P. ile uğraştıkça Gümüşpalanın par- tisinin kuweti arttı. Demokratlar artık, hiç 157

Bu sayıdan diğer sayfalar: