altında bir sebep vardır.”” Ertesi yıl bir başka mektupta da ““Gerçi bun- dan evvel birkaç defa televizyonda çeşitli vesilelerle beyanatlar verdi- niz, ama bu seferki daha da ente- resan oldu. 1984 senesinde de Av- rupa'da her yerde sesinizi duyura- cağınızdan eminim. Bu bir kabili- yet meselesidir. 1985'te Amerika kalıyor, bakalım oraya ne program yapacaksınız?” diyor Tekrarlamakta yarar var, zengin- ler listemiz geçmiş yıllarda olduğu gibi hayli zahmetli bir çalışma so- nucu ortaya çıktı. Çünkü parayı el- lerinde tutanların denetledikleri ser- vetler konusundaki veriler ülkemi de oldukça sınırlı. Yine de, geçmiş- te olduğu gibi bu yıl da, vergi İ leri, yatırım teşvik izinleri, holding- leşmiş grupların faaliyet raporları, şirketlerin ciro ve kârları, YSO ta- dığı kanısındayız. Söz gelimi “gö- Tünmeyen varlıklar”'ın sahipleri bu listede yer almadılar. Ama hareket noktamız, servetin bir anlam taşı- Ması için üretken alanlara yatırıl- ması önkoşuluydu. Dolayısıyla lis- temizde yer alan zengin aileler, özellikle sanayie ve mali sektöre servet aktarabilmiş, servetlerini yıl- ğr itibariyle geliştirebilmiş aileler- ir. Bu yıl araştırmamızda, 100 zen- gin ailemizin keseleri ile uğraşma- yı kısa kesip, onların dünya görüş- lerini, politik eğilimlerini, son yıl- ların tartışma konusu olan çeşitli akımlar hakkındaki fikirlerini araş- tırdık. 100 kişilik listeden tesadüfi örnekleme yöntemiyle seçtiğimiz 25 kişiye uyguladığımız anket ve söy- leşiler, ilginç sonuçlar çıkardı orta- ya. Zenginlerimiz ne kadar liberal? Ne kadar dindar? Ne okuyor, ne ıarmdan düzenlenen en büyük şi etler ki ilk ve- rileri oluşıurdu Bizzat serveti elle- rinde tutan, yıllardan beri ekono- mik etkinlikleri tartışmasız kabul edilen kişilerle yaptığımız görüşme- ler, çalışmalarımıza ışık tuttu. So- nuçta ortaya çıkan liste, bu konu- da en doğru bilgiye sahip olduğu- na inandığımız, yeıkılı kişilerin ti- tiz süzgecinden geçti. Buna rağmen, listemizde yanılma payı olacaktır, ama bunun oranının yüksek olma- Alaton: lar? İdolleri kimler? l!c- kârete nc kadar önem veriyor, lilik dışı ilişkileri nasıl buluyorlar" Bir eşcinsel, kapılarına dayanıp iş istediğinde ne cevap veriyorlar? Bu ve benzeri sorulara verilen cevap- lardan ortaya çıkan tabloyu bir cümlede toparlamak mümkün: 21. yüzyılın eşiğindeki Türkiye'nin “En zenginleri” yeni akımlara du- yarlı, değişen dünyayı görmeye ve anlamaya çalışan insanlar. Geçmi- şin eli tesbihli, kafası örümcekli pa- rababası tipi laııhe kanşmış Batı- iki uCu pis değnek” 'ONUR (Müteahhitlik) ÖZBUCAK (Ozhucak A Ş. / Adana) ÖZSARUHAN (Meta: E. SİMAVİ (Humyel) $. ŞANKAYA (Nergis Tekstil / Bursa) TOPBAŞ (Bahariye Mensucat) ULUSOY (Ulusoy Nakliyat) YIRÇALI (Madencilik) YURTÇU (İzdaş) 50 NOKTA 16 AĞUSTOS 1987 dığında hâlâ oldukça alaturkalar. ama modernleşme yolunda hızla ilerliyorlar. Nurcan AKAD, Ahmet Turhan ALTINER Ulusoy: Çevrecilere de, feministlere de karşı Zengınler kulübünde |herkes libero! nketimizdeki siyasal görüşle- riyle ilgili soruya verdikleri- ni yanıtlarında, 100 zenginimizin | yüzde 11,6'sı sosyal demokrat duklarını belirtirken, diğerlerii tümü liberal görüşü benimsedik- / lerini söylüyor. Bu liberal eksenin de sağı solu var elbette. Mensu- t Santral'dan Fuat Bezmen gi- | bi liberallerin bazıları hâlâ sosya- Plist ruh taşıdıklarını söylerken, | daha büyük çoğunluk hem muha- | fazakâr hem de liberal oldukları- nı vurguluyor. Türkpetrol'ün sa- hibi Aydın Bolak ise hem liberal, | hem muhafazakâr, hem de sosyal demokrat olduğunu belirtiyor. *1970'li — yıllarda — sosyal demokrattım” diyor Nejat Ecza- cıbaşı. “Schmidt'i beğenirdim.”” Şimdi ise sosyal demokrat ruhta bir liberal olduğunu söylüyor. TÜSİAD Başkanı genç Ömer Dinçkök, “Halen benimsenen ve uygulanan piyasa ekonomisi te- mel teşkil etmek üzere, kişisel te- şebbüse ağırlık veren ve içinde muhafazakâr unsurların da bu- lunduğu liberal sistem benimsiyorum” diye dikkatle bu- | günü özetliyor. | “Yüzde yüz liberalim” diyor Kutlutaş Holding patronlarından Nurettin Koçak ve şöyle devam ediyor: “Ancak bazı altyapı hiz- metleri devlet eliyle yapılmalı. Ya- tırımların yüzde doksanını özel sektör yapıyor, böyle şey kabil-i mümkün değil. Büyük yatırımla- ri devlet ydmbılır özel sektör ya- Eski askeri ihtilalci şim- Sosyal demokrat akım- larla liberal akımlar kaynaşıyor” şeklinde bir başka tahlil yapıyor. Soruşturma sırasında bazı İ nç anlar da ya amadık deği ğ) t Santral'ın pat- Fuat Bezmen ile en kuçuk oğlu 34 yaşındaki Mustafa Nejdet Bezmen'e aynı anketi yönelttiğimizd. denen şeyi elle tutarcası memiz çok ilginçti. Fuat Bezmen, sosyalist olduğunu vurguluyor. Ona göre en büyük haksızlık işçi ücretlerinin düşük olması. Zaten iş kanununun Türkiye'de kabu- lünden daha 10 yıl önceden kanu- nu uygulamış. Mustafa Nejdet ise muhafazakâr olduğunu söylüyor ve babasının şaşkın bakışları ara- sında en beğendiği liderin Reagan olduğunu beyan ediyor. En so- nunda iş tatlıya bağlanıyor. İki nin ortak tarafı bulunuyor: Avcı- lık. Söz liberallikten, muhafazakâr- lıktan açlmışken, ikinci sorumu- zu yöneltiyoruz: “Referandum konusundaki yöneliminiz?”” Sakıp Ağa'uvertür'diyor.İyi ki de diyor. O olmasaydı belki bu soruya pek yanıt alamazdık. *Evet” diyerek başı çekti de rahat- ladık. Anket sonuçları şöyle: Re- feranduma 'evet” diyenler yüzde 46,2. *Hayır” diyenler ise yüzde 19,2. Kararsızlar veya yanıt vermek istemeyen- ler de az yüzde tutmuyor hani: Yüzde 34,6. Soru- ya yanıt vermeyenlerden biri Işıklar Holding'ten Turgut Işık. Ama diyor ki, “Yanıt yok, ama göl- geli demokrasiden yana değıhm ” Bu sezintilere göre referandumun akı- beti ne olacak dersini; Ördek mi çıkacak kaz mı çıkacak? Alarko pat- ronlarından İshak Ala- ton'a göre referandum konusu '“iki ucu pis değnek'. Liberalim demek yet- miyor, liberalim demek- le bitmiyor, hemen soru- yoruz ardından: “Türki ye'de komünist partisi- ne izin verilmesi konu- sundaki düşünceniz?” Müsaade sizin! Bu soruya verilen yanıt- ların yüzde 50'si evet. Yüzde 26,9'unda hayır, yüzde 23,1'inde yanıt yok yanıtı var. Türkiye'de komünist partisine izin verilmesi konusunda Koçtuğ şirketinin patronu Ali Koçman “Avrupa ülkelerinin siyasal ve €ekonomik açıdan bugün ulaştığı seviyeyi yakalayacak müstakbel bir Türkiye'de, komünist partisi- ni mahzurlu görmem ” diyor. Aynı soruya Hema Holding pat- ronu yüzde yüz evet yanıtı veri- KARİKATÖRLER / EMRE UAŞ Or. YO Halkın ekonomik gücü yük- selmeden böyle bir şeye karşıyım” diyor Nurettin Koçak. Buna kar- şın Beymen Grubu'ndan Kerim Ke- rimol'un görüşü ise şu: “Her dü- şüncenin güreşmesinden yanayım. Hürriyetler kısıtlanmamalı.”” Serveti 50 - 150 milyar TL arasında olanlar: (Alfabetik sırayla) ACIMAN (Manajans) M. AĞIN (Bisaş / Bursa) AKKERMAN (Çimentaş / İzmir) BEŞİKÇİOĞLU (İzmir) BEZMEN (Mensucat Santral) D. BİLGİN (Sabah) A. BOLAK (Türkpetrol) BOROVALI (Tütün / İzmir) BURLA (Burla Biraderler) (CANKURTARAN (Cankurtaran Holding) CERRAHOĞLU (Deniz Nakliyat) CEVAHİR (Rio-Cevahir Müteahhitlik) ÇARMIKLI (Libaş) $. ÇAVUŞOĞLU (ÇBS) DEDEMAN (Dedeman Otelleri) DÜRÜST (Alo-Mintax) ERCAN (Ercan Holding) ESİN (Esin Nakliyat) Ercan İlk dilimden üçüncü dilime düştü ESKA ESKİYAPAN (Nuh'un Ankara Makarnası / Ankara) GÜLER (Cihan Elektronik) GÜREL (Tütün / İzmir) HAKKO (Vakko) HAS (Has Otomotiv) HATTAT (Hema Holding) IŞIK (işıklar Holding) KALKAVAN (Deniz Nakliyat) KARAGÖZOĞLU (Tütün / İzmir) KAVALA (Kavala Grubu) NOKTA 16 AĞUSTOS 1987 51