XXI Yassıadaya tünel kazıp Menderesi kaçıracaklarını söyleyenler mi, yoksa onları ciddiye alıp yıldırım yağdıran kudret sahipleri mi daha akıllıdırlar — Bir yandan hava gerginleştirilir- ken bir yandan bunun, sakin hale getirilmesine çalışılıyor — laflarfi hakkında — Nihayet Baytarlar Demeği tekliflerin en esaslısını yapıyor yuvarlak Referandum yapılmıştı ve siyasi faaliyete mü- saade olunmasına bir hafta kalmıştı. İsmet Paşa üzgün bir tavırla, daha doğrusu cam sık- kın halde Cumhuriyet gazetesini gösterdi. — Nedir bu, canım?" dedi. Gazete 15 Temmuz 1961 tarihini taşıyor- du ve Yassıadada ll Egeselin 107 sanı- gın idamını istediğini Yy Hadiseyi bi- liyordum, zira o celsede ben de Adadaydım. E- gesel gerçekten kalkmış ve akıl almaz talep- lerde Ka Ona kalsa, ihtilâlden bir yıl sonra Türkiyede kanın gövdeyi götürmesi lâ- zımdı ve adalet yerini ancak böyle bulacaktı. Tabii mahkemelerde bir savçının sözleri en bü- yük mânayı ifade etmez. İddia makamını iş- gal edenler gökteki ayı isterler, bir kaç soka lâmbasiyla yetinebilirler. Ama seçimlere giden bir memlekette bir sabah halkın kalktığında, gazetesinde, 107 kişinin kellesinin istendiğini okumasının tatlı bir hava yaratmayacağını İs- met Paşa görüyor ve hissediyordu. Bu "hava meselesi"nin İhtilâl sonrası se- ri rolü kesin tesirli oldu. Eğer mil- let 1960 yazında sandık başına götürülebilsey- di, -hattâ sonbaharında-, C.H.P., karşısında yekpare bir D.P. dahi bulunsa çoğunluğu ra- hatlıkla alabilirdi. Zira o günler mazlum ve mağdur, İsmet Paşanın C.H.P. siydi. Ona bin türlü zulmü ise D.P. reva görmüştü. D.P. ida- resinin baskısının, yaptığı tedhişin, sebebiyet verdiği ıstırabın, onun polisinin işkencelerinin hatırası öylesine tazeydi ki, bırakınız tarafsız seçmenleri, Demokratların kendilerinin bile on- dan sıtkı lm Fakat bir yıl sonra, 1961'- in yazında gazetelerde görülen manşetler Cum- huriyetteki tip manşetlerdi ve mazlum da, mağ- dur da artık D.P. veya onun taraflılarıydı. Ka- buk değiştirmiş Milli Emniyetin veya iki Sıkı Yönetimin zehir hafiyeleri gün geçmiyordu ki bir “yeni komplo" keşfetmesinler ve şu kadar, bu kadar insanın tevkif edildiği haberi açıklan- masın. Böyle bir haber açıklandı mı konuşkan Gürsel de neman bir demeç veriyor, jetlerle ke- mik yığını haline getirilecek kimselerden, da- rağaçlarından, kurşunlardan ve süngülerden Yuvarlak Masa Konferanslarının bahsediyordu. Bunlar, in ezik yüreğine bi- raz daha eziklik veriyor Bu konuda bir akşam 'bir ortak ahbabımı- zın evinde bazı Komite üyeleriyle, bilhassa Os- man Köksalla yaptığım bir konuşmayı hatırlı- yorum. O yaz Köksal Gürsele hâlâ pek yakın- d ve hem Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteriy- di, hem de Muhafiz Alama komuta ediyordu. İstanbulda İhtilâl sonrasının belki de en komik hadisesi cereyan etmiş, bir takım adamlar, Menderesle arkadaşlarını Yassıadadan kaçır- mayı plânlamak suçundan yakalanmışlardı, Bu işi nasıl yapacaklardı, bilir misiniz? Yenikapı sahillerinden Yassıadaya bir tünel kazarak!. Bu yoldaki ihbar sadece Sıkı Yönetimin iltifa- tına mazhar olmamış, İhtilâlin başı Gürsel de o dehşetengiz demeçlerinden birini patlatmış, "Alimallah herkesi toz ederiz!" mânasına teh- ditler savurmuştu. Osman Köksala: — Olur mu böyle şey?" dedim ve görüşü- mü anlattım. — Sayın Gürsel Devlet Başkanı! Bir Dev- let Başkanı, hele o zat aynı zamanda bir ihtilâ- lin başı da olursa ya ağızını açtığında, ağısın- dan çıkanı yerine getirir, ya da ağızını açmaz. Siz inanır mısınız ki Yassıadaya tünel kazıp Menderesi kaçırmak fikri bir ciddi fikir olabi- lir? Devlet Başkam bunun üzerinde durur mu? Durunca ne oluyor: Kaş yapılmak istenilirken göz çıkartılıyor.." Osman Köksal bende hep, ciddi ve makul bir insan tesiri' yapmıştır. Sözlerimi doğru bul- du, kendisinin de bu tarz tutumları tasvip et- mediğini söyledi, Gürsele lâf anlatmanın güç- lüklerinden bahsetti. Gürsele lâf anlatmak bel- ki güçtü ama, Gürselin lâfları hadiseleri mü- temadiyen, arzulanmayan bir yöne itiyor, bu yönü. değiştirmek için de M.B.K. suni yollar pe- şinde koşuyor, havanın kontrolü elden çıkıyor- 1961 yazının Temmuz sonu ve Ağustos ba- şı, Gürselin hep A.P. ile uğraşmasıyla geçti ve Gürsel A.P. ile uğraştıkça Gümüşpalanın par- tisinin kuweti arttı. Demokratlar artık, hiç 157