25 Şubat 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 26

25 Şubat 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 26
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SANAYİ montaj fabrikalarına gideceğini be- lirtmektedirler. Her halde, bu talep- lerin kimler tarafından o yapıldığı, hiç olmazsa. 20 bin doların üstünde- ki taleplerin kimler tarafından ya- pıldığı açıklanırsa durum aydınla- nacaktır. Zaten, yedek parça ithalinin iz- ninin Ticaret Bakanlığına değil de Sanayi Bakanlığına verilmesi oHü- kümetin işi bildiğinin. fakat odev firmaların tesirinden kurtulmadığı- nın delilini teşkil etmektedir. Hastalığın çaresi ürkiye bir süre sonra Ortak Pa- zara girecektir. Bunun, bugünden bazı tedbirlere ihtiyacı vardır. Bil- hassa türk sanayiinin bu husus dü- şünülerek tanzim edilmesi lâzım- dır. Kara nakil vasıtalarının mon- tajı öyle bir sanayidir ki, bugünkü hâlinde yaşaması ihtimali mevcut dahi değildir. Bu sahadaki firmalar ne vururlarsa onun kâr olduğu i- nancı içindedirler ve Türkiyede bir yeni sanayi dalının ciddi o şekilde kurulması bunların hatırına gelen son fikirdir. e Nitekim . bir tanesinin kudretli sahibi, ken- disine Ortak Pazar batırlatıldığın. da -bir de otomobil montajı kapı- sını açıp yeni bir "tatlı kâr" bul- muştur» "Sanki hangi sanayiimiz Ortak Pazara göredir?" cevabını vermiştir. o Akıllardaki, (Türkiyeyi Ortak Pazara katılmaktan ya alı- koymak, ya da yeni bir mehil iste- yip bugünkü düzeni devam ettirt- mektir. Ama 60 bin liraya getirile- bilecek bir kamyonun vatndaşa 110 bin liraya satılması ve bir tek fir- düzenin tam bir düzensizlik oldu- gunu göstermektedir. Montaj sanayiinin, firma adedi artarsa hiç bir işe yaramayacağı -yani, memleket bakımından bir i- şe yaramayacağı, zira firmaların İ- şine pek yaramaktadır- bazı tecrü- belerle sabittir. Plânlama teşkilâtı- mızda çalışmış olan hintli Prof. Bhagwati bu konuda kendi memle- ketinin geçirdiği bir "pahalı tecrü- be"yi anlatmıştır. Fakat Profesö- rün sözüne pek iltifat eden olma- mıştır. Olmayınca da, bu sanayi köksüz, esassız bir "para vurma ma- kinesi" halinde büyümüştür. Bugün ilk yapılacak iş, yedek parça olarak yüzde elli fazla fiyat- la getirilen malların montaj sana- 26 yinde kullanılmasını önlemek, ya- ni bu sanayiin imalâtını kontrol et- mektir. Kamyon, liberasyon liste- sine değil ama kotalara konulabi- lir. Zaten kotalar, bir subap görevi yapmalıdırlar. Aslında bir sanayi dahi kurulamazken "sanayi kuruyo- ruz" diye bir takım fabrikaların haksız kârlar sağlamasını "hükümet zoru" ile temin etmek devletin gö- revi değildir. Ama, önemli mesele yalnız kara nakil vasıtalarının montajında de- gil, bütün montaj sanayiinde fir- ma adedinin kısıtlanması ve tek ti- o takdirde nusu malın bütünüyle Türkiyede ya- pılması imkân dahiline girer, hem AKİS de kontrol müessesesi daha verim- li işler. Ancak bugünkü hükümetin bu çeşit bir temayülü görülmemekte- dir. Aksine, Ha kârların sağ- lanması gerçek hedef ve bir iktisat politikasının icabı gibi gelmektedir. "Parası olan alır!" felsefesi, nasıl Menderese hâkim olmuşsa Demireli de cezbetmektedir ve böylece ağ atıp kolu yorulmayanlar 60 milyo nu faizsiz kullanabilmenin imkânı nı bulmaktadırlar. Paranın parayı çektiği doğrudur ama bu kadarı da insandaki insaf duygusunu zedelemektedir ve oda- ha da doğrusu istenilirse (o halkın böylesine istismarı yüreklerde o e- ziklik bırakmaktadır. (Basın A: 20162) — 65 25 Şubat 1967

Bu sayıdan diğer sayfalar: